Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Kobani bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin 108 sanığın yargılanmasına devam edildi

25.10.2021 19:00:00

ANKARA (AA) - Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin, aralarında PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin yanı sıra eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu 108 sanığın yargılanmasına devam edildi.


Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan bazıları bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı, diğer sanıklar ve taraf avukatları ise salonda hazır bulundu.


Duruşmada savunma yapan eski HDP MYK Üyesi Nazmi Gür, sağlık sorunları olduğunu ve cezaevinde savunma hazırlama konusunda ciddi problemler yaşadığını anlattı.


Usule ilişkin itirazlarını daha önce mahkemeye sunduğunu ifade eden Gür, "Türkiye, Avrupa Birliği'ne üye olmak için çaba gösteren bir ülkedir. Kendini demokratik ve hukuk devleti olarak tanımlıyor. Gözaltına alınma biçimim hukuksuzdur." iddiasında bulundu.


Gür, "Yargı bağımsız ve tarafsız değildir. Haksız ve hukuksuz yere tutuklandık. Savcılık işlediğimizi iddia ettiği suçlara ilişkin herhangi bir delil sunmamıştır. Türkiye'de erişimi olmayan bir internet sitesindeki haberlerden iddianame düzenlenmiştir." görüşünü savundu.


Nazmi Gür, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin "Selahattin Demirtaş'ın tutukluluk sürecinin uzatılmasının yeterli hukuki dayanaklardan yoksun olmasını gerekçe göstererek serbest bırakılması" talebinin, mahkeme tarafından uygulanması gerektiğini ifade etti.


Davanın siyasi olduğunu ileri süren Gür, savunmasını şöyle sürdürdü:


"Bizler olaylar başlamadan önce hükümet yetkililerinin tamamıyla sürekli iletişim halindeydik. Bu işlerin sonlanması için çaba gösterdik. MYK toplantısı devam ederken Demirtaş'ı Başbakan Ahmet Davutoğlu aradı. Toplantıdan çıktı. Demirtaş geri döndüğünde ümitvar olmayan bir görüşme olduğunu söyledi. Bizim o açıklamamız olayları başlatmamıştır. Olaylar çok önceden başladı. Sabote edildiğini ve provoke edildiğini biz gördük, hükümet de gördü. 6-7 Ekim olaylarının çıkış sebebi bizim çağrımız değil. İnsanlar zaten sokağa inmişti. HDP'lileri saldırı altına almışlardı. Bizim çağrımızın iddia edildiği gibi halkı galeyana getirmek, halkı ayaklandırmak gibi bir niyeti yoktu. IŞID'in saldırısı sonucu 200 bin insan Suruç'a geldi. PYD'li yetkililer üst düzey devlet yetkilileriyle görüşüyorlardı. İnsani koridor açılmasını istiyorlardı. O koridordan daha sonra Peşmergeler geçti, uluslararası koalisyonun hava desteğiyle Kobani kurtarıldı."


Gür, 6-8 Ekim olaylarından bir süre önce Şırnak Habur Sınır Kapsı'ndan çok sayıda yurt dışı giriş çıkış kaydı olduğunu belirterek, "Partimizin dış ilişiklerini ben yönetiyorum. Bu gidişler muhatap partilerle yaptığımız görüşmelerdir. Sivil toplum örgütleriyle görüşmek ve etkinlikler için gittim." karşılığını verdi.


6 Ekim 2014'te terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD tarafından HDP'ye gönderildiği tespit edilen e-postayı, MYK üyelerine gönderip göndermediğine ilişkin soruya Gür, "Bu e-posta herkese gitmiş olabilir. Dışişleri Bakanlığına da gitmiş olabilir. Bu bir 'imdat' çağrısıdır. Milyonlarca insana yollanan bir e-postadır bu." yanıtını verdi.


Üzerine isnat edilen tüm suçlamaları reddeden Gür, kalp ve yüksek tansiyon hastası olduğunu beyan ederek, tahliye talebinde bulundu.


Beyanların ardından mahkeme, yarın devam edilmek üzere duruşmayı tamamladı.


- İddianameden


Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçlarını Soruşturma Bürosunca hazırlanan iddianameye göre, Suriye'deki iç savaş nedeniyle terör örgütü DEAŞ'ın Kobani'ye (Ayn el-Arap) saldırması üzerine Ekim 2014'te HDP yönetimi ile terör örgütü PKK elebaşları, sokağa çıkma çağrısında bulundu.


Yapılan çağrılarla aralarında İstanbul, Ankara, Bursa ve Diyarbakır'ın da olduğu 35 il ve 96 ilçede yasa dışı gösteriler başlatıldı, kolluk güçlerinin yanı sıra siviller de hedef alındı.


Olaylarda 37 kişi hayatını kaybetti, 761 kişi yaralandı, 197 okul yakıldı, 269 kamu binası tahrip edildi, 1731 ev ve iş yeri yağmalandı, 1230 araç kullanılamaz hale getirildi.


Aralarında eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin de olduğu 75'i firari 108 sanığın ülke genelindeki bütün eylemlerden sorumlu tutulduğu iddianamede, sanıkların tamamının 38'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ve süreli hapis cezasına çarptırılması isteniyor.






DİĞER HABERLER