Kiracı ile kiraya veren arasında imzalanan kira sözleşmesi, iki taraf arasındaki hukuki ilişkiyi düzenler. Kiraya veren, sözleşmede belirtilen koşullar altında kiracıyı mülkten çıkarabilir. Bu makalede, kiracıların mülkten çıkarılma süreçlerine ilişkin detayları ele alacağız. Bu süreçlerden ihtiyaç nedeniyle tahliye süreci günümüzde en sık karşılaşılan tahliye sebeplerinden biri olması hasebiyle üzerinde özellikle bilhassa durulmalıdır.
Kiracının mülkten çıkarılması için çeşitli hukuki yollar bulunmaktadır. Kiracının mülkten çıkarılması için bazı özel şartların gerçekleşmiş olması gerekir. Örneğin, kiracının kira ödememesi, kira ödemelerinde gecikme yaşaması, kiraya verenin mülk için ihtiyaç duyması, mülkü yeni satın alan sahibin mülke ihtiyacı olması, kira sözleşmesinin başlangıcından itibaren on yıl geçmesi veya kiracının mülke zarar vermesi gibi durumlar, kiracının mülkten çıkarılmasına yol açabilir.
Bu süreçte kişiler maddi ve manevi olarak ciddi kayıplar yaşayabilmektedir. Hukuki sürecin kişiler açısından hem mali hem de manevi olarak en hafif şekilde atlatılabilmesi için uzman bir avukatlık bürosundan hukuki destek alınması önerilmektedir.
Türk Borçlar Kanunu'nun 310. maddesine göre, kiralanan mülkün sahibi değişse bile yeni sahip kira sözleşmesinin bir tarafı haline gelir. Ancak, konut ve çatılı işyerleri için özel düzenlemeler bulunur ve yeni sahibin kiracıyı çıkarabilmesi için belirli şartlar aranır. Yeni sahibin, mülkü kendisi, eşi, doğrudan akrabaları veya yasal olarak bakmakla yükümlü olduğu kişiler için kullanma ihtiyacı varsa, kiracıyı çıkarabilir. Yeni sahibin kiracıyı çıkarabilmesi için mülkü elde ettiği tarihten itibaren bir ay içinde kiracıya durumu yazılı olarak bildirmesi gereklidir. Bu bildirimin yapılmasından itibaren altı ay sonra dava açarak sözleşmeyi sonlandırabilir. Ayrıca, yeni sahip gerektiğinde, sözleşmenin bitiminden sonra bir ay içinde dava açma hakkına da sahiptir.
Kiracı, kira sözleşmesini en az on beş gün önce yazılı olarak kiraya verene bildirerek tek taraflı olarak sonlandırabilir. Ancak, ev sahibi kiraya veren, bir yıl dolduktan sonra kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshedemez ve bu durumda kiracıyı çıkaramaz. Yasalar, konut ve çatılı işyeri kiralarında, kiraya verenin fesih yetkisini sınırlayarak kiracıyı korumayı amaçlar.
Konut ve çatılı işyeri kiralarında, kiraya verenin kira sözleşmesini herhangi bir sebep göstermeksizin sonlandırma imkanı bulunmaktadır. Ancak, bu imkanın kullanılabilmesi için belirli zaman sınırlamaları getirilmiştir. Sözleşmenin sonlandırılabilmesi için meşru bir sebep yoksa ve kiracı sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getiriyorsa, kiraya veren ancak on yıllık sürenin sonunda sözleşmeyi sonlandırabilir.
Beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde, yeni kira yılı için kira bedeli, hakim tarafından belirlenir. Bu durumda, beş yıl sonunda kiracının çıkarılması yasal olarak mümkün değildir. Ancak, daha önce belirtilen şartlar gerçekleşirse, kiracının tahliyesi sağlanabilir.
TBK'nın ilgili maddesi gereği, kiraya veren, mülkü kendisi, eşi, doğrudan akrabaları veya yasal olarak bakmakla yükümlü olduğu kişiler için kullanmak amacıyla, kiracıyı mülkten çıkarabilir. Kiraya verenin bu ihtiyacının gerçek ve samimi olması şarttır.
Kiracı, mülkü belirli bir tarihte boşaltacağını yazılı olarak bildirmişse ve buna rağmen mülkü boşaltmamışsa, kiraya veren bu nedene dayanarak kiracıyı mülkten çıkarabilir. Kiracının verdiği taahhüt, kiraya verene mülkü boşaltma konusunda yasal bir hak sağlar.
TBK'nın ilgili maddesi, kiralananın kullanımı için gerekli olan temizlik ve bakım giderlerinin kiracı tarafından karşılanması gerektiğini belirtir. Kiracı aidatı ödemezse, kiraya veren yasal yollara başvurabilir.
Kiracı, kira bedelini ödemezse ve kiraya verenin belirlediği süre içinde de ödeme yapmazsa, kiraya veren sözleşmeyi feshedebilir. Bu durumda kiraya veren, yasal işlemleri başlatarak kiracının mülkten çıkarılmasını sağlayabilir.
TBK'nın ilgili maddesi, mülkün yeniden inşası veya önemli onarımlar için kiracının mülkten çıkarılmasına olanak tanır. Ancak, bu tür onarım ve yapım çalışmalarının büyük ölçekte olması ve kiracının mülk içinde kalmasının imkansız olduğu durumlar için geçerlidir.
Kiracı, mülkü zarar verecek şekilde kullanamaz. Kiracının mülke zarar vermesi durumunda, kiraya veren yasal yollarla sözleşmeyi feshedebilir ve kiracının mülkten çıkarılmasını sağlayabilir.
Kiracının iflası durumunda ve gerekli güvenceler sağlanamazsa, kiraya veren kira sözleşmesini sonlandırabilir.
Uyuşmazlık durumunda, kiraya verenin ilk adımı kiracıya ihtarname çekmek olmalıdır. Bu, daha sonra açılacak davalarda kiraya veren için bir dayanak oluşturabilir.
Herkes hukuki bir işlemi avukat olmadan yapabilir; ancak, kira hukuku gibi özelik gerektiren alanlarda avukat yardımı almak önemlidir.
Kiracının mülkten çıkarılması genellikle tahliye davası yoluyla gerçekleşir ve bu süreç ortalama 1 - 1.5 yıl sürebilir.
Resmi Gazete'de yayımlanan geçici hükme göre, konut kiraları için kira bedelinin %25 oranında artırılması mümkündür. Kiraya veren, kiracıyı bu oranın üzerinde bir artışa zorlayamaz.