Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)

23.03.2021 15:42:00
"(HDP hakkındaki kapatma davası) Demokrasilerde parti kapatmak doğru değildir, seçimle gelen seçimle gider" "(İstanbul Sözleşmesi) Hangi gerekçeyle bunu feshettin? Bir hakkı kadınların elinden almak zorbalıktır. Bu devlette zorbalığa asla izin vermeyeceğiz. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum, mağdur olan sizsiniz, haklarınız elinizden alınmak isteniyor" "Çek mağduru bütün kardeşlerime söylüyorum, endişeye kapılmayın. Hapishaneler zaten tıka basa dolu, size yer yok. Bu da hayatın bir başka ger

TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP hakkındaki kapatma davasına ilişkin "Demokrasilerde parti kapatmak doğru değildir, seçimle gelen seçimle gider." dedi.


Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, CHP'li milletvekillerinin ziyaretinin ardından Şanlıurfa'daki çiftçilere elektrik ve su verilmeye başlandığını söyledi.


Çiftçinin gübre, fide, tohum ve ilacı dolarla alıp ürününü Türk lirasıyla sattığı için şikayet ettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, ürününe alıcı bulamayıp zarar ettiğini belirten Şanlıurfalı çiftçinin ve bu ildeki vatandaşların bu zamana kadar koşulsuz şekilde oy verdikleri AK Parti tarafından sahipsiz bırakıldığını savundu.


Kılıçdaroğlu, şehirde uzman doktor eksiği olduğunu, 5 kez temeli atılan şehir hastanesinin hala tamamlanmadığını ve şehirdeki 530 bin öğrenciden 450 bininin EBA'ya erişemediğini ifade ederek, "Urfalı esnaf, 'Paran yoksa karın, çocuğun, komşun yüzüne bakmaz. Ama en acısı hem paran yok hem Urfalıysan devlet yüzüne bakmaz, insan yerine koymaz seni.' diyor. Devlet değil, sarayda oturanlar senin yüzüne bakmaz. Devlet, millet olarak herkesin yanında olacağız. CHP olarak da herkesin yanında olacağız." diye konuştu.


Devlet yönetilmediği için akşam yatarken sabah ne olacağının ve hangi kabusa uyanılacağının bilinmediğini öne süren Kılıçdaroğlu, devletin bilgiyle, erdemle, tecrübeyle, ahlakla, istişareyle ve adaletle yönetilebileceğine işaret etti. Devletin kinle, intikamla, öfkeyle, birilerinin talimatıyla ve israfla yönetilemeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Öyle noktalara taşıdı ki kini ve öfkeyi, gazetede okuduğumda içim cız etti. Süleyman Demirel. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık yapmış. 'Barajlar Kralı' olarak milletin gönlünde yer almış bir kişinin, Konya Selçuk Üniversitesinde adını taşıdığı kültür merkezinden adını siliyorsun? Bu, devletin, bizim ecdadımızın hangi geleneğine, töresine sığar? Nasıl oluyor bu kin ve öfke saraydan ta üniversitelere kadar yansıyor? Ahlak, vefa denen bir şey yok mu? Vefayı, ahlakı, adaleti unutturmaya çalışıyorlar ama biz unutmayacağız. Kimsenin unutmasını da istemem"


- "Bu haksızlığı nasıl sineye çekiyorsunuz?"


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Yargıtayın talimatla toplanarak, attığı bir tweet nedeniyle bir milletvekilinin dokunulmazlığını kaldırdığını ve yıldırım hızıyla milletvekilliğinin düşürüldüğünü söyledi.


"Hangi adalet bu?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Yukardakiler, saraydakiler Müslümanlığı kimseye bırakmıyorlar, onların dışında bu memlekette hiç Müslüman yok. Peki, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa, bu haksızlığı nasıl sineye çekiyorsunuz? Bu haksızlığı öfkeyle nasıl besliyorsunuz? Bunu anlamak mümkün değil?" dedi.


HDP'nin kapatılmasına ilişkin davaya da değinen Kılıçdaroğlu, bu konuda Cumhuriyet Başsavcılığına yıldırım hızıyla talimat verildiğini iddia etti. Kılıçdaroğlu, "Demokrasilerde parti kapatmak doğru değildir, seçimle gelen seçimle gider. Bir parti milletten destek almazsa zaten tarihin çöp sepetine gider. Hem 'demokrasi' hem 'milli irade' diyeceksiniz, sonra kalkacaksınız adalete aykırı pek çok uygulamanın altına imza atacaksınız. Bunlar doğru değil." ifadelerini kullandı.


- "Bir sabah 42 milyon kadının hakkını ellerinden alıyor"


Karşılıksız çek mağdurlarının salonda bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, esnafın, devletten alacağını alamadığı için çekini ödeyemediğini ve hapis cezasıyla karşı karşıya kaldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Çek mağduru bütün kardeşlerime söylüyorum, endişeye kapılmayın. Hapishaneler zaten tıka basa dolu, hapishanelerde size yer yok. Bu da hayatın bir başka gerçeği. Ama sizin hakkınızı sonuna kadar savunacağız." diye konuştu.


İstanbul Sözleşmesi'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yürürlükten kaldırıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Kimsin sen? Adaletsizliğin ağababasıysan eyvallah, biz onu zaten biliyoruz. Kinle, öfkeyle devleti yönetiyorsan onu da biliyoruz. Siyaseti cep doldurma aracı olarak gördüğünü de çok iyi biliyoruz. Yandaşlarına milyar dolarları kazandırdığını da biliyoruz. İşi olanı işinden ettiğini de biliyoruz. Ama 42 milyon kadına ihanet edeni de gayet iyi artık öğreniyoruz ve biliyoruz." sözlerini sarf etti.


Kemal Kılıçdaroğlu, egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğunun bütün anayasalarda yer aldığına işaret ederek, bir kişinin, egemenlik hakkını tek başına kullanamayacağını belirtti. Egemenlik hakkını yasama, yargı ve yürütmenin kullanabileceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Yasama ve yargının üzerindeki vesayet dolasıyla bir kişi egemenlik hakkını kullanıyor ve kalkıyor bir sabah 42 milyon kadının hakkını ellerinden alıyor." dedi.


CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhuriyeti kuranların kadına, gelişmiş birçok ülkeden önce önemli haklar tanıdığının altını çizerek, şöyle devam etti:


"1934'te kadınlara seçme seçilme hakkı verildi. Fransa'da 10 yıl, Japonya'da 11 yıl sonra, İtalya, Arjantin ve Meksika'da 12 yıl sonra, Çin'de 13 yıl sonra, Yunanistan'da 18 yıl sonra, Belçika'da 26 yıl sonra, İsviçre'de 37 yıl sonra. 'Mustafa Kemal gibi bir insan 100 yılda bir çıkar ve bize nasip oldu.' neden diyoruz? Bunu bütün dünya söylüyor. Geleceği görüyor. Kadının bu toplumun ayrılmaz bir parçası olduğunu ve ikinci sınıf bir yurttaş olmadığını, cinsiyet eşitliğinin olması gerektiğini, onun da erkek gibi seçimlere girme ve devleti yönetme hakkı olduğunu kabul ediyor. Bu düzenlemeleri pek çok gelişmiş ülkeden önce yapıyor. Kadınların lehine olan bütün uluslararası sözleşmeleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti kabul ediyor."


- "Aslında Cumhur değil, 'koltuk ittifakı' var"


Devletin önyargı, kin ve öfkeyle yönetilmeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Devlet, 'Bu koltukta kalayım, ne olursa olsun.' anlayışıyla da yönetilmez. Koltuğa tapılan, koltuk için toplumun feda edildiği bir ülkede, ne gelişmeyi ne demokrasiyi ne de kadın-erkek eşitliğini bulabilirsiniz." dedi.


Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, kısa adı İstanbul Sözleşmesi olan "Kadına Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi"ni yürürlükten kaldırdığını hatırlatarak, "Bir sabah kalktık, Gazi Meclisten oy birliğiyle çıkan, kendisinin de imzaladığı, yürürlüğe koyduğu bir sözleşmeyi 'Feshettim.' diyor. Kime danıştın, sordun? Hangi kadınlara sordun? Bu ülkenin kadınlarına 'Ne düşünüyor?' diye sordun mu? Bu kadınların nasıl şiddete uğradığını biliyor musun?" sorularını yöneltti.


Vatandaşın sözleşmenin içeriğini tam bilmediğini ve baştan aşağı okumadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, AK Parti'ye ve MHP'ye oy veren kadınlara seslenerek, "Diyorlar ya 'Cumhur İttifakı.' Aslında Cumhur değil, 'koltuk ittifakı' var orada. Orada ilkeler yok, koltuğu korumaya yönelik olarak bütün mücadele onun üzerine. 'Memleket tufan olabilir, yeter ki ben koltukta kalayım.'" şeklinde konuştu.


İstanbul Sözleşmesi'nin amacına ilişkin maddeleri sırasıyla okuyan Kılıçdaroğlu, her bir maddeyi okuduktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Sen bu maddenin, bunun neresine karşısın?" sorusunu yöneltti. Kılıçdaroğlu, "Hangi gerekçeyle sen bunu feshettin? Bir hakkı, kadınların elinden almak zorbalıktır. Bu devlette zorbalığa asla izin vermeyeceğiz. Bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum, mağdur olan sizsiniz, haklarınız elinizden alınmak isteniyor." dedi.


(Sürecek)




DİĞER HABERLER