Türk Ceza Kanunu'nun 86. maddesinde yer alan kasten yaralama suçu, bireylerin vücut bütünlüğüne kasıtlı olarak zarar verme, acı çektirme ya da kişinin sağlık durumunu veya algı yeteneklerini olumsuz etkileme eylemleri olarak tanımlanmaktadır.
Kasten yaralama suçunun en hafif şekli için öngörülen ceza bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Ancak, suçun işleniş biçimi, mağdura karşı işleniş nedeni ve meydana getirdiği sonuçların ciddiyetine göre ceza miktarı artırılabilir veya azaltılabilir. Ancak bu suç bakımından kast unsuru önem taşımaktadır. Zira taksirle yaralama suçu TCK’da ayrıca düzenlenmiştir ve şartları ile cezası kasten yaralamadan oldukça farklıdır.
TCK 86 kapsamında bir soruşturmaya yahut kovuşturmaya maruz kalınan durumlarda ceza hukukunda uzman bir İstanbul hukuk bürosundan hukuki destek alınması önerilmektedir. Zira savunmada yapılabilecek eksiklik yahut hatalar kişilerin çok büyük mağduriyetler yaşamasına sebep olabilecektir.
Kasten yaralama, bir kişinin kasıtlı olarak başka bir kişinin vücut bütünlüğüne zarar vermesi, sağlığını bozması ya da algılama yeteneklerine zarar vermesi eylemidir. Yaralama kavramı, genel anlamda kanama veya fiziksel zarar gerektirmeyip, kişinin ruh sağlığını da olumsuz etkileyebilecek durumları kapsar. Dolayısıyla, yaralama fiili fiziksel acı veya zarar ile sınırlı olmayıp, geniş bir yelpazede değerlendirilmelidir.
Kasten yaralama suçu, failin mağdurun vücuduna acı veren, sağlığını veya algılama yeteneğini bozan herhangi bir eylemle işleyebileceği geniş kapsamlı bir suçtur. Bu suç hem kasıtlı eylemlerle hem de ihmali davranışlarla işlenebilir. TCK'nın 88. maddesinde, kasten yaralamanın ihmali yolla işlenmesi durumları açıkça belirtilmiştir. Kasten yaralama, sadece fiziksel zarar şeklinde değil, kişinin mental sağlığına yönelik eylemlerle de işlenebilir.
Bu suçun fiziksel zarar verme şeklinde gerçekleştirilmesi durumunda, eylemin somut olarak acı veya zarar vermesi beklenir. Örneğin, birine tokat atmak veya kişiyi iterek düşürmek gibi eylemler. Bunun yanı sıra, sağlık durumunun bozulması veya algılama yeteneklerinin zarar görmesi de bu suç kapsamında değerlendirilir.
Kasten yaralama suçu, mağdurun vücut bütünlüğüne zarar verecek, sağlığını veya algılama yeteneğini bozacak çeşitli eylemlerle işlenebilir. Bu eylemler arasında fiziksel saldırılar, mağduru itmek, yere düşürmek, acı verecek cisimlerle vurma veya bıçaklama gibi fiiller bulunmaktadır.
Kasten yaralama suçunun unsurları, maddi ve manevi unsurlar ile hukuka aykırılık olmak üzere üç ana başlık altında incelenebilir. Suçun faili ve mağduru arasında özel bir ilişki gerekmez ve herkes tarafından işlenebilir. Suçun işleniş şekli, mağdurun vücut bütünlüğü üzerinde gerçekleştiği için, bu suçun konusu kişinin vücut bütünlüğüdür. Kasten yaralama, sonuçları itibarıyla değerlendirilen neticeli bir suçtur ve suçun manevi unsuru, failin eylemi sonucunda mağdurun zarar göreceğini bilmesi ve istemesidir. Ayrıca, suçun hukuka aykırı olması için herhangi bir hukuka uygunluk nedeninin bulunmaması gerekir.
Kasten yaralama suçunun cezası, suçun işleniş şekline, mağdurun kim olduğuna ve suçun sonuçlarına göre değişkenlik gösterir. TCK'nın 86/1 maddesine göre, suçun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Eğer suçun sonucunda meydana gelen zarar basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir durumdaysa, ceza dört aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası şeklinde olabilir.
Kasten yaralama suçunda şikâyet sadece basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek hafif durumlarda aranır ve şikâyet süresi altı aydır. Şikâyetin geri alınması halinde ilgili işlemler sonlandırılır. Suçun şikâyete bağlı olmayan hallerinde ise, Cumhuriyet Savcılığı'nın sekiz yıl içinde soruşturma başlatması gerekmektedir. Uzlaşma, bazı durumlar hariç olmak üzere kasten yaralama suçlarında uygulanabilir bir yöntemdir.
Kasten yaralama suçunun cezasını etkileyen ağırlaştırıcı veya hafifletici sebepler mevcuttur. Bu suçun hafifletici sebepleri arasında, zararın basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilir olması durumu yer alırken, ağırlaştırıcı sebepler arasında suçun silahla, kamu görevlilerine karşı veya canavarca hisle işlenmesi gibi durumlar bulunur.
Kasten yaralama sonucu mağdurun ölmesi durumunda, failin yaralama kastı ile hareket ettiği ve ölüm neticesinin en azından taksirle gerçekleştiği durumlar dikkate alınır. Eğer failin kastı direkt olarak öldürmekse, bu durumda kasten öldürme suçu gündeme gelir.
Haksız tahrik indirimi, failin haksız bir eyleme karşılık duyduğu şiddetli duygular altında suç işlemesi durumunda uygulanabilir. Bu indirim oranı, suçun niteliğine ve tahrikin yoğunluğuna göre değişkenlik gösterir.
Kasten yaralama suçları genellikle Asliye Ceza Mahkemelerinde görülür. Ancak, suçun ölümle sonuçlanması gibi durumlar Ağır Ceza Mahkemelerinin yetki alanına girer.
Gözaltı ve tutuklama, suç şüphelilerinin özgürlüklerinin geçici olarak kısıtlanması için uygulanan önlemlerdir. Bu önlemlerin uygulanabilmesi için belirli şartların bulunması gerekir. Kasten yaralama suçunda gözaltı ve tutuklama kararları, suçun işleniş şekli ve somut delillerin varlığına bağlı olarak verilebilir.
Kasten yaralama suçu, failin mağdurun vücut bütünlüğüne, sağlığına veya algılama yeteneğine kasıtlı olarak zarar vermesi eylemidir. Bu suçun cezası, işleniş şekline, mağdura karşı işleniş nedenine ve meydana getirdiği sonuçlara bağlı olarak değişir. Suçla ilgili şikâyet, uzlaştırma ve tutuklama gibi süreçler de bu suçun işleniş biçimine göre farklılık gösterir.