Kasten öldürmeye teşebbüs ve onun cezai sonuçları, yasalar çerçevesinde oldukça ciddiye alınan ve ağır sonuçları olan suçlardan biridir. Bu tür bir suçla itham edilen bireylerin yargı süreçleri ağır ceza mahkemelerinde işler.
Bir kişinin başkasının hayatını kasıtlı olarak sonlandırmaya yönelik girişimde bulunmasına karşın, muhtelif sebeplerle bu girişimin sonuçsuz kalması durumunda kasten öldürmeye teşebbüs suçundan bahsedilir. Başka bir deyişle, failin net bir şekilde öldürme niyetiyle hareket etmiş olmasına rağmen, çeşitli nedenlerle ölüm olayının gerçekleşmemiş olması bu suçun varlık sebebini oluşturur.
Kasten öldürmeye teşebbüs, failin mağduru öldürme kastıyla hareket ettiği ve mağdurun bu eylemden yara alarak kurtulduğu durumları kapsar. Bu suç, silahla ya da bıçakla saldırı gibi yöntemlerle işlenebileceği gibi, birisini yüksek bir yerden itmek veya bilinçli olarak araçla üzerinden geçmek gibi eylemlerle de işlenebilir. Burada esas olan, suçun işlenme yöntemi değil, failin öldürme kastıyla hareket etmesidir. Başka bir deyişle bu suçun meydana geldiği durumlarda çeşitli sebeplerle failin teşebbüs ettiği kasten öldürme suçu vücut bulmamıştır.
Kasten yaralama suçu ile sıkça karıştırılan ve mahkemelerde suçun mahiyeti açısından tartışma konusu olan kasten öldürmeye teşebbüs, cezai yaptırımlar açısından daha ağır sonuçlar doğururken, kasten yaralama daha hafif cezalarla sonuçlanır. Kasten yaralama durumunda, failin yalnızca yaralama niyeti bulunmaktadır, yani öldürme gibi bir amacı olmadan sadece yaralama eylemini gerçekleştirir.
Kasten öldürmeye teşebbüs, failin mağduru öldürmeye yönelik harekette bulunması gerektiği anlamına gelir. Bu suçun var olup olmadığının anlaşılabilmesi için suçun işleniş şekli, kullanılan araç gereçler ve sonuçları dikkate alınarak bir değerlendirme yapılır. Suçun yanlış nitelendirilmesi sonucunda kişilerin uzun yıllar hapis cezasına maruz kalma riski bulunmaktadır. Bu sebeple ceza hukukunda tecrübeli bir İstanbul’daki avukattan hukuki yardım almak sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından çok önemlidir.
Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun temel iki oluşum şekli bulunmaktadır;
Bu suçun gerçekleşmesi için yasal olarak tanımlanmış başlıca unsurlar bulunmaktadır. Kasten öldürmeye teşebbüsün en belirleyici özelliği, failin öldürme niyetiyle hareket etmesidir. Yani, failin karşıdaki kişiyi öldürme amacıyla harekete geçmiş olması, bu suçun temel unsuru olarak kabul edilir. Türk Ceza Kanunu'na göre, kasıtlı ve bilinçli olarak gerçekleştirilen eylemler, kasten öldürmeye teşebbüs olarak tanımlanır. Bu suçun oluşumunda, failin davranışları, özellikle de olay öncesi, sırası ve sonrasındaki tutumları önemli bir yer tutar.
Kastın varlığını belirlemek için, olayın sonucuna kadar gerçekleşen süreç ve davranışlar incelenir. Somut delillerin yanı sıra, kasten öldürmeye teşebbüsün unsurlarını anlamada kullanılabilecek soyut deliller de vardır. Yargıtay kararları ve yasal düzenlemeler ışığında, kasten öldürmeye teşebbüs suçunun unsurlarının varlığını belirlemek için dikkate alınması gereken bazı hususlar şunlardır:
Örneğin, bir kişi yaraladıktan sonra hemen sağlık ekiplerine ve polise durumu bildirirse, bu, kasten yaralama suçunu işlediğine dair daha fazla inandırıcılık sağlar. Ya da bir tartışma sonrası verilen tek bir bıçak darbesi, kasten yaralama suçu kapsamına girebilir. Kasten yaralama suçunda, derin ve çok sayıda darbe bulunmaması ve failin kendi iradesiyle eylemine son vermiş olması önemli bir noktadır. Ancak, birden fazla bıçak veya kurşun darbesi ve bu darbelerin özellikle hayati bölgelerde bulunması, kasten öldürmeye teşebbüs şüphesini güçlendirir.
Yargıtay kararları, suçun somut özelliklerine göre farklılık gösterebilir. Birden fazla kriterin bir arada bulunması durumunda, kasten öldürmeye teşebbüs suçu işlendiğine dair kararlar alınabilir. Ancak, failin yaralama kastının açıkça belirlenemediği durumlarda, "şüpheden sanık yararlanır" ilkesi uygulanmalı ve sanığın lehine kasten yaralama suçu işlendiğine dair karar verilmelidir. Sonuç olarak, failin kesin olarak öldürmeye teşebbüs amacıyla hareket ettiğine dair açık deliller bulunmadığı durumlarda, varsayımlar üzerinden hareket edilerek failin bu suçla cezalandırılması, insan haklarına ve adil yargılanma ilkesine aykırı olacaktır.
Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun cezası, suçun basit veya nitelikli oluşuna göre değişkenlik gösterir. Basit kasten öldürmeye teşebbüs suçu için ceza süresi 9 ila 15 yıl arasında değişirken, suçun nitelikli halleri durumunda ceza 13 yıldan başlayarak 20 yıla kadar çıkabilir. Suçun nitelikli sayılabilmesi için şu özellikler aranır:
Meşru müdafaa, kasten öldürme suçunda olduğu gibi, kasten öldürmeye teşebbüs suçunda da geçerli olan bir savunma yöntemidir. Yasalarca belirlenen meşru müdafaa şartları altında işlenen kasten öldürmeye teşebbüs suçları durumunda, fail hakkında ceza uygulanmaz. Meşru müdafaa şartlarının varlığının tespiti için aranan bazı kriterler şunlardır:
Suçun haksız tahrik altında işlenmiş olması durumunda, failin öldürmeye teşebbüs ettiği kişinin, faili önceden olumsuz yönde etkilemiş olması gerekir. Örneğin, mağdurun faili öfkelendirici, üzüntüye veya eleme sevk edici davranışlarda bulunması gibi durumlar haksız tahrik altında işlenen suçun varlığını gösterir.
Ağır sözler söylemek veya küfür etmek gibi eylemler de, faili öfkelendirerek kasten öldürmeye teşebbüs suçunun haksız tahrik altında işlenmesine neden olabilir. Haksız tahrik indiriminden yararlanabilmek için aranan şartlar şunlardır:
Kasten öldürmeye teşebbüs suçunun haksız tahrik koşulları altında işlenmiş olması durumunda, tahrikin derecesine bağlı olarak sanığa 1/4 ile 3/4 oranında bir indirim uygulanır. Örneğin, haksız tahrik indirimi olmaksızın ortalama 10 yıl hapis cezası alması beklenen bir sanık, bu suçu haksız tahrik koşulları altında işlemişse, tahrik indirimi sonucunda alacağı ceza 2,5 ile 7,5 yıl arasında olabilir.