Karayip Korsanları filminin en popüler karakteri Johnny Depp’in canlandırdığı Kaptan Jack Sparrow, renkli kişiliği ve garip hareketleriyle herkesin ilgisini ve beğenisini kazanmıştı. Bu ilginç karaktere İngiliz korsan Jack Ward’ın hayat hikâyesi ilham oldu. Peki, Jack Sparrow’a ilham olan korsan gerçekten Müslüman mıydı? İşte muhtemelen ilk kez duyacağınız hayat hikâyesi..
Daha sonra
Yusuf Reis ismini alacak olan Jack Ward,17. yüzyılın başlarında yaşamış İngiliz bir korsan ve o zamanın en ünlü deniz korsanlarından biriydi. Akdeniz’de İspanyol ve Hollanda gemilerine baskınlar yapar ve ganimet elde ederdi. Bu cesur baskınlarının yanı sıra renkli kişiliği ve egzotik kuşlara olan ilgisiyle de tanınıyordu. Jack Ward, 1553 yılında İngilitere’de doğmuş ve korsanlığa başlamadan önce balıkçılık yapıyordu.
Jack Ward’ın hayat hikâyesini dikkat çekici kılan şey, Karayip Korsanları serisinin en sevilen ana karakteri
Johnny Deep’in canlandırdığı Jack Sparrow’a ilham veriyor olması ve daha da hayret veren bu korsanın sonradan Müslüman olması ve Osmanlıya bağlı bir denizci olarak hayatını devam ettirmesi.
1553 yılında İngiltere’nin Faversham şehrinde doğan Jack Ward, burada yelken açmayı ve balık tutmayı öğrenmiş. 30’lu yaşlarına gelince
İngiliz-İspanyol Savaşı sırasında Kraliyet Donanmasında görev yapmıştır.
İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth’in İspanyol
gemilerine saldırma ve yağmalama yetkisi verilen izinli korsanlarından birisi olan Jack Ward, İspanya’nın altın ve gümüş sevkiyatı yapan gemilerine ve Asya’dan mal ve baharat taşıyan gemi filolarına saldırı yaparak büyük ganimetler elde ediyordu.
Jack Ward, sadece İspanyol gemilerine saldırmakla kalmaz İngiltere’nin müttefiki olan ama İspanya ile ticaret içerisinde olan Hollanda gemilerine de saldırı yapardı. Bu durum İspanyol ve Hollandalı yetkililer tarafından onu sevilmeyen birisi haline getirdi.
20 yıl süren İngiliz-İspanyol savaşı 1603 yılında
Kral I. James İngiltere tahtına çıkması ile sona erdirilmek istendi. Yeni Kral Hükümet için çalışan tüm korsanların İspanyol gemilerine saldırılarını durdurmalarını ve ülkeye dönmelerini istedi. Ayrıca silahlarını ve gemilerini teslim etmeleri halinde korsanlık suçlarının da affedilmesini teklif etti. Yani İngiltere için savaşan bu korsanlar bir anda
suçlu duruma düşmüşlerdi.
Ancak İngiltere’nin izni ile korsanlık yapan bir çok kaptan bu kazançlı işi bırakmayı reddetti ve bağımsız birer kaptan oldular. Bu kaptanların içinde tahmin edebileceğiniz gibi Jack Ward’da vardı.
Jack Ward Kraliyet Donanmasına ait Lyon’s Whelp adlı gemisini terk ederek bazı mürettebatı ile Portsmouth Limanı’ndan
3 direkli yelkenli bir gemi olan küçük bir barka çaldı. Çaldığı geminin adını da hediye anlamına gelen “Gift” koydu. Yeni gemisi ve mürettebatı ile Whit Adası’na yelken açarak Violet adlı başka bir gemiyi de ele geçirerek oradan uzaklaştı.
İki gemisiyle birlikte Akdeniz’e yelken açan Jack Ward daha fazla zengin olmayı umuyordu. Akdeniz’de Violet ve Gift adını verdiği iki gemisiyle İspanyol ve Hollanda gemilerine saldırarak kısa sürede
bölgenin en korkulan korsanlarından birisi haline geldi. Burada bölgenin en günlü diğer korsanlarından olan Richard Bishop, Anthony Johnson, Peter Easton, Simon Danseker ile gücünü birleştirdi.
Osmanlılar, Jack Ward’un İspanyol ve Hollanda’lı gemilerine saldırısından dolayı onu düşmanlarına karşı
potansiyel bir müttefik olarak gördüler ve sadakati hizmeti karşılığında ona koruma ve destek teklif ettiler.
1605 yılında ganimetlerini satmayı ve daha çok adam toplamayı umarak, Osmanlı eyaleti olan ve korsanlar için iyi bir sığınak konumunda ki
Cezayir’e yelken açtı. Ancak yerel yetkililer tarafından pek hoş karşılanmadı ve bazı adamları tutuklandı. Bunun nedeni güçlerini birleştirdiği diğer korsan Richard Giffard’ın birkaç önce Cezayir’e saldırı yapması nedeniydi.
Jack Ward Cezayir’den ayrılıp Fas’ın liman kendi Salê’ye gitti. Burada Osmanlı için çalışan bazı Müslüman korsanlar ile karşılaştı. Bu korsanlar çoğunlukla Hristiyanlık’tan dönmüş, İslam’ı benimsemiş ve Osmanlı donanmasına katılmış kişilerdi.
Korsanlar, Jack Ward'a, Müslüman olmanın ve Osmanlı’ya hizmet etmenin faydalarını anlattılar. İngiltere'de sahip olduğundan daha fazla özgürlük, zenginlik ve saygı göreceğini söylediler.
Teklif Jack Ward’a cazip gelmişti ama
inancını ve kimliğini değiştirmek için hazır olmadığını düşünerek bir başka Osmanlı vilayeti olan Tunus’a gitti. Orada Tunus valisi ve Osmanlı donanması komutanı
Kara Osman Dey ile görüştü
Kara Osman Dey, Jack Ward’a bir anlaşma teklif etti. Eğer Müslüman olur ve Osmanlı tebaası haline gelirse, ona Tunus’un ana limanı La Goulette yakınlarında
büyük bir toprak parçası verecekti ve gemilerini ve adamlarını elinde tutmasına, Osmanlı bayrağı altında bağımsız bir korsan olarak faaliyet göstermesine izin verecekti.
Bu teklifi kabul eden Jack Ward,
1606 yılında Müslüman oldu. Adını
Yusuf Reis olarak değiştirdi. Müslüman olan Yusuf Reis görünüm ve yaşam tarzınıda değiştirerek
sarık, cübbe giydi ve sakal bıraktı. Aynı zamanda Arapça ve Türkçe’de öğrenerek günde beş vakit namazını kılıp İslami kurallara uygun bir yaşam sürdü.
Yusuf Reis, Osmanlı’ya bağlı bir korsan Akdeniz’de İspanyol ve Hollanda gemilerine baskınlar düzenlemeye devam etti. Ayrıca diğer Müslüman olmayan devletlerinde gemilerine baskınlar düzenledi. Yüzlerce gemi ve tutsak ele geçirdi.
Zamanla mürettebatını çeşitli milletlerden insanlarla genişleten Yusuf Reis, Tunus’un en güçlü korsanlarından ve Tunus Valisi Kara Osman Dey’in en güvenilir müttefiklerinden biri haline geldi.
1622 yılında vefat eden Yusuf Reis geride maceralarla dolu yaşanmış koca bir hayat bırakarak günümüzün en popüler filmlerinden birisi olan Karayip Korsanları serisinde ki en beğenilen karaktere ilham olarak hafızalara
“Kaptan” Jack Sparrow olarak kazındı.