İzmir’de yıkıma neden olan 6.6’lık depremde 11 kişinin öldüğü, 11 kişinin de yaralandığı Yılmaz Erbek Apartmanı’nın sorumlularının yargılandığı davada toplam 10 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı.
İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen ve 115 kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, 10’u tutuklu 29 kişi hakkında 5 ayrı iddianame hazırlandı. Depremin ardından yan yatan Yılmaz Erbek Apartmanı ile ilgili iddianame, İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek dava açıldı.
Yılmaz Erbek Apartmanı B Blok’ta meydana gelen çökmede 11 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin ise yaralanması nedeniyle açılan davanın ilk duruşması başladı. İzmir 9. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanıklar Nurettin Bozdoğan ve Mustafa Yılmaz SEGBİS (Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi) ile katılırken, tutuksuz sanıklar ve davacılar ile taraf avukatları salonda hazır bulundu.
1998 yılında Yılmaz Erbek Apartmanı’nın mimarlık görevine başlayan tutuklu sanıklardan Nurettin Bozdoğan, 1976 senesinden beri mimarlık yaptığını ifade ederek, “Şu an içinde bulunduğunuz İzmir Adliyesi’nin proje müellefi benim proje hocamdı. Benim çizdiğim projede özensizlik yok. Mesleğimi en iyi şekilde yaptım” dedi.
Depremde yıkılan diğer binaların enkaz halindeyken Yılmaz Erbek Apartmanı A Blok’un bütünlüğünü koruduğunu, B Blok’un ise alt katında çökme meydana geldiğini ifade eden Bozdoğan, “Binaya tadilat yapılırken ben görevde değildim, istifa etmiştim. Tadilat işleri benim dışımda gelişti. Dükkanların olduğu kısımda taşıyıcı duvar kaldırılmış, yerine başka bir şey konulmamış. Yani benim çizdiğim proje uygulanmamış. Yapı Kullanım İzin Belgesi 2006 yılında verilmiş. Ben projeden 2001 yılında istifa ettim” diye konuştu.
“Ben kiraya verdiğimde hiç kolon kesilmemişti”
Ticaretten kazandığı para ile bina yapım işine başladığını ifade eden, Yılmaz Erbek Apartmanı B Blok’un çöken kısmındaki marketin mal sahibi olan tutuklu diğer sanık Mustafa Yılmaz ise “Muharrem Erbek ile birlikte arsayı alıp binaları kendimiz yapmak istedik. Maliyet fazla olunca arsayı kat karşılığı olarak bir kooperatife verdik. 1998’de inşaat ruhsatı alınarak binaların yapımına başlandı. Çizilen mimari projeye uygun olarak yapılan binalar sahiplerine teslim edildi. Ben 12 daire ve 1 dükkan aldım. Projede 6 dükkan olarak görülen yer inşaat yapılırken 2 dükkana çevrildi. Bu değişiklik yasalara uygun olarak yapıldı” dedi.
Kendisine ait dükkanı bir markete kiraya verdiğini anlatan Yılmaz, “Ben kiraya verdiğimde hiç kolon kesilmemişti. Market için ruhsat alma aşamasında belediye yetkileriyle içeriyi dolaştık yine bir değişiklik yoktu. Ben söz konusu markete dükkanı eksiksiz teslim ettim. Düzenli olarak dükkanı kontrol ettiğimde bir eksiklik görmedim. Herhangi bir kolon kesilmesine rastlamadım” diye konuştu.
Mahkeme başkanı, ifadelerin ardından duruşmaya ara verdi.