İZMİR (AA) - İzmir'deki "organize suç örgütü" davası kapsamında elektronik kelepçe takılarak adli kontrol tedbiri uygulanan Ahmet Kurtuluş'un silahlı saldırıda hayatını kaybetmesiyle ilgili haklarında dava açılan 6'sı tutuklu, 2'si firari ve 2'si tutuksuz 10 sanığın yargılanmasına başlandı.
Yurt dışında yakalanan Serkan Kurtuluş'un elebaşılığını yaptığı öne sürülen organize suç örgütünde yönetici olduğu suçlamasıyla yakalanan, 6 ay tutuklu kaldıktan sonra konutu terk etmeme tedbiriyle serbest bırakılan Kurtuluş'un 30 Mayıs 2019'da silahlı saldırıda yaşamını yitirmesiyle ilgili davanın ilk duruşması, İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşmaya sanıklar ve avukatları ile öldürülen Kurtuluş'un eşi Gülçin Kurtuluş ve avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanının iddianameyi okumasının ardından Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bulunduğu cezaevinden duruşmaya katılan tutuklu sanık Yener Toğa savunma yaptı.
Toğa, örgüt elebaşılarından Lider Camgöz ile temas kurarak örgüte katılmak istediğini söylediğini, Camgöz'ün kendisinden birini vurmasını istediğini anlattı.
"Halledebilirsem beni Gürcistan'a yanlarına alacaklarını söyledi. Kim olduğunu sorduğumda FETÖ'den ihraç, ihaleye fesat bulaştırmış biri olduğunu, imha edilmesi gerektiğini söyledi." diyen Toğa, Camgöz'ün kendisini arayarak adres ve fotoğraf attığını, baktıktan sonra silmesini istediğini belirtti.
Kendisine iki poşet verildiğini anlatan Toğa, "Ahmet Kurtuluş'u öldürmeden önce iki farklı yerden farklı kişilerden poşetler aldım. Poşetlerden birinde polis yeleği diğerinde tabancayı gördüm. Belime koydum. Arabadan inince de yeleği giyip siteye girdim." dedi.
Kapıyı açan Ahmet Kurtuluş'tan kimlik istediğini, daha sonra ateş ettiğini, sonrasını hatırlamadığını kaydeden Toğa, "Binanın önünde iri yapılı biri beni tuttu ve bırakmadı. Ben 'adamı vurdular gidip bakın' deyince yukarı yöneldi, kaçtım. Polis yeleğini çöpe attım. Silahı Kahramanlar'da bir yere gömdükten sonra elimdeki barutu temizlemek için idrarımı elime yaptım." diye konuştu.
Mahkeme Başkanının savunmasının önceki ifadeleriyle çeliştiğini belirtmesi üzerine Toğa, önceki ifadelerinde yalan söylediğini söyledi.
- Diğer sanıklar suçlamaları reddetti
Toğa'yı olay günü Kurtuluş'un evine götüren araçta bulunan sanık E.K, arabaya binen Toğa'yı istediği yerlere bıraktıklarını, hiçbir şeyden haberinin olmadığını iddia etti.
Olay sırasında araçta bulunan diğer sanık H.H.A ise cinayet işleneceğini bilmediğini savunarak bölgedeki kameraların incelenmesini istediğini söyledi.
Toğa'nın İzmir'e geldiğinde yanına gittiği arkadaşı sanık B.Y. de cinayetle ilgisinin olmadığını, suçsuz olduğunu öne sürdü.
Kurtuluş'un eşi Gülçin Kurtuluş ise eşinin öldürülmesinden sonra çok zor günler geçirdiklerini belirterek, "Ahmet'in öldüğü akşam 12 yaşındaki kızım 'keşke dördümüzü de öldürseydi' dedi. Biz 21 aydır yaşamıyoruz. En ağır cezayı almalarını istiyorum." dedi.
Mahkeme heyeti, tutuksuz 2 sanığın tutuklanmasına, diğer tanıkların dinlenilmesi karar vererek duruşmayı erteledi.
- Dava
İzmir'deki "organize suç örgütü" davası kapsamında elektronik kelepçe takılarak adli kontrol tedbiri uygulanan Ahmet Kurtuluş, 30 Mayıs 2019'da öldürülmüş, hazırlanan iddianamede Serkan Kurtuluş, Lider Camgöz, Yener Toğa, B.Y, E.K, H.H.A. ve H.A. hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma", "örgüte bilerek isteyerek yardım etme", "tasarlayarak öldürme", "ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma" gibi çeşitli suçlardan ceza istenmişti.
Hazırlanan ek iddianamelerle sanık sayısı 10'a çıkmıştı.
Haklarında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçlamalarıyla farklı davaların da sürdüğü Serkan Kurtuluş ve Lider Camgöz, sahte pasaportla giriş yaptıkları Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te 12 Haziran'da Interpol tarafından yakalanmıştı.