İsrail devleti, 1948'de kuruldu. O tarihten bugüne izlediği işgalci politika, defalarca Birleşmiş Milletler gündemine taşındı. Ancak İsrail yönetimi BM'de alınan kararların hiçbirini uygulamadı. Güvenlik Konseyinde ABD'nin desteği sayesinde de uluslararası alanda İsrail'e karşı yaptırım kararı alınamadı.
Birleşmiş Milletler (BM), Filistinle ilgili ilk kararını henüz İsrail devleti kurulmadan aldı.
İngiltere 1947'de bölgeden çekilirken, Birleşmiş Milletler, Filistin toprakları üzerinde biri Arap, diğeri Yahudi olmak üzere, iki bağımsız devlet kurulması kararı aldı.
Ancak bu ilk karar 1948'deki Arap-İsrail Savaşı nedeni ile uygulanamadı.
1949'da savaşın ardından Birleşmiş Milletler, Filistinlilerin göç etmek zorunda kaldıkları topraklara geri dönmesi ve Kudüs'ün uluslararası bir yönetime kavuşması kararı aldı. Ancak bu karar da hiç uygulanamadı.
1967'de sınırlar kararı alındı
1967'deki Arap-İsrail Savaşı'nda Doğu Kudüs, Gazze Şeridi, Batı Şeria, Sina Yarımadası ve Golan Tepelerini İsrail işgal etti.
BM Güvenlik Konseyi, Kasım 1967'de aldığı 242 sayılı kararla İsrail'in işgal ettiği topraklardan çekilmesini istedi.
Halen işgal altındaki Batı Şeria'da, yaklaşık 250 yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Buralarda 500 binden fazla Yahudi yerleşimci yaşıyor.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.
1983'te İsrail'in barışsever bir üye olmadığı vurgulandı
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Aralık 1983'te aldığı kararla İsrail'in barışsever bir üye olmadığını vurguladı. Bütün uluslara, İsrail ile diplomatik, ticari ve kültürel bağlarını koparmaları çağrısında bulundu.
İsrail için bu karar da diğerleri gibi yok hükmündeydi.
2017'de Donald Trump başkanlığındaki ABD yönetimi, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdı.
Bu adımın hemen ardından, 21 Aralık'ta Birleşmiş Milletler'in aldığı kararla, ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıması reddedildi.
ABD veto hakkını en çok Filistin meselesinde kullandı
İsrail'in bu tutumuna karşılık Güvenlik Konseyi'nin, kararların uygulanması için diretmesi ya da sert yaptırımları gündeme getirmesi de ABD desteği nedeniyle mümkün olmadı.
Konseyin 5 daimi üyesinden biri olan ABD veto hakkını en çok Filistin meselesinde kullandı.
ABD vetosu nedeniyle İsrail aleyhine tasarıların kabulü mümkün olamadı.