İş kazası, çalışma ortamında ya da işin icrası sırasında çalışanın fiziksel veya ruhsal bütünlüğünün zarar gördüğü durumları ifade eder. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na göre, iş kazası; işin yürütümü sırasında veya çalışma yerinde gerçekleşen, ölümle sonuçlanan ya da kişiyi bedensel ya da ruhsal olarak engelli bırakan olaylar olarak tanımlanır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 13. maddesine göre iş kazası, şu durumlarda gerçekleşmiş sayılır:
İş Kazasının Koşulları
“T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu Esas: 2010/21-36
Karar: 2010/67 Karar Tarihi: 03.02.2010
İş yerinde gerçekleşen iş kazaları dolayısıyla işverenin hukuki sorumluluğu, Yargıtay'ın daha önceki kararlarında kabul edildiği üzere, kusura dayalıdır. İsviçre ve Türk Hukuk Sistemlerinde, özel bir düzenlemenin bulunmadığı durumlarda, temel sorumluluk kusura dayanır. İşverenin kusurlu davranışı ile zarar arasında uygun bir nedensellik ilişkisi yoksa, işverenin sorumluluğu söz konusu olamaz.
Kusur sorumluluğunda, illiyet bağı mücbir sebepler, zarar görenin veya üçüncü bir kişinin ağır kusuru ile kesilebilir. İlliyet bağının kesilmesi, tüm sorumluluk durumları için geçerlidir ve işvereni, kusursuz olmasına rağmen zarardan sorumlu tutmak adalete aykırıdır. İlliyet bağı, zarar ile eylem arasındaki nedensellik ilişkisidir ve zararın, eylemin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıkması gerekir.”
İş kazasına ilişkin süreçler, bir Ankara iş hukuku avukatından hukuki destek alınmak suretiyle yürütüldüğünde daha zararların tazmini bakımından daha doğru bir yol izlemek mümkün olacaktır.
İş kazası sonucunda açılabilecek üç tür tazminat davası bulunmaktadır:
1. İş Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat Davası
2. İş Kazası Nedeniyle Manevi Tazminat Davası
3. İş Kazası Nedeniyle Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
İş kazası geçiren işçi, yaşadığı fiziksel veya psikolojik zararın telafisi için Türk Borçlar Kanunu temelinde tazminat davası açma hakkına sahiptir. Türk Borçlar Kanununun 49. maddesi, kusurlu ve hukuka aykırı davranışlar sonucu başkasına zarar veren kişinin, bu zararı giderme yükümlülüğü altında olduğunu belirtir.
Bu kapsamda, iş kazası geçiren işçi, tedavi masrafları, kazanç kaybı, çalışma gücünün kaybından kaynaklanan zararlar ve ölüm durumunda cenaze masrafları ile destekten yoksun kalan kişilerin zararları için tazminat talebinde bulunabilir.
Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesi, bedensel bütünlüğün zarar görmesi veya ölüm hâlinde, hakime, zarar gören kişiye veya ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak belirli bir miktar paranın ödenmesi yetkisi verir.
Bu maddeye göre, iş kazası sonucu zarar gören işçi veya ölen işçinin yakınları, manevi tazminat talebinde bulunabilir. Manevi tazminat için hukuka aykırı bir eylemin gerçekleşmiş olması, maddi zararın oluşması, eylem ve zarar arasında nedensellik bağı bulunması gerekmektedir.
İşçinin zarar görmesi durumunda, ailesi ve yakınlarının da psikolojik olarak etkilenmesi sebebiyle manevi tazminat talep edebilirler.
İş kazası sonucu ölüm meydana gelirse, ölen işçinin ailesi ve yakınları, destekten yoksun kaldıkları için tazminat talep edebilirler.
İş Kazası Halinde Yapılması Gerekenler:
İş kazası sonucunda maddi, manevi ve destekten yoksun kalma tazminat davalarının yanı sıra, işçinin ölümü veya yaralanması durumunda ceza davaları da açılabilir.
Kaza bildirimi sonrasında, ilgili kolluk kuvvetleri ve Cumhuriyet Savcısı soruşturma başlatır. İşveren veya üçüncü bir kişinin kusuru tespit edilirse, savcılık kamu davası açar.
Ayrıca, iş kazası sonucu SGK, kazanın sorumlularına karşı rücu davası açabilir. İşçiye yapılan yardımların, kusur oranına göre rücu edilmesi mümkündür.
İş kazası, işveren tarafından SGK'ya bildirilmelidir. Bildirim sonrası SGK, olayın iş kazası olup olmadığını belirleyen bir inceleme raporu hazırlar. Rapor, olayı iş kazası olarak tanımlarsa, hak sahibi iş mahkemesinde tazminat davası açabilir.
Eğer SGK, olayı iş kazası olarak kabul etmezse veya kazanın bildirimi yapılmazsa, iş kazasının tespiti için dava açılmalıdır. Bu dava, tazminat davasından bağımsızdır ve kesinleşmesi sonrası tazminat talep edilebilir.
İş kazası sonrası, işçi yetkili iş mahkemesine dilekçe vererek ve gerekli masrafları yatırarak dava açabilir. İş mahkemelerinde yetki, iş kazalarında zararın meydana geldiği yer veya işçinin ikametgâhı mahkemesine verilmiştir.
Davanın cevap süresi 14 gündür ve dava dilekçesi 30 gün içinde tebliğ edilmelidir. İş yoğunluğuna bağlı olarak, dava açıldıktan sonra ilk duruşma genellikle 50-60 gün sonra gerçekleşir.
İş kazası tazminat davasının süresi, kazanın özellikleri, mahkemenin iş yoğunluğu gibi faktörlere bağlı olarak değişir. Ortalama olarak, bu tür davaların yaklaşık 2 yıl sürdüğü söylenebilir.
İş mahkemesinin kararı, 14 gün içinde itiraz edilmediği takdirde kesinleşir. 2024 yılı için itiraz sınırı 66.093,666 TL'dir. İtirazlar, Bölge Adliye Mahkemesine yapılır ve bu mahkeme, itirazı değerlendirerek bir karar verir. Kararlar, 378.291,558 TL üzeri davalar için Yargıtay'a taşınabilir.
Bölge adliye mahkemelerinde iş davalarının incelenmesi ve karar verilmesi 8-9 ay sürebilir.
İş hukuku, deneyim ve derin bilgi gerektiren alanlardandır. Mevzuatın ve yargı kararlarının sürekli güncellenmesi nedeniyle, bu alanda uzman bir iş hukuku avukatı ile çalışmak, davanın sonucunu önemli ölçüde etkileyebilir.