Rekabet Kurumu, indirim marketlere ilişkin sektör incelemesinin nihai raporunu Ramazan Bayramı'ndan sonra tamamlayacak.
Rekabet Kurumu, farkı sektörlere ilişkin yayımladığı raporların ardından bayramdan sonra da "Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği Sektör İncelemesi Nihai Raporu"nu kamuoyuyla paylaşacak.
Kurum, 5 Şubat 2021'de Hızlı Tüketim Malları Perakendeciliği Sektör İncelemesi Ön Raporu'nu yayımlamıştı.
Raporda, hızlı tüketim malları perakendeciliği pazarındaki yoğunlaşma oranlarının hızla arttığı belirtilmişti.
Kurumun incelediği teşebbüslerden ilk 4'ünün pazar payının arttığı, yerel ve küçük marketlerin ise pay kaybettiği bilgisi verilen raporda, söz konusu 4 teşebbüsten 3'ünün "indirim market" olduğu, indirim marketlerin ürün portföylerindeki özel markalı ürün ağırlığının diğer marketlerden daha fazla bulunduğu vurgulandı.
Raporda, indirim marketleri tarafından tasarlanan bu ürünlerin çoğunlukla küçük ve orta ölçekli üretici veya çiftçiye ürettirildiği, perakende seviyedeki gücünün de etkisiyle indirim marketlerin bu satıcılar karşısında önemli bir alıcı gücüne sahip olduğu kaydedildi.
Bu gücün kötüye kullanılmasının söz konusu satıcıların faaliyetlerini zorlaştırarak, bu teşebbüslerin rekabetçi güçlerini zayıflatabileceği belirtilen raporda, şu ifadeler öne çıktı:
"Çiftçiler ile küçük ve orta ölçekli işletmelerin ülke ekonomisinin temel taşları olduğu dikkate alındığında, bu aktörlerin gelirlerinin azalmasına, yatırım, yeni pazarlara açılma ve yeni ürün geliştirme güdülerinin zayıflamasına yol açabilecek söz konusu nitelikteki uygulamaların engellenmesinin şart olduğu anlaşılmaktadır. Teşebbüslerin alıcı güçlerinin kötüye kullanılmadığının garanti altına alınması, marketler arasındaki rekabete de olumlu yansıyarak, başta fiyatların düşmesi olmak üzere hızlı tüketim malları perakendeciliği pazarında rekabetten beklenen faydaların kazanılmasında önemli bir rol oynayacaktır."
Raporda, perakendecilerin çeşitli isimler altında tedarikçilerden bedel almasının, ödeme vadelerinin uzun olmasının, sözleşmede tek taraflı değişiklik yapılması gibi uygulamaların alıcı gücü kaynaklı haksız ticaret uygulamalarına örnek olabileceği bildirildi.
"Bağımsız idari otoriteye ihtiyaç" vurgusu
Sektör incelemesi kapsamında yapılan incelemeler sonucu tedarikçilerin şikayet yolunu seçmediklerine dikkati çekilen raporda, şunlar kaydedildi:
"Son 10 yılda hızlı bir artış göstererek, gerek tedarik gerekse perakende seviyelerindeki aktörlerin faaliyetlerini ve rekabetin seviyesini olumsuz yönde etkileyebilecek önemli bir seviyeye gelen perakendecilerin alıcı gücünün kötüye kullanılmasının engellenmesini teminen, ülkemizde de yasal bir düzenleme ve bu yasal düzenlemenin uygulamasından sorumlu, inceleme yapma ve yaptırım uygulama yetkilerine sahip bağımsız bir idari otoritenin varlığına ihtiyaç bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır."