Dünyanın en büyük sodalı gölü, Türkiye'nin ise en büyük gölü olma özelliğine sahip 1700 metre rakımdaki 3 bin 712 kilometrekarelik Van Gölü'nde yaşanan çekilmeyi, son yıllarda çekilen fotoğraf kareleri net olarak ortaya koydu.
Küresel iklim değişikliği ve buna bağlı olarak yaşanan kuraklık, Van Gölü'nü etkilemeye devam ediyor. Son yıllarda yağışların azalması ve aşırı buharlaşma nedeniyle Van Gölü'nde yaşanan çekilme ile birlikte birçok tarihi kalıntı günyüzüne çıkarken, gölde bulunan ve daha önce sular altında olan dünyanın en büyük mikrobiyalitleri de su yüzüne çıktı. Van Gölü'nde çekilmenin en fazla olduğu yerlerden biri de Erciş kıyıları oldu. Daha önce su altında kalan kilometrelerce alan karaya çıktı. Çekilmenin boyutu ise bölgede fotoğrafçılık yapanların karelerine yansıyor. Bölgede 30 yıldır fotoğrafçılık yapan Ferzende Coşar, 15 yıl önce çektiği kareyi aynı mevkide tekrar çekti.
Çekilen ilk karede su altında olan bölgede artık otların çıktığını söyleyen Coşar, "Fotoğraf arşivime baktığımda daha önce çektiğim ve bugün çektiğim fotoğraflarda çok fark var. Van Gölü'nün su seviyesi oldukça düşmüş. Özellikle bu alanda çektiğim fotoğraflar ile bugün bu alandaki duruma baktığımda tehlikenin boyutlarını görebiliyorum. Bölgeyi gezerken daha önce görünmeyen mikrobiyalitler ve tarihi mekanlar su seviyesinin düşmesiyle ortaya çıktı. Bu alanda balık avlanıyor ve göle giriliyordu. Bu bölgede bulunan iskelede tekneler vardı. Şimdi baktığımda bu alan tamamen otlarla kaplanmış durumda. Temennimiz bol bol yağışın olması ve su seviyesinin eski haline gelmesidir" diye konuştu.
YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş da Van Gölü'nün hızla su kaybettiğini belirterek, "Van Gölü, dünyanın en büyük sodalı gölü, ülkemizin de en büyük gölünü oluşturuyor. Yani yaklaşık 500 kilometrelik kıyı uzunluğuyla beraber adeta bir deniz gibi. Son yıllarda ülkemizde görülen küresel iklim değişimine bağlı olarak Van Gölü hızla su kaybediyor ve kimi yerlerde kıyı çizgisi kilometrelerce geriye doğru gitti. Tabii herkesin aklındaki soru şu, Van Gölü tekrar eski yüzey alanına kavuşacak mı, eskiden olduğu gibi tekrardan suları yükselecek mi? Van Gölü'nün aslında su bütçesi çok basit bir denkleme dayanıyor. Girdiler ve çıktılar. Yani kapalı bir göl olması sebebiyle dışarıya hiçbir akarsuyla beraber su çıktısı yok. Kışın yağan kar yağışı ve yağmur, göle su girdisini sağlıyor. Buharlaşmayla beraber gölden su uzaklaşıyor" dedi.
'VAN GÖLÜ ÇEKİLMEYE DEVAM EDECEK'
Havzanın son yıllarda yeteri yağış almadığına dikkat çeken Dr. Akkuş, aralık ayının ortasında olunmasına rağmen halen yeterince yağışın olmadığını ve bu nedenle Van Gölü'ndeki çekilmenin devam edeceğini söyledi. Ocak ve Şubat aylarının da kritik olduğunu belirten Dr. Akkuş, "Havzanın kar yağışı almaması şunu gösteriyor Van Gölü çekilmeye devam edecek. Ümit ediyoruz ki önümüzdeki ocak ve şubat aylarında havza bol kar yağış alır. Çünkü artık mevsimlerin yerleri değişiyor. Kış mevsimine geç giriyoruz, yazı erken karşılıyoruz. Aralık ayındayız ama dışarıda adeta sonbahardan bir hava varmış gibi. Bu nedenle Van Gölü'ndeki çekilme eğer hava şartları böyle giderse bizler Van Gölü'nün biraz daha geriye doğru çekildiğini göreceğiz" dedi.
Göldeki çekilme noktasındaki en hassas alanın gölün kuzey doğusu olan Erciş Körfezi olduğunu da belirten Dr. Akkuş, burada gölün derinliğinin çok sığ olduğunu belirterek, "Burada yarım metrelik bir düşüş bile kilometrelerce karelik alanın açığa çıkmasına sebebiyet veriyor. Van Gölü'nün çekilmesinde en olumsuz etkilenen balıkçılık sektörüdür. Çünkü kıyıdaki limanların bugün birçoğu işlevsiz halde, tekneler adeta limanlarda hapis kalmış. Eğer ocak ve şubat ayılarında havzaya yeterince kar yağışı düşmezse biz bugün suyla kaplı olan yerlerin yaz aylarına doğru geldiğimiz zaman özellikle yaz ayının sonuna doğru daha da geriye çekildiğini, karaya çıktığını göreceğiz. Yani bu önümüzdeki 2 ay havzada kar yağışı hayatı ödeme sahip. Şayet havzada kar yağışı olmazsa biz önümüzdeki yıl özellikle ağustos ayından sonra gölün daha da geriye gittiğine şahitlik edeceğiz" diye konuştu.