ANKARA (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, PKK'nın kırsaldaki eylem etkinliğinin son 6 yılda yüzde 95 azaldığını belirterek, bu yıl terör örgütlerince gerçekleştirilmek istenen 156 olayın engellendiğini bildirdi.
Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü Sosyal Hizmetler ve Sağlık Daire Başkanlığındaki Şehit Demet Sezen Konferans Salonu'nda düzenlenen "İl Emniyet Müdürleri Değerlendirme Toplantısı"nda konuştu.
Bazı küresel şirketlerin terör örgütlerine destek verdiğini anlatan Soylu, "Chrest Vakfından bilmem ne vakfına kadar her biri sabahtan akşama kadar bunları fonluyorlar. Akşam yemeklerini, yedikleri içtiklerini, elbiselerini fonluyorlar. Ne kadar küfretse o kadar ikramiye almasını teşvik ediyorlar. Bunu hepimiz görüyoruz. Alenen casusluk yapıyorlar, alenen bu ülkenin topraklarına ve bu aziz, asil millete ihanet ediyorlar, adam gibi bir yerlerde itibar görüyorlar. Ankara'nın göbeğindeki, dünyanın en büyük ülkesi addedilen büyükelçiliklerden aldıkları talimatla ülkemizin içerisini karıştırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar." ifadelerini kullandı.
Hainliğin bile kendine ait bir karakteri bulunduğunu, bazılarının hain bile olamayacak kadar sefil olduğunu kaydeden Soylu, "Amerikan büyükelçisiyle 4-5 defa oturacaksın, bunu matah diye servis edeceksin. Yazıklar olsun. Türkiye de bunu izleyecek. Sonra da siyasetçiyim diye gezeceksin." dedi.
Cumhuriyetin birinci asrındaki zorluklara işaret eden ve Cumhuriyetin ikinci asrını gelecek nesillere emanet etmenin altyapısını hazırladıklarını aktaran Soylu, "Bu iş, ayak oyunlarıyla, elin oğluyla iş tutarak, Türkiye'yi büyükelçilere, dış dünyaya şikayet ederek, Türkiye hakkında birtakım karalamalar yaparak olmaz." diye konuştu.
Tarihin en büyük terör kuşatmasıyla karşı karşıya olunduğunu ifade eden Soylu, TBMM'deki bütçe görüşmelerinde hiçbir muhalefet partisi temsilcisinin, terör örgütleriyle ilgili bir tek cümle kurmadığını, Türkiye'nin terörle mücadelesine atıfta bulunmadığını dile getirdi.
Soylu, bu görüşmelerde, TBMM'ye "kapak atıp" kendisine hakaret eden ve iftira atanlara rast geldiğini belirterek, "Demokrasiyi, milli iradeyi, suçun saklanma merkezi haline getirmeye çalışanlara elbette müsaade edilmemeli. Demokrasi de müsaade etmez. Böyle bir şey kabul edilemez. Böyle bir şey, siyasetin de demokrasinin de milli iradenin de masumiyetine halel getirir." değerlendirmesini yaptı.
Türk Polis Teşkilatının en şanlı ve şerefli döneminin yaşandığını vurgulayan Soylu, salondaki emniyet mensuplarına, "Hepinizle gurur duyuyoruz." diye seslendi.
- "Tüm bunların sebebi dünyada oluşturulan güvensizlik iklimi"
Bakan Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Yıllardır bu ülkenin ayağına pranga olan, terörü üreten, milyonlarca insanı ölümden kaçıp bu ülkenin kapılarına getiren biz değiliz. Geçen yıl yakaladığımız 86 ton, bu yıl yakaladığımız 56 ton esrarı bu ülkeye getiren de biz değiliz. Denizlerden göçmen cesedi toplamayalım diye koskoca bir teşkilatın denizlerde 7 gün 24 saat nöbet tutmasına sebep de biz değiliz. Buradaki herkesi makaronuyla ayrı, kaçakçısıyla ayrı uğraştıran da biz değiliz. Tüm bunların sebebi tarif etmeye çalıştığım bu dünyada oluşturulan güvensizlik iklimidir ve bu iklimi oluşturan dünyanın doğusunu kendisine saplantı haline getirmiş, Batı medeniyetinin ta kendisidir."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat çerçevesini çizdiği yeni güvenlik konseptiyle terör mücadelede önemli bir mesafe aldıklarının altını çizen Soylu, artık tehlikeyi oluştuğu yerde karşılayıp, terörü kaynağında kuruttuklarını ve kesintisiz operasyon halinde olduklarını söyledi.
Şehirlerde 31 Aralık 2016'dan bu yana herhangi bir terör olayının yaşanmadığına işaret eden Soylu, "PKK'nın kırsaldaki eylem etkinliği bile son 6 yılda yüzde 95 azalmıştır. Eylem etkinliği anlamında ilginç bir veriyi daha paylaşmak isterim. Tüm terör örgütlerinden 2017'de 697 önemli olay engellenmiştir. Bu sayı her yıl azaldı ve 2021 yılı için 156'ya geriledi. Yani hem gerçekleşen eylem sayıları hem de oluşmadan engellenen eylem sayıları azaldı. Bu da terörle mücadeledeki başarımızın net bir özetidir." diye konuştu.
- "İstanbul'umuzda günlük 27-28, Ankara'da 1-2, İzmir'de 5-6 hırsızlık olmaktadır"
Belli bir kesimin çarşı ve mahalle bekçileri üzerinden yüklendiğini belirten Soylu, "2017'de 284 olan ortalama günlük evden hırsızlık olay sayısı, bugün itibarıyla 151'e gerilemeyi başardı. Bu alanda hedefimiz, ilk etapta 100 sayısının altına inebilmektir. Bugün İstanbul'umuzda günlük 27-28, Ankara'da 1-2, İzmir'de 5-6 hırsızlık olmaktadır." bilgisini paylaştı.
İçişleri Bakanı Soylu, bu yıl aldıkları 2 bin 285 motosikletle emniyet ve jandarma birimlerindeki motosiklet sayısını 6 bin 430'a ulaştırdıklarını aktararak, bu araçlardan hızlı müdahale anlamında çok ciddi verim aldıklarına dikkati çekti.
Uyuşturucu operasyonlarına değinen Soylu, "Türkiye, dünyada yakalanan eroinin yüzde 21'ini, Avrupa'da yakalanan ecstasy tabletin bir buçuk katını tek başına yakalayan, başarısı uluslararası raporlarda yer bulan, bu yıl uyuşturucu operasyonu sayısında 204 bini aşmış ancak ne yazık ki bu mücadelesi iftiralara maruz kalmış bir ülkedir." dedi.
Soylu, uyuşturucu nedeniyle 35-36 bin kişi civarında olan tutuklu sayısının, bugün 98 bine çıktığını bildirdi.
Uyuşturucu kaynaklı ölümlerde ise azalma yaşandığına işaret eden Soylu, "2017'de 941 olan uyuşturucu ölümlerini, 2020'de 314'e indirebilmek için büyük bir mücadele ortaya koyuldu. Arzla mücadele ediliyor, taleple mücadele ediliyor ve rehabilitasyon yapılıyor. Bu yıl içinde son güncel sayı 160 civarındadır. Madde bağlantılı ölümlerde 2019 yılında dünya ortalaması 35, Avrupa ortalaması 15, bizde ise milyonda 6'dır, 2020 yılında ise bizde milyonda 5,5'e düşmüştür." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin trafik kazalarındaki can kayıplarını 2011-2020 arasında yüzde 50 azaltan iki ülkeden biri olduğunu anımsatan Soylu, bu alanda ülkenin milyonda 13,4'ten, 5,8'e gerilediğini ve bu trendi korumayı arzuladıklarını söyledi.
Soylu, salgın sürecindeki sokağa çıkma yasakları sonrasında tüm dünyada sürücü ve yaya davranışlarında trafiği olumsuz etkileyecek davranış modellerinin geliştiğini de kaydederek, bunu hemen tersine çevirmek durumunda olduklarını vurguladı.
- "Sakın böyle bir buluşma talebine olumlu cevap vermeyin"
Aile içi ve kadına yönelik şiddet konusuna da değinen Soylu, Türk gelenek ve göreneklerine uymayan, Batı'dan ithal gaddarlıkla işlenen şiddet olaylarını önlemek için profesyonelleşme yolunda pek çok adım attıklarını dile getirdi.
Sadece illerde bulunan aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele birimlerini ilçelere yaydıklarını ve sayılarını 1102'ye çıkardıklarını anımsatan Soylu, Kadın Destek Uygulamasına (KADES) gelen ihbar sayısının 250 bini aştığını söyledi.
Bu meselenin kendine ait bir uzmanlık alanı olduğunu ve normal asayiş olayları gibi yaklaşmamak gerektiğini vurgulayan Soylu, şöyle konuştu:
"Herkesten rica ediyorum, şiddet veya şiddet eğilimi gördüğünüz bir hadisede kadınlarla erkeği güya barıştırarak göndermeyin. Bir rakam vereceğim. Bir örnek olarak söylemek istiyorum. Bu yıl 34 kadın uzaklaştırma tedbiri alındığı halde hayatını kaybetti. Bunun yarısı nasıl biliyor musunuz? Güya barışmak suretiyle uzaklaştırma ve tedbir kararı devam ederken bir araya geldikten sonra erkeğin şiddetiyle hayatını kaybeden kadınlar. Burada uzaklaştırma tedbiri alan kadınlara da seslenmek istiyorum, bu örnekler ortadayken, uzaklaştırma tedbiri varken iyi niyetinizle 'tekrar barışırız' düşüncesi içerisinde olarak attığınız adım hayatınıza mal olur. Açık ve net. Hiç buna girmeye gerek yok. Biz emrinizdeyiz. Eğer böyle bir buluşma isteniyorsa, ancak yargının ortaya koyacağı bir süreçle ve güvenlik görevlilerimiz yanınızda olarak ancak bu sağlanmalıdır. Aksi takdirde, her gün hepimizi üzen, medeniyetimize hiç yakışmayan, birilerinin de ideolojik saldırganlığını kabartan durumlarla karşı karşıya kalıyoruz.
Burada her birimizin sorumluluğu var. Aile içi ve kadına şiddete yönelik izleme merkezlerimizden, bürolarımızdan özellikle uzaklaştırma kararı ve tedbir kararı alan hanımefendilere, kadınlara bakın, böyle bir birliktelik sakın olmasın, sakın böyle bir buluşma talebine olumlu cevap vermeyin, bize bilgi verin, biz size yardımcı olalım. Teker teker her bir uzaklaştırma ve tedbir kararı alınan vakaya böyle yaklaşılmasını buradan tekrar hatırlatmak istiyorum."
(Bitti)