PEKİN (AA) - Çin'in Hong Kong Özel İdare Bölgesi'nde, bölge baş yöneticisini ve Yasama Konseyinin üyelerinin bir bölümünü seçen komitenin üyelerini belirmek üzere dün kurulan sandıktan demokrasi yanlısı muhalefete destek veren yalnızca bir aday çıktı.
Resmi sonuçlara göre, 1500 üyeli komitede muhalif adaylardan yalnızca sosyal sigorta sektörünü temsil eden bir aday yer bulabildi.
Mart ayında seçim sisteminde yapılan değişikliklerin ardından adaylar için kriterleri belirleyen Denetim Komitesi, yalnızca muhalefet yanlısı 2 adayın seçimlere katılmasına izin vermişti.
Eski 246 bin delegenin doğrudan oy kullandığı seçimde değişikliklerin ardından delege sayısı 8 bine düşürülmüştü.
Hong Kong Baş Yöneticisi Carrie Lam, dün seçimlerle ilgili yaptığı açıklamada, "sadece vatanseverlerin göreve gelmesini sağlayacak şekilde iyileştirildikten sonra yapılan ilk seçim olduğu için" bunun çok anlamlı olduğunu ifade etmişti.
Lam'ın Mart 2022'de yinelenecek baş yönetici seçiminde aday olup olmayacağı ise henüz bilinmiyor.
- Hong Kong'daki seçim sisteminde değişiklik
Çin Halk Kongresi Daimi Komitesi, 30 Mart'ta Hong Kong Özel İdare Bölgesi'nde seçim sistemini revize eden yasal değişiklikleri onaylamıştı.
Hong Kong'un anayasası niteliğindeki Temel Yasa'nın 1. ve 2. ek maddelerinde yapılan değişiklikler, Daimi Komitenin 167 üyesinin katıldığı oturumda oy birliğiyle kabul edilmişti.
- Yasama Konseyindeki değişiklikler
Değişiklerle Hong Kong'un yerel yasama organı niteliğindeki Yasama Konseyinde doğrudan seçimle belirlenen sandalye sayısı azaltılmış ve Konseydeki sandalye sayısı 70'ten 90'a çıkarılmıştı. Doğrudan seçimle belirlenen sandalye sayısı ise 35'ten 20'ye düşürülmüştü.
Hong Kong Baş Yöneticisini seçmekle görevli Seçim Komitesinin üye sayısı 1200'den 1500'e çıkarılmış, bu komitenin yasama Konseyinin 40 üyesini de belirlemesine karar verilmişti.
Konseyin kalan 30 üyesinin ise iş ve meslek odaları ile sektör temsilcileri tarafından seçilmesi kararlaştırılmıştı.
- Hong Kong'un statüsü
Hong Kong, 1898'de imzalanan "kira sözleşmesi" ile uzun yıllar İngiltere hakimiyetinde kaldıktan sonra 1997'de Çin'e devredilmişti.
İmzalanan ortak deklarasyon çerçevesinde Hong Kong'a 2047'ye kadar basın, ifade, toplanma, inanç ve serbest akademik çalışma gibi özgürlükleri ile bağımsız idari ve hukuki yapısını koruma hakkı tanınmıştı.
Hong Kong, Çin'e bağlı olmasına rağmen kendine ait para birimi, dil, hukuk sistemi ve kimlik kullanıyor. Özerk yapılı bölgenin sadece savunma ve dış politika gibi konularda Pekin'e bağlı olduğu bu yönetim modeli, "bir ülke, iki sistem" olarak adlandırılıyor.
Pekin yönetiminin son yıllarda Ulusal Güvenlik Yasası gibi yasal değişikliklerle bölgenin özerk yönetim yapısını aşındırdığı eleştirileri yapılıyor.