Hamas, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han'ın, 20 Mayıs'ta Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya Sinvar ve Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının lideri Muhammed ed-Dayf hakkında da "yakalama kararı" başvurusunda bulunmasına karşı harekete geçti.
Söz konusu başvuruda liderlerle ilgili yapılan "asılsız" ithamlara yanıt vermek amacıyla kapsamlı hukuki bir rapor hazırlandığı belirtilen açıklamada, "Han'ın açıklaması hatalar ve yanlışlarla doluydu ve Gazze'deki halkımıza karşı soykırım uygulayan İsrail devleti ve bunun yanı sıra Batı Şeria ve Kudüs'te İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin tarafgirliğini yapıyordu." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Han, 7 Ekim saldırılarında öldürülen İsrailliler ve aileleriyle empati kurarak ilk adımını attı. Onları yerleşim birimlerinde ziyaret etti ve dinledi. Ama hala soykırım, abluka ve açlığa maruz kalan halkımıza karşı en ufak bir empati göstermedi. Gazze'ye yönelik saldırılarda ölen ve yaralananların sayısı 120 bini geçti. Buna ilaveten Gazze'deki binaların yüzde 70'den fazlası yıkıldı. Özel olarak sağlık ve eğitim sektörü hedef alındı."
UCM Başşsavcısı Han'a eleştiri
Han'ın, tüm trajedilerin kaynağı olan ve uluslararası hukuka göre suç sayılan büyük "işgal suçunu" unutarak İsrail'in diğer ülkeler gibi nefsi müdafaa hakkı olduğunu söylediğinde hata ettiği kaydedilen açıklamada, işgale karşı direnmenin de Filistin halkının hakkı hatta görevi olduğu ancak Han'ın bunu görmezden geldiği dile getirildi.
Açıklamada ayrıca, Han'ın, İsrail-Filistin çatışmasının 76 yıllık geçmişini ve Filistin halkına karşı işlenen katliamları unutarak söz konusu çatışmanın 7 Ekim'de başladığını söylemesinin de hata olduğu aktarıldı.
Açıklamaya şöyle devam edildi:
"Sayın Başsavcı'ya, İsrail'in, 2006 yılından bu yana Gazze Şeridi'nde ölümcül bir kuşatma uyguladığını ve ayrıca geçtiğimiz yıllarda Gazze'deki halkımıza karşı 4 yıkıcı savaş başlattığını hatırlatmak isteriz. İşte tam da bu nedenle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (Antonio Guterres) 7 Ekim olaylarının birdenbire ortaya çıkmadığını söylemişti.
Han, 7 Ekim olaylarına ilişkin bilgilerini profesyonellik ve güvenilirlikten yoksun, yanıltıcı İsrail medyasından aldı. Han, İsrail'in, sistematik cinsel saldırı planıyla ilgili iddialarına inandı ama İsrail bununla ilgili tek bir delil bile sunamadı. Han'ın, bu suçlamaları hareketin liderlerine atfetmesi dehşet verici.
Han'ın tarafgirliği, siyasi bir şahsiyet olan ve Gazze dışında ikamet eden üstelik tüm Filistin halkı gibi büyük bir bedel ödeyen Heniyye hakkında yakalama kararı başvurusunda bulunduğunda net bir şekilde ortaya çıktı. Oysa ki Han, buna mukabil, yıkım ve soykırım operasyonları için emirler veren İsrail Genelkurmay Başkanı'na (Herzi Halevy) karşı herhangi bir suçlamada bulunmadı."
Adaletin yerini bulması ve Filistin halkının zafer kazanması için mücadeleye devam edileceği kaydedilen açıklamada, Başsavcı ile UCM'nin, güvenilirlikleri konusunda tarihi bir sınavla karşı karşıya olduklarına işaret edildi.
UCM Başsavcısı Kerim Han, 20 Mayıs'ta, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında "yakalama kararı" başvurusunda bulunduğunu duyurmuştu.
UCM'den yapılan açıklamaya göre Han, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'a ilaveten Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya Sinvar ve Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının lideri Muhammed ed-Dayf hakkında da "yakalama kararı" başvurusunda bulunmuştu.