SAKARYA (AA) - Sakarya'nın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasına ait patlayıcıların kontrollü imhası amacıyla kamyondan indirildiği sırada 3 jandarmanın şehit olmasına yol açan patlamaya ilişkin dönemin İl Jandarma Komutanı ile 3 jandarma personelinin yargılanmasına başlandı.
Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, sanıklar dönemin Sakarya İl Jandarma Komutanı Albay C.Y, Jandarma Yüzbaşı M.U.Y, Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş B.G. ve Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş A.G, müştekiler ile avukatlar hazır bulundu.
Duruşma salonu ve çevresinde kolluk kuvvetlerince güvenlik önlemi alındı.
Yoklama ve kimlik tespitinin ardından sanık savunmaları alındı.
Sanık M.U.Y, savunmasına patlamada şehit olanlara Allah'tan rahmet dileyerek başladı.
İl Jandarma Komutanlığı ve Hendek Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığınca vefat eden kişilerin kimliklerinin belirlenmesi maksadıyla görevlendirildiğini belirten sanık M.U.Y, kimlik tespiti ve patlayıcıların imha işlemlerinin gerçekleştirildiğini anlattı.
Sanık M.U.Y, 7 Temmuz'da kriminal personelinin geri döneceği, imha işlemlerini PAMİT ekibinin yapacağının belirtildiğini aktararak "Benim yer aldığım imha çalışmalarında patlayıcılar elle yüklenmiş, elle indirilmiş ve tüm personelin güvenlik önlemi alındıktan sonra imha işlemi gerçekleştirilmiştir." ifadesini kullandı.
8 Temmuz'da yapılan toplantıda ertesi günkü ilk imha işleminin kendi kriminal ekibi, ikinci imhanın ise PAMİT ekiplerince gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığını anlatan sanık M.U.Y, "9 Temmuz'da ilk imha işleminden sonra benim görevim son bulmaktadır. Son kamyonun yüklenmesi ve gönderilmesinde sorumluluk bende değil, İstanbul PAMİT'tedir." dedi.
Sanık M.U.Y, damperli kamyonlara malzemelerin iş makineleriyle yüklenmesi esnasında yükleme alanında olmadığını savunarak "Bu işlemler sanık B.G. nezaretinde gerçekleştirilmiştir. O esnada ben Hendek Cumhuriyet Başsavcısı ile fabrikada olay yeri incelemesi icra ediyordum." ifadesini kullandı.
Kendisi ile PAMİT arasında herhangi bir emir komuta ilişkisi bulunmadığını belirten sanık M.U.Y, "Kontrolsüz patlamaya neden olan kamyonun talebi, sanık B.G. tarafından yapılmıştır. İlave kamyon talebim ve talimatım olmamıştır. Bu işlemler İstanbul PAMİT'in kendi inisiyatifinde yapılmıştır. Ekibime ilk faaliyetten sonra soğutma işlemine müteakip fabrikaya dönülmesi talimatı verdim. Meydana gelen patlamayla benim aramda herhangi bir ilişki bulunmamaktadır. Bu nedenle beraatimi talep ediyorum." diye konuştu.
- "Patlama yaşanan kamyonu ilk defa gördüm"
Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığınca görevlendirildiklerini belirten sanık A.G. de patlama yaşanan kamyonu ilk defa gördüğünü, araca ne yüklendiği konusunda bilgisi olmadığını savundu.
A.G, "Yaptığımız imha işleminin tutanaklarını hazırlamak için olay yerinden aracımızla ayrıldım. Araçtan indiğim sırada şiddetli patlama oldu ve alev topu gördüm. Can havliyle arkadaşlarımın yanına koştum. Gelen görevlilerle Halil Başçavuş konuştu mu, konuştuysa ne konuştu, bu konuda bilgim yok. Patlama yaşanan kamyona yükleme yapmadım. Kamyonun damperli olup olmadığını bilmiyorum. O sırada evrakların tanzimine odaklanmıştım. Üzgünüm. Beraatimi talep ediyorum." şeklinde konuştu.
Sanık B.G. de İstanbul'dan PAMİT olarak görevlendirildiklerini söyledi.
9 Temmuz'a kadar yoğun çalıştıklarını ve imha yerinin değişmesinin ardından bir kamyonun yetmeyeceği hususunun konuşulduğunu dile getiren B.G, "Sanık M.U.Y, Hendek Belediyesinde damperli iki kamyonun olduğunu söyledi ancak Halil Başçavuş ile biz o kamyonları kullanamayacağımızı söylemiştik. Olay günü sabah fabrikaya gittiğimizde nöbetçi olarak bulunan teğmene kamyon ihtiyacımız olduğunu söyledim. O da İlçe Jandarma Komutanı'na iletmiş. İlçe Jandarma Komutanı, Hendek Belediyesi yetkilileriyle görüşmüş. Yetkililer, 'Bizde yan kapakları açılan başka kamyon yok, iki tane damperli kamyon var.' demiş. Nöbetçi personel ise 'Fark etmez, onları da istiyorlar, gönderin.' demiş." dedi.
Sanık B.G, kamyonların saat 09.00'a doğru fabrikaya geldiğini aktararak "Sanık M.U.Y. de oradaydı. Kendisiyle görüştük, bu kamyonları istemediğimizi söyledik, 'Bülent Başçavuşum, ellerinde bunlar varmış, bir an önce yüklememiz lazım.' dedi. Kepçenin haznesine elle malzemeleri koyup kamyona da kepçenin haznesinden elle indirdik. İlk kamyon yola çıktı, ben de ikinci kamyonla çıkacaktım, oradakilere, 'İmha için beni bekleyin, ben imha edeceğim.' dedim. Neden beklenmediğini bilmiyorum. Beraatimi talep ediyorum." savunmasını yaptı.
- "İl Jandarma Komutanı olarak kanunlar çerçevesinde üzerime düşen görevi yerine getirdim"
Sanık C.Y. de 3 Temmuz'da yaşanan patlamanın ardından bölgeye gittiğini ve emniyet tedbirlerinin alınması talimatı verdiğini anlattı.
PAMİT ekiplerinin yaptıkları incelemede patlamamış malzemelerin olduğunu aktardığını söyleyen C.Y, "Bu durum fabrika sahipleriyle görüşüldü, kendisi de mamul durumda bulunan malzemeleri başka yere nakil ettireceklerini söyledi ve nakledildi." dedi.
Patlayıcı malzemelerin, etrafa dağılması, havanın sıcak ve binaların yıkılmasından dolayı güvenli yerde imha edilmesinin elzem durum olarak görüldüğünü dile getiren C.Y, "Dağılan patlayıcıların toplanması ve imhası için er ve erbaşların kullanılmayacağını söyledim. PAMİT'in talebi üzerine araziye dağılan malzemelerin toplanması ve imha edilmesi amacıyla personel talebinde bulunulmuş, ilgili kanuna istinaden ve işin aciliyetinden uzman personel bulunamadığından PAMİT'in gözetiminde jandarma personeli görevlendirilmiştir." dedi.
C.Y, kamyon sayısının artırılması talebinin kendisine ulaşmadığını, kamyon konusunu sonradan öğrendiğini öne sürerek "Kazayla ilgili İl Jandarma Komutanı olarak kanunlar çerçevesinde üzerime düşen görevi yerine getirdim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum." şeklinde konuştu.
Sanıklar, savunmaların ardından müşteki ve sanık avukatlarının sorularını yanıtladı.
- "Düğmeyi çektikten yaklaşık 15 saniye içinde patlama yaşandı"
Patlamada yaralanan Fatih Üretmen de olay günü Hendek Belediyesinde şoför olarak çalıştığını söyledi.
Olay günü iş yerine gittikten sonra fabrikaya gönderildiğini anlatan Üretmen, "'Ne yüklüyorsunuz?' diye sorduk. Sanık B.G. fitil olduğunu, patlayıcı madde olmadığını söyledi. Kepçeyle direkt kamyona yükleme yapıldı. Yüklenen malzemeler ıslatılmadı. O gün 35 derece kadar sıcaklık vardı. Mesut Yazar'la çıktık yola. Taşkısığı mevkisinin girişinde yolu kaybettik, bekledikten sonra jandarma ekip aracı geldi, bizi ocağın girişine kadar götürdü." dedi.
Üretmen, Mesut Yazar'ın ocağa gittiğini, bir müddet sonra geri geldiğini belirterek "Ocağa girdik, yanaşırken geri geri geldim ama tam diklemesine yanaşamadım. Çapraz durdum. Mesut Komutan'a, 'Bu şekilde indirirsem bir kısmı çukura iner, bir kısmı makinenin altına girer.' dedim. Patlamayı hiç hesap etmedim, yanaştıktan sonra 'kaldır' diye işaret etti. Dorseyi kaldırmak için düğmeyi çektim, yaklaşık 15 saniye içinde patlama yaşandı. Beni uyarsaydı bu sürede uzaklaşırdım, kimseye bir şey olmazdı. Patlama sonrasını hatırlamıyorum, sanıklardan şikayetçiyim. Davaya katılmak istiyorum." ifadesini kullandı.
Patlamada yaralanan jandarma personeli Ferdi Tuna da İl Jandarma Komutanlığınca görevlendirildiklerini, nasıl boşaltacakları konusunda bilgilerinin olmadığını, patlamanın etkisiyle uçurumdan düştüğünü belirterek sanıklardan şikayetçi olduğunu, davaya katılmak istediğini söyledi.
Patlamada yaralanan jandarma personelleri Furkan Demirel, Vedat Belek ve Mustafa Yücesoy da şikayetçi olduklarını belirterek davaya katılmayı talep etti.
Sanık avukatları da müvekkillerinin beyanlarına katıldıklarını ifade ederek taleplerini iletti.
Müşteki avukatları da şikayetçi olduklarını dile getirerek davaya katılma talebinde bulundu.
Ayrıca Sakarya, Kocaeli, Tekirdağ ve Kırklareli baro başkanları da davaya katılma talebinde bulundu.
Görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, baroların katılma taleplerinin "suçtan doğrudan zarar gören" sıfatı bulunmadığından reddine, müştekilerin katılma taleplerinin kabulüne karar verilmesini ve eksik hususların giderilmesini talep etti.
Baroların katılma taleplerinin reddine, müştekilerin katılma taleplerinin kabulüne, tanıkların dinlenmesine, sanıkların HTS kayıtlarının istenmesine karar veren heyet, duruşmayı 14 Ekim'e erteledi.
- Süreç
Sakarya'nın Hendek ilçesi Yukarıçalıca mevkisinde yaklaşık 15 dönüm üzerine kurulu havai fişek fabrikasında 3 Temmuz 2020'de saat 11.15'te meydana gelen ve olay yerine 50 kilometre mesafedeki birçok noktadan duyulan patlamalarda 7 kişi hayatını kaybetmiş, 127 kişi yaralanmıştı.
Kontrollü imha amacıyla Adapazarı ilçesi Taşkısığı mevkisine getirilen fabrikadaki patlayıcıların 9 Temmuz 2020'de saat 11.35'te kamyondan indirildiği sırada meydana gelen patlamada da Halil Tuna Akgöz, Mesut Yazar ve Fatih Manga şehit olmuş, kamyon şoförü ile 4 asker yaralanmıştı.
Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 18 sayfalık iddianamede, dönemin Sakarya İl Jandarma Komutanı Albay C.Y. ile Jandarma Yüzbaşı M.U.Y, Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş B.G. ve Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş A.G. hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8'er aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.