Genç MÜSİAD Konya Şubesi tarafından bu yıl ilki düzenlenen Helal Gıda ve Sağlıklı Yaşam Zirvesi yoğun katılımla gerçekleşti. Programda, Gıda Mühendisi Hayreddin İşbilir ve Uzm. Dr. Eyyüb Yılmaz önemli bilgiler paylaştı.
Genç MÜSİAD Konya Şubesi tarafından 2020 yılında Türkiye'de ilk olarak kurulan helal ve sağlıklı yaşam komitesinin düzenlediği, “Helal Gıda ve Sağlıklı Yaşam Zirvesi” yoğun katılımla gerçekleşti.
Programın açılış konuşmasını yapan Genç MÜSİAD Konya Şube Başkanı Mücahit Aydın, "Genç MÜSİAD Konya 8. dönem yönetim kurulu üyelerinin temellerini attığı, 9. dönem yönetim kuruluyla helal ve sağlıklı yaşam komitesinin gerçekleştirmiş olduğu etkinliğimize hoş geldiniz. Biz genç iş insanları olarak gerçekleştirmiş olduğumuz bu programlar ile ahlaklı ve dürüst tacir nasıl olunur öğrenmeye çalışıyoruz.
Ahlaklı ve dürüst bir tacir olarak hangi vasıflara sahip olmamız gerekiyorsa bu vasıflara ilişkin farkındalık oluşturmaya gayret ediyoruz. Ancak bunların tek başına yeterli olmadığını, sağlık bir hayata sahip olmazsak bu vasıfların bizleri ileriye taşımayacağını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
‘HELAL VE SAĞLIKLI GIDAYA ULAŞIMDA ZORLANIYORUZ’
Başkan Mücahit Aydın, “Ne yazık ki tarım sektöründe teknolojik özellikle de genetik gelişmeler üretimin verimini artırıyor olsa da bizlerin helal ve sağlıklı gıdaya ulaşımını zorlaştırmaktadır. Bugün gerçekleştirecek olduğumuz programla helal ve sağlıklı gıdaya nasıl ulaşacağız sorusuna cevap bulacağız ve farkındalığımızı artıracağız. Konuşmalarımızın sonrasında gerçekleştireceğimiz atölyelerle organik ve kaliteli temel gıdanın aslında ulaşılabilir olduğunu, bunları evimizde dahi yapabileceğimizi göreceğiz." dedi.
‘HELAL GIDA TÜKETMEK İBADETTİR’
Helal gıda çalışmaları hakkında bilgiler veren Gıda Yüksek Mühendisi Hayreddin İşbilir, “2005 yılında kurduğumuz GİMDES derneğimiz ile Türkiye'de ilk kez helal gıda çalışmalarını başlattık. Detaylı analizler sonucu firmalara uygunluklarına göre helal gıda sertifikası veriyoruz. Cenab-ı Hakk, birçok ayetlerde bize helal lokma tüketmemizi emrediyor. Bu bir hobi değildir. Bu boş zamanlarda yapılacak, bilgilenmemiz gereken durum değildir. Bu bir ibadettir.
Bir ayet ile belirtmek gerekirse; "Ey insanlar! Yeryüzünde bulunan maddelerin helâl ve temiz olanlarından yiyin; şeytanın peşinden gitmeyin, çünkü o apaçık düşmanınızdır." Bu ayete baktığımızda helal ve tayyib (temiz) olmayanlardan yersek şeytana uyarız. Tayyiben kelimesine baktığımızda, hem temiz hem güvenilir hem de sağlıklı manalarına geliyor. Dolayısıyla bu özellikleri barındırmayan GDO vs. ürünler tayyiben kelimesine aykırı olduğundan helal gıda sertifikası alamıyor. Bazen bu ürünleri kullananlar zararuriyetten kullandıklarını söylüyor. Yok öyle bir şey. İnsan ölmek üzereyse, ya da uzuvlarından birini kaybetmek üzereyse o zaman zaruriyet olabilir. Rekabet edememek, rengi tutturamamak, raf ömrünü uzatamamak konularında helal olmayan ürünlerin gıdalara karışması zaruriyet hali değildir" ifadelerini kullandı.
‘İBADETİN 10’DA 9’U HELAL LOKMADIR’
Hayreddin İşbilir, “Peygamberimizin bu konuda bazı hadisleri var. Mesela, "İbadetin 10'da 9'u helal lokmadır" diyor. Tefekkür çok önemli bir şeydir. Son zamanlardaki hayatın hızlı akışından dolayı tefekkürü unutuyoruz. İbadetin 10'da 9'u demek çok önemli bir orandır. Hangi ibadetleri yaparsanız yapın, temeline helal gıdayı koymazsanız eksik kalıyor. O yüzden hangi çalışmaları yapıyor olursak olalım, temelimize helal lokmayı koymazsak ibadetlerimiz zarar görecektir. Efendimiz sefer dönüşü bir gün; Ya Rab! diye ellerini açıp dua eden birini görüyor. Yanındakilerine onu göstererek şunu diyor; "Onun yediği, içtiği, giydiği haramsa duası nasıl kabul olsun?" Bu duanın makbuliyetine set çeken durum, ibadetin makbuliyetine de set çeker. Biliyoruz ki, yediklerimiz midede ve bağırsakta parçalanır, emilir, ardından da kana geçen besin maddeleri bütün damarlarımızda gezerek bütün vücudumuza nüfuz eder. Dolayısıyla kanın gittiği her yere bu gıda parçaları gidiyor. Böylelikle de tüm dokularımıza işliyor” dedi.
‘ÜRÜNLERİN GENETİK YAPISINI DEĞİŞTİRDİLER’
Maddi kazançlar uğruna ürünlerin genetik yapısının değiştirildiğini ve bunların da insan sağlığını ciddi manada etkilediğini kaydeden Uzman Doktor Eyyüp Yılmaz ise, “İnsanların ne yiyeceği konusunun bu kadar çok konuşulduğu başka bir yüzyıl yaşanmadı. Modern bir çağdayız, ne yiyeceğimizin cevabı tartışmalı. Bugün buğday gerçeği bize bir şeyler anlatıyor. Buğdayı insanlara ben satacağım diyen hırsızlar bunun genetik yapısını değiştirdi. Bizim geçmişten gelen tohumlarımızı ekiyor olursak bunu patentleme şansımız yok.
Patentlemek için değişiklikler yapmanız lazım. Genetik mühendisliği ilerledi ve hamurun sertleşmesini ya da elastik yapısını sağlayan özelliğini bu şekilde çözdüler. Genetiğine müdahalede bulundular. Glüten yapısı değiştirildi. Fırıncılar artık hamurla dans edebilir hale geldi. Bu avantajı kullanmak isteyen insanlar, böylelikle yönetilmeye başlandı. Bunu ülkeler bazında, çiftçiniz ekeceği zaman bu tohum sertifikalı mı diye sordular. Eğer bakanlıktan alırsanız izin veririz dediler. Böylelikle tüm çiftçiler bu şekilde genetiği değiştirilmiş tohumları kullanmasıyla bunu hayatımıza yerleştirdiler” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından Genç MÜSİAD Konya Şube Başkanı Mücahit Aydın tarafından Hayreddin İşbilir ve Eyyüp Yılmaz’a hediye takdim edildi. Programın ardından misafirler, şubede kurulan ve organik ürünlerin bulunduğu atölyeleri ziyaret etti.