İSTANBUL (AA) - FATİH TÜRKYILMAZ - Gazeteci ve yazar Kübra Doğru Ünlü, Sandık adlı ilk romanında 1970'li yılların mahalle kültürünü, göçü ve göçmenliği ele aldı.
Yazarlığa başlama hikayesini AA muhabirine açıklayan Ünlü, yazar olmaya çocukken karar verdiğini belirterek, okumaya başladığı dönemde evinde bulunan kitap sandığından kitaplar aşırdığını, ilk okuduğu romanlardan birinin ise Maksim Gorki'nin "Ana" adlı eseri olduğunu söyledi.
Yazar Ünlü, "Söz İzi" isimli denemesinin yayımlanmasıyla yazarlığa adım attığını vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
"Söz İzi ile birlikte özellikle editörümün, yayın kurullarında bulunan arkadaşlarımın, kıymetli usta yazar dostlarımın 'Sende bir roman dili var. Hikayelerin çok güzel. Bunlar sende kalmasın. Üstelik bunlar yaşanmış hikayeler. Yaşanmış hikayeleri de aktarabilme yetisine sahipsin. Niye duruyorsun?' şeklinde yön veren cümlelerini duymak, yola çıkışımda oldukça etkili oldu. Sandık'ın ilk satırları 2015'te yazılmıştı. Öyle bir mahalle düşünün ki, orada yaşayanlar birçok etnik kimliğin göçünün birleştiği bir sokakta yaşasın. Tarihine ve geçiş sürecine vakıf olmam gerekiyordu. Dolayısıyla roman için araştırma ve okuma çalışmalarım epey sürdü. Hatta bu süreç beni yeniden üniversiteli yaptı. Tarih bölümü okumama vesile oldu. Diğer yandan gazetecilik ve televizyonculuğum aktif olarak devam ediyordu. Derken, araya pandemi girince herkes gibi benim içinde hayat durmuştu. Fakat ben o büyük sükunetin içinde 'Sandık'ın yazım sürecini keyifle bitirdim. Romanım 2022 Mayıs'ında mayısın bereketiyle raflara çıktı."
"Sandık" romanının mahalle kültürünü yaşayanların tanık olduğu nostaljiyi barındırdığına dikkati çeken Ünlü, 1970'lerde İstanbul'a gelen göçmenlerin sosyolojik değişimlerini ve kendi kültürleriyle yaşamlarını bir sokakta sürdürmelerini anlatmaya çalıştığını ifade etti.
Ünlü, çocukluk yıllarının yazma serüveninde kendisini beslediğine vurgu yaparak, sözlerine şöyle devam etti:
"Yıllar içerisinde televizyon programlarımda ağırladığım, röportajlarımla tanış olduğum yazarları gözlemlerken, çalışmalarının geri dönüşleri aktarırlarken gördüğüm o hazzı, anlamaya çalışır, 'Bu kadar da değil' derdim. Yıllar sonra ben de o pencereden baktığımda anladım ki bu muazzam bir şeymiş. Tarifi imkansız bir mutluluk hali. Çok şükür, yazdığım mahallede, o hikayeyi yaşayanlardan aldığım olumlu tepkiler var. Hikayelerin hiçbirine tanık olmayıp sadece Sandık'ı okuyup dönenler de çok mutlu. Güzel yorumlar aldım, almaya devam ediyorum. Sandık'ı okuyanlar edebi yönü, kurgusu ve kurguya yerleştirdiğim yaşanmış öykülerin duygu aktarımlarından memnun. Bütün bunlar bana birine dokunmuş olmak, biriyle tanışmış olmak hissini veriyor. Bu aynı sofrayı paylaşmak gibi, aynı yoldan gitmek gibi; muhteşem bir şey."
- "Merak böceğinin ısırdığı bir kız çocuğuyum"
Kendisini "merak böceğinin ısırdığı bir kız çocuğu" olarak" olarak tanımlayan Ünlü, "Çocukluğum, ilk gençliğim ve üniversite yıllarım o merak çerçevesi içinde etrafımı zorlayan bir şekilde geçti. Hayatıma resim, müzik, gazete, televizyon ve kitap girdi. Bütün bunlarla birlikte mesleki serüvenim başladı." ifadelerini kullandı.
Ünlü, mesleğe başladığı yıllarda TRT'nin dışında 2-3 özel televizyon olduğunu, kendisinin de bu kanallardan birinde program sunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin ilk sertifikalı spikerlerinden biriyim. Ben, o dönemde arayıp bir televizyon genel yayın yönetmeninden randevu alabilen biriydim ama bu, birilerinin aracılığıyla veya yaptığım bağlantılarla olan bir şey değildi. Kendine güven, cesaret, anlatabilme yeteneği belki de. Oturduğum yerde gazeteci, televizyoncu veya yazar olmadım. Sürekli bilgiye açlığım var ve o bilgiyi alma ve aktarma telaşında olduğumu görünce, gazeteciliğin, televizyonculuğun da nüvesi ve temeli bana göre budur. Eğer o cevvallik sizde de varsa dünyanın neresi olursa olsun yapacağınız bir iştir. Ben de o unsurları iyi algılayıp, yansıtabildim diye düşünüyorum."
- "Gazetecilik, yazma serüvenime büyük katkıda bulundu"
Her yazarın eserlerinin okunmasını arzu edeceğini kaydeden Ünlü, "İsterim ki çok okunsun, sonrasında ben yine yazmaya devam edeyim. Ancak gazetecilik benim mesleğim ve ruhuma işlemiş. Belki televizyonlarda yine olabilirim ama yazmak, benim mütemadiyen devam edecek en keyif aldığım eylemim." değerlendirmesinde bulundu.
Kübra Doğru Ünlü, gazeteciliğin sağladığı araştırma becerisinin bir yazar için avantaj olduğunun altını çizerek, "Kitaplarla büyüyen, kitaplardan araştıran, fotoğraflarla büyüyen, fotoğraflardan gözlemleyip anlamaya çalışan, dil öğrenmeye çalışıp dille diyaloğunu ortak paydada birleştirmeye çalışan insanlardık. Bu benim yazma serüvenime de çok büyük katkıda bulundu." diye konuştu.
Yaşar Kemal'in de gazetecilikle başladığı yolculukta büyük bir edebiyatçıya dönüştüğüne işaret ederek, "Sandık"ı bitirme ilhamını, usta yazarın, "Denizler Kurudu" isimli eserindeki "Gerçekten, iyi bir yazar olup, şair olup, destancı olup Menekşe'nin yüreğine girmeli ve her kahraman evin macerasını söylemeli yazmalı, insanoğluna, gelecek kuşaklara bu yiğit evlerin macerasını ulaştırmalı." satırlarından aldığına dikkati çekti.
Gazeteci ve yazar Kübra Doğru Ünlü'nün ilk romanı "Sandık", Mavinefes Yayınlarından çıkarak okurla buluştu.