PARİS (AA) - Afrika'da yolsuzluk ve rüşvet davalarıyla adı gündeme gelen Fransız milyarder Vincent Bollere'nin sahibi olduğu Bollore Grubu, Afrika'da lojistikten çekilerek medya sektöründe varlığını sürdüreceğini duyurdu.
Bollore Grubundan yapılan yazılı açıklamada, İsviçre'deki dünyanın en büyük ikinci deniz taşımacısı Mediterranean Shipping Company'nin (MSC), Bollore Afrika Logistics'i satın almak için 5,7 milyar avroluk münhasırlık sözleşmesi imzaladığı belirtildi.
Açıklamada, Bollore Grubunun, MSC Grubuna ek denetim ve sözleşme görüşmelerinin ardından satın alma taahhüdünü iletmesi için 31 Mart 2022'ye kadar zaman tanıdığı kaydedildi.
- Afrika'da varlığını medyayla sürdürecek
Grubun Afrika kıtasındaki varlığına Frankofon (Fransızca konuşulan) ülkelerde Canal+ ve Anglofon (İngilizce konuşulan) ülkelerde ise MultiChoice gibi sayısal yayın platformları vasıtasıyla sürdüreceği ifade edilen açıklamada, Bollore şirketinin kıtadaki iletişim, telekomünikasyon gibi faaliyetlerini geliştirmeye devam edeceği aktarıldı.
- Afrika'da bir “dev”: Bollore Afrika Logistics
Bollore Afrika Logistics, 250 yan kuruluş ve 21 bin çalışanı ile Afrika kıtasında 47 olmak üzere toplam 49 ülkede varlık gösteriyor.
Afrika'da 42 limanda faaliyet gösteren şirketin kıtada 16 konteyner limanı ve 74 denizcilik acentesi bulunuyor.
Bollore Grubunun 2020'de elde ettiği 24 milyar avro kazancın yaklaşık 2 milyar kadarını Bollore Afrika Logistics oluşturuyor.
- Afrika'da adı yolsuzluk ve rüşvet iddialarına karışan Fransız “devi”
Bollore Grubunun Afrika'da işletmesini sürdürdüğü 16 limandan Gine ve Togo'daki ikisinin ihalesini almak için, bünyesindeki iletişim şirketi Havas aracılığıyla bazı Afrikalı liderler için siyasi kampanya yürüttüğü, rüşvet verdiği ve yolsuzluk yaptığı iddia edilmişti.
Grup hakkında 2013'te Paris'te soruşturma açılmış, hukuki sürecin ileri aşamalarında Nisan 2018'de şirket sahibi Vincent Bollore gözaltına alınmış ve davaya dahil edilmişti.
Bollore şirketi, mali suçlar savcılığıyla davanın kapatılması için 12 milyon avro ödeme konusunda anlaşmıştı. Bu anlaşmayı kabul ederek davayı sonlandıran Paris Adli Yargı Mahkemesi, Vincent Bollore ve 3 üst düzey şirket yöneticisinin savcılıkla vardığı anlaşmayı kabul etmeyerek sanıkların ceza mahkemesinde yargılanmasına hükmetmişti.