Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Fotoğraf sanatçısı Ebru Ceylan, "Dünyanın Gecesi"ni anlattı

25.07.2022 12:01:00
Senarist ve fotoğraf sanatçısı Ebru Ceylan: "Bana göre sanatçının malzemesi tüm dünyadır. Hem dış dünya hem de dış dünyanın yansıdığı kendi iç dünyasıdır. Bu iki dünya arasında sanatçı savrulur durur"

İSTANBUL (AA) - SALİH ŞEREF - Fotoğraf sanatçısı ve senarist Ebru Ceylan, "Dünyanın Gecesi" adlı 5. kişisel sergisini, Fişekhane Cocoon'da sanatseverlerle buluşturdu.


Contemporary İstanbul Vakfı (CI) tarafından hazırlanan sergide, Ceylan'ın, Alman filozof Georg Wilhelm Friedrich Hegel'in "Tinin (Ruhun) Fenomenolojisi" adlı eserinde geçen bir metinden ilham alarak son iki yılda çektiği monokrom doğa fotoğrafları serisi yer alıyor.


Ceylan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, serginin arka planını, kavramsal sanata dair düşüncelerini ve Ceylan ailesinin sinemayla olan ilişkisini anlattı.


Hem sinemayı hem fotoğrafı sevdiğini belirten sanatçı, "Ancak fotoğrafın yalnız üretim sürecini kendi doğama daha yakın buluyorum. Sinemanın ise yine nispeten daha yalnız olmayı gerektiren senaryo kısmında daha rahat ve özgür hissediyorum." ifadelerini kullandı.


- "Sanat eserinin nesnel olması ve biricikliği meselesi uzun yıllar tartışılacak"


Ebru Ceylan, fotoğrafın kolay erişilebilir ve üretilebilir olmasına ilişkin, "Doğduğu andan itibaren çokça sorgulanan ve sadece fotoğraf sanatına ait olan, çoğaltılabilir ve kolay erişilebilirlik özelliği bu dijital çağ ile aslında artık sanırım tüm sanat eserleri için geçerli bir sorunsal haline geldi. Bana öyle geliyor ki daha uzun yıllar, sanat eserinin nesnel olması ve biricikliği meselesi tartışılacak gibi görünüyor." dedi.


İçinde yaşanan dijital çağın getirdikleri, getirecekleri ya da götürecekleri konusunda kesin bir şey söylemenin tam anlamıyla mümkün olmadığının altını çizen sanatçı, şunları kaydetti:


"Sözgelimi bir sanat eserinin orijinalini bir müzede görmekle, bilgisayar üzerinden coğrafi olarak çok uzak bir yerden online görmek ve hatta dijitaline sahip olmakla nesnel sahibi olmak arasında bir fark olup olmadığı konusu üzerine düşünmek gerekecek. Bolca ön yargı kırmamız gerekecek. Çok kapsamlı bir konu ve bu konu üzerine birbirinden farklı pek çok düşünce var. Bana göre burada temel mesele şu; Bir sanat eseri bir ruhun, bir dünya algısının bir anlamın temsili. Bana öyle geliyor ki biricik ve değerli olan bu dünyanın kendisi. Bununla nerede ve ne şekilde ilişki kuracağın çok önemli değil sanırım. Hayata dair bir meseleyi, durumu, derinlemesine, yeni bir gözle ve özgün bir dille anlatan ve yarattığı bu yeni anlamla zihinlerde yeni sorular ve dünyalar yaratan her eser, nerede, ne şekilde, kaç kopyayla, hangi yöntemle deneyimlenirse deneyimlensin, bence değerini yine de koruyacaktır diye düşünüyorum."


Ceylan, sanat eserlerinin ticari boyutuna da dikkati çekerek, "O açıdan düşündüğünde elbette ki biriciklik ve edisyon meselesi önemli hale geliyor ama bunlar teknik olarak çözülebilecek meseleler ki zaten yeni teknolojiler, yeni dünya düzeninde ticaret bile yeni anlamlar kazanmaya başladı. Örneğin NFT, Metaverse dünyası gibi. Hiçbir şeyin bildiğimiz anlama gelmediği bu yeni çağda, yeni olan her şey gibi kendi sorunlarıyla beraber çözümlerini de üretecektir diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.


- "Sanatçının malzemesi tüm dünyadır"


Sanatın ve sanatçının ne olduğu ve sınırlarının çok geniş çaplı ve sanat tarihi boyunca tartışılagelen bir konu olduğunu dile getiren Ceylan, şunları söyledi:


"Bana göre sanatçının malzemesi tüm dünyadır. Hem dış dünya hem de dış dünyanın yansıdığı kendi iç dünyasıdır. Bu iki dünya arasında sanatçı savrulur durur. Kimi zaman gözlemci kimi zaman yorumcu olur. Modernizm öncesi sanatçının ve sanatın konusu daha çok dış dünya idi. Modernizm sonrası birey ve iç dünyası da sanatın başat temalarından biri haline geldi. Ancak günümüzde her tür yönelimin bir arada olduğunu düşünüyorum. Çok çeşitli yönelimler ve akımlar bir arada. Günümüz teknoloji çağında bu çok çeşitli sanatsal ve biçimsel yaklaşımlara her geçen gün yenileri ekleniyor üstelik. Her çağ kendi paradigmalarını yaratıyor. Bu kaçınılmaz ve doğal bir durum."


Ebru Ceylan, Hegel'e aydınlanma mekanı ve zamanının gece olduğuna dikkati çekerek, "(Gece) Bilgeliğe ve varlığın oluşumuna işaret eder. Varlığın, varoluş mücadelesinin bir arenasıdır gece. Bu arena Hegel'de 'tarih bilinci' olarak da tanımlanabilir sanırım. Asla olumsuz ve karanlık bir metafor değildir. Bilakis umudun doğduğu yerdir. Ben böyle yorumluyorum Dünyanın Gecesini." ifadelerine yer verdi.


Sergideki 14 fotoğrafın birbirinden bağımsız olduklarını kaydeden Ceylan, "Kendi içerisinde bir kurgusallık taşımıyorlar. Hepsi, metnin benim zihnimde yarattığı bağımsız çağrışımlardan ibaret. Bir metin yada bir hikaye olarak karşımıza çıkacak olsa, sanırım neden sonuç ilişkisiyle birbirine bağlı klasik bir anlatım türünden çok, metnin, bölünüp parçalandığı, açık uçlu bir yapısı olurdu, diye düşünüyorum." dedi.


Ebru Ceylan, üniversite yıllarından itibaren kısa filmler ve video üretmeye devam ettiğini, ancak aklına olması gerektiğini düşündüğü bir proje gelirse uzun metraj film çekebileceğini kaydetti.


Oğlu Ayaz'ın da sinemayı çok sevdiğinin altını çizen sanatçı, şöyle devam etti:


"Bu sene üniversite sınavına girdi ve sinema okumayı istiyor. Gerçek bir sinefil ve sinema tarihini çok iyi biliyor. Henüz bir kısa film çekti. Çeşitli güzel ödüller de aldı. Ben şahsen bizim işlerimize çok benzediğini düşünmüyorum. Ama bizim işlerimizden etkileniyorsa da bunlardan yola çıkıyor olması çok normal. Bu sadece bizim oğlumuz olduğu için değil herhangi bir genç sinemacı için de geçerli. Ki bizler için de geçerliydi bu. Sevdiğimiz sanatçıların eserlerinden etkilenerek yola çıktık ve hatta hala onların bizler üzerinde bıraktığı etkilerden ilham alıyoruz. Eğer gerçekten hayatı boyunca sinema yapmaya devam edecekse, kendi dilini ve yolunu zamanla bulacaktır diye düşünüyorum. İşin doğal seyri, süreci budur zaten."


Ebru Ceylan'ın 14 fotoğraf ve bir videodan oluşan sergisi, bir ay boyunca ziyaret edilebilecek.


DİĞER HABERLER