Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

FETÖ'nün "ıslak imza'da kumpas" davasında tanıklar dinlenildi

09.02.2022 16:57:00

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Adli Tıp yapılanması kapsamında "ıslak imzalı belgede" dönemin askeri görevlilerine kumpas kurduğu iddiasıyla 18 sanığın tutuksuz yargılandığı davada, tanık beyanları alındı.


İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Müdahillerden eski CHP Milletvekili emekli Albay Dursun Çiçek ile eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer de duruşmada hazır bulundu.


Duruşmada daha önce alınan ara kararlar gereği tanık olarak dinlenilmesine karar verilen bazı kişilerin bilgisine başvuruldu. Tanıklara tek tek sanıkları tanıyıp tanımadıkları sorulup teşhis yaptırıldı.


Tanıklardan polis memuru K.A, sanıklardan eski Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanı Kemal Pelit'i fotoğraflarından bildiğini ve birebir tanışmadıklarını söyledi.


FETÖ'cüler tarafından "FETÖ'cü olduğu" gerekçesiyle işinden tasfiye edildiğini anlatan K.A, 40 gün açıkta kaldıktan sonra FETÖ ile irtibatı tespit edilemeyince görevine iade edildiğini söyledi.


Sanık Kemal Pelit'in, "Beni tanımıyorsan FETÖ'cü olduğumu nereden biliyorsun?" diye sorduğu tanık K.A, "Bu iş öyle bir noktaya geldi ki koronavirüs gibi belirtisi olanlar suçlu, olmayanlar suçsuz. İşleyişinizi bilmem, sizi tanımam. Ben 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yaşadıklarımı CİMER'e yazdım. Gerekli birimlerin, istihbarat araştırmasını, sorgulamasını istedim." diye cevap verdi.


- "Zekeriya Öz, başına bir şey gelir diye ıslak imzalı belgeyi kendisi getirdi"


Tanıklığına başvurulan adli tıp uzmanı Y.A.Y. de sanıklardan eski Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce'nin FETÖ ile ilişkisine şahit olmadığını belirterek, FETÖ firarisi eski savcı Zekeriya Öz'ün belgeyi kuruma teslim etmesine ilişkin şunları söyledi:


"Savcı Zekeriya Öz kuruma geldiğinde, 'Siz fotokopi üzerinden rapor vermiyorsunuz, aslını istiyorsunuz. Başkasına da güvenmiyorsunuz. O yüzden ben kendi elimle getirdim.' demişti. Benim hatırladığım bu. Zekeriya Öz'ün, 'Elimdeki tek belge bu. Yolda başına bir şey gelir diye ıslak imzalı belgeyi kendim getirdim.' dediğini hatırlıyorum. Normalde yönetmelik uyarınca Adli Tıp Kurumuna belgenin nasıl geldiği belli. Belgeyi de kendisi getirdiği için, 'Siz bunu nasıl getirirsiniz?' diye sorma hakkını kendimde görmedim."


Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tanık beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere duruşmayı erteledi.


- İddianameden


Ergenekon davasının sanıkları İlker Başbuğ, Dursun Çiçek ve Serdar Öztürk'ün "müşteki" sıfatıyla, Ergenekon davasının bazı sanıkları ile Genelkurmay Başkanlığının da "suç duyurusunda bulunan" olarak yer aldığı iddianamede, "İrtica İle Mücadele Eylem Planı" isimli belge üzerinde müşteki Dursun Çiçek tarafından atıldığı iddia edilen imzayla ilgili rapor düzenleyen Adli Tıp Kurumu, polis ve jandarma kriminal laboratuvarlarında görevli 18 sanığın eylemleri sıralanıyor.


İddianamede, söz konusu belgenin Adli Tıp Kurumuna gönderilip mevzuata uygun olmayan şekilde ele alındığı, görev taksimatının yapıldığı, istenilen yönde rapor tanziminin sağlanması için şartları uymayan adli tıp uzmanlarının görevlendirildiği, belgeyle ilgili kararın kuruma geldiği gün oy çokluğuyla çıkarıldığı ve muhalif kalan üyelerin kurumdan uzaklaştırıldığı belirtiliyor.


Ergenekon soruşturması kapsamında, belgeye ayrı bir önem atfedildiği, belgeyle ilgili imza incelemelerinin de bu soruşturma makamları ve ilgili adli kolluk personeli tarafından yaptırıldığı anlatılan iddianamede, sanıkların ''gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapmak'' ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçlarından 8,5 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.


DİĞER HABERLER