Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

"Fazla tescil coğrafi işaretleri öldürür" uyarısı

16.02.2021 15:51:00
Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı: "2020'de 162 coğrafi işaretin tescili gerçekleşti. Aynı yıl 27 ülkeli AB'de tescillenen coğrafi işaret sayısı sadece 41'dir" "Dünyanın hiçbir ülkesinde rastlanmayan bu tescil furyası, kamuoyunun haklı olarak coğrafi işaretlerin popülizme kurban edildiği konusundaki endişelerini güçlendirmiştir" "Tescillerdeki inanılmaz artışlar, coğrafi işaretlerimizi itibarsızlaştırma riskini taşımakta olup ulusal ve uluslararası düzeyde 2 tehlikeye ge

İSTANBUL (AA) - Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı'ndan (YÜCİTA) yapılan açıklamada, geçen yıl 162 coğrafi işaretin tescilinin gerçekleştiği, 27 ülkeli AB'de ise tescillenen coğrafi işaret sayısının 41 olduğu belirtilerek, "Dünyanın hiçbir ülkesinde rastlanmayan bu tescil furyası, kamuoyunun haklı olarak coğrafi işaretlerin popülizme kurban edildiği konusundaki endişelerini güçlendirmiştir." denildi.


YÜCİTA açıklamasında, 2020'nin, Türkiye için coğrafi işaretlerde iz bırakılan bir yıl olduğu aktarılarak, AB ilişkileri yönünden oldukça verimli geçtiği, Aydın kestanesi ve Milas zeytinyağının tescillendiği hatırlatıldı.


Bayramiç beyazı ve Taşköprü sarımsağının aralıkta ilanlarının yapıldığı, bir itiraz olmaması halinde bu coğrafi işaretlerin tescilinin de büyük ihtimalle nisanda gerçekleşeceği bildirilen açıklamada, böylece Türkiye'nin AB'de tescilli coğrafi işaret sayısının 7'ye yükseleceği, bir yılda 5 coğrafi işaret için yapılan tescil başvurularının AB Komisyonu tarafından kabul edildiği kaydedildi.


Açıklamada, 2020'nin, yurt içi tescillerde de bir rekor yılı olduğu, 162 coğrafi işaretin tescilinin gerçekleştiği belirtilerek, şu değerlendirmelere yer verildi:


"Bu, 25 yılını dolduran uygulamaların en yükseği olup aynı yıl 27 ülkeli AB'de tescillenen coğrafi işaret sayısı sadece 41'dir. Dünyanın hiçbir ülkesinde rastlanmayan bu tescil furyası, kamuoyunun haklı olarak coğrafi işaretlerin popülizme kurban edildiği konusundaki endişelerini güçlendirmiştir. Bu endişelerin temel nedeni, coğrafi işaretlerle ilgili 25 yıllık uygulamaya rağmen konuyu sadece tescilden ibaretmiş gibi algılama alışkanlığının halen sürdüğü, sistemin temel kaldıraçlarını oluşturan 'coğrafi işaret yönetişimi' ve 'coğrafi işaret denetimi' konularında mesafe alınamadığı ve sadece tescillerle oyalanıldığı, kısacası sistemin oturtulamadığıdır."


Açıklamada, 21 Kasım 2019'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan "Tarım Orman Şurası" kararları içinde "coğrafi işaretlerin yönetişim ve denetleme süreçlerinin gözden geçirilerek mevzuatın tamamlanmasının" öngörüldüğü bildirildi.




- "Fazla tescil coğrafi işaretleri öldürür"




Açıklamada, coğrafi işaretler sisteminde tescilin sadece bir başlangıç olduğu, ürüne bir katma değer sağladığı, tüketicileri aydınlattığı ve haksız rekabete karşı koruduğu ancak kalitenin ve katma değerin sürdürülebilmesinin etkin bir yönetişim ve denetime bağlı olduğu vurgulandı.


AB'de yaygın kanının "çok tescilin coğrafi işaretleri öldürdüğü" yönünde olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:


"Tescillerdeki inanılmaz artışlar, coğrafi işaretlerimizi itibarsızlaştırma riskini taşımakta olup ulusal ve uluslararası düzeyde 2 tehlikeye gebedir. Ulusal düzeydeki risk, Türk tüketicilerin coğrafi işaretlere olan güven kaybıdır. Bu da yöresel ürünlerimiz için arzu edilmeyen sonuçlar doğurabilir. Uluslararası tehlike ise Türkiye'nin, uluslararası platformlarda coğrafi işaretlerini itibarsızlaştıran bir ülke konumuna düşmesidir. Bu da AB'den tescil almamızı zorlaştırır, hatta imkansız hale getirebilir."


Açıklamada, kurumların tescil sonrası ne yapacaklarını bilmediği ve belgelerin duvarlara asıldığı, bunun temel nedeninin yasal boşluklar olduğu, yönetişim boşluğu nedeniyle Türkiye'de verilen tescillerin katma değer sağlamadığı aktarıldı.


Tescil sonrası yapılması gereken denetimlerin önemine dikkati çekilen açıklamada, Türk tüketicilerinin coğrafi işaretler ve amblemler konusundaki bilgi eksikliği sorununa işaret edildi.


Satılan tescilli ürünler üzerinde amblem kullanılma zorunluluğu getirildiği anımsatılan açıklamada, aradan geçen 3 yılı aşkın süreye rağmen tüketicileri aydınlatmaya yönelik kamu spotlarının da halen yaşama geçirilemediği vurgulandı.




- "Türkiye Coğrafi İşaretler Enstitüsü kurulmalı"




Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı açıklamasında, dünyada belki de hiçbir ülkenin sahip olmadığı coğrafi işaret potansiyelinin Türkiye için büyük bir şans olduğu ve bunun iyi değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.


Bunun yolunun etkin bir coğrafi işaret sisteminin kurulmasından geçtiği, artık konu ile ilgilenen tüm kurum ve kuruluşların çalışmalarını derinleştirme zamanının geldiği belirtilen açıklamada, şu değerlendirmelere yer verildi:


"Salgın, tarımın ve Türk halkının gıda güvenliğini oluşturan coğrafi işaretlerimizin hayati önemini göstermiştir. Tarım Orman Şurası'nın coğrafi işaretlerle ilgili kararı ivedilikle uygulanmalıdır. Bu bağlamda, coğrafi işaret yönetişimi ile ilgili olarak tescil sahibinin sorumluluklarını belirten yasal düzenleme mutlaka yapılmalıdır. Dış denetimler AB'de olduğu gibi, AB normlarına göre akredite olmuş bağımsız, tarafsız ve donanımlı özel denetim kuruluşlarınca yapılmalıdır. Etkin bir coğrafi işaret sisteminin kurulabilmesi için ulusal düzeyde yeniden bir yapılanma gerçekleştirilmeli, sadece bu işlerle uğraşacak bir Türkiye Coğrafi İşaretler Enstitüsü kurulmalıdır."


DİĞER HABERLER