İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "Dünyada çok ciddi bir enerji krizi var. Fakat Bugünün Türkiye'si bu enerji krizini yönetmekte, hatta Türkiye'yi tarihinde olmadığı kadar bir enerji merkezine dönüştürmek için çok hayati adımlar atmaktadır" dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "1970'ler, siyasetin de toplumsal sorunları, ekonomik sorunları çözemediği ve buna mukabil de itibarını kaybettiği, siyasetçilerin de itibarını yitirdiği bir dönemdir. Bugün Türkiye'de demokratik siyaset çok itibarlı bir kurumdur ve bu da 2002 sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızın siyaseti yeniden çözüm merkezi haline getirmesiyle söz konusu olmuştur." dedi.
Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca desteklenen Ankara Kültür Sanat ve Medeniyet Derneği tarafından Ankara Sanat Galerisi ve Müzayedecilik Evi'nde düzenlenen "Zor Yıllar Sergisi"nin açılışında konuştu.
Başkanlık olarak sergiye destek olmaktan mutluluk duyduklarını belirten Altun, Ankara Kültür Sanat ve Medeniyet Derneğine emekleri için teşekkürlerini iletti.
Bugünü anlamak ve geleceği tasarlamak için Türkiye siyaseti ve Türkiye sosyopolitik gerçekliğini anlamanın önemine işaret eden Altun, ideolojik müdahalelerden, siyasal mühendislik çabalarından ari olan gündelik hayat tarihinin de bir o kadar değerli olduğunu söyledi.
Altun, sergide, Türkiye'nin gündelik hayat tarihinin önemli bir sürecinin, bugünü anlamak, geleceği tasarlamak açısından referansta bulunulması gereken bir döneminin yani 1970'li yılların, zor yılların ele alındığını belirtti.
"Siyasal istikrarsızlık" olarak değerlendirdiği 1970'li yılları 5 ana başlıkta anlatan Altun, bu dönemde Türkiye siyaset tarihinde 12 hükümet görüldüğünü, dönemin bir muhtıra ile açıldığını ve bir darbeyle kapandığını dile getirdi.
Fahrettin Altun, 1970'lerde demokrasi alanının kısıtlandığı ve siyaset kurumunun üzerinde ciddi vesayet altında olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"1970'ler, siyasetin de toplumsal sorunları, ekonomik sorunları çözemediği ve buna mukabil de itibarını kaybettiği, siyasetçilerin de itibarını yitirdiği bir dönemdir. Bugün Türkiye'de demokratik siyaset çok itibarlı bir kurumdur ve bu da 2002 sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızın siyaseti yeniden çözüm merkezi haline getirmesiyle söz konusu olmuştur. İkincisi, 1970'li yıllar toplumsal alanı rehin alan bir radikalizm dönemidir. Toplumsal barış ve huzurun bozulduğu yıllardır 1970'li yıllar ve baktığımızda siyasal kutuplaşmanın toplumsal kutuplaşmaya döndüğü, ideolojik ayrışmaların ne yazık ki siyasi şiddete, silahlı çatışmalara döndüğü dönemlerdir. Resmi rakamlara göre, 1974 - 1980 yılları arasında kamuoyunda sağ sol çatışması olarak ifade edilen ideolojik şiddet eylemlerinde 5 bin 388 kişi bu dönemde hayatını kaybetmiştir."
"1970'li yıllar dünyada çok ağır enerji krizinin yaşandığı bir dönemdir"
Ressam Mehmet Güleryüz'ün 1970'lerin siyasi hayatını resmettiği 1979 tarihli "Korku" isimli tablosundan anekdot aktaran Altun, "Tabloda korku içindeki bir at resmedilir ve o atın üstünde bir binici de sıkı sıkıya yapışmıştır. Mehmet Güleryüz'ün bu sergisi 1970'lerin siyasi hayatını anlatır. O at demokrasiyi simgelemektedir ve büyük bir korku içindedir. Esas itibariyle 1970'lerin toplumsal hayatı da bu tablonun imlediği gibidir." dedi.
Altun, sözlerine şöyle devam etti: "1970'li yılları tanımlayan bir başka husus da yönetilemeyen göç ve kentleşme hareketlerinin hüküm sürdüğü yıllar olmasıdır. 1950'lerde başlayan göç hareketlerinin çok yoğunlaştığı bir dönemdir. 1970'li yıllar ve bu aynı zamanda ne yazık ki başarılı bir kentleşme politikası üretilmesinin de önüne geçmiştir ve o dönemin çarpık kentleşmesi aslında uzun yıllar ve hala mücadele ettiğimiz ve Türkiye kent tarihinde bir anlamda çevreyle bütünleşik bir kent üretmek için daha fazla mücadele etmemiz gerektiren, sorunlu bir zemini teşkil etmiştir. O dönem, bu anlamda vurgulanması gereken bir dönemdir ve elbette ekonomik kriz, yoksulluk ve yoksunluk yıllarıdır 1970'li yıllar. Bu da o dönemin dördüncü özelliği olarak ifade edilebilir. Sadece Türkiye'yle ilgili olarak değil, 1970'li yıllar dünyada çok ağır enerji krizinin, petrol krizinin yaşandığı dönemlerdir ve Türkiye de o krizlerden çok yoğun bir şekilde etkilenmiştir.
Bugüne referansla belki bir karşılaştırma yapmak gerekebilir. Bugün de dünyada çok ciddi bir enerji krizi var. Fakat bugünün Türkiye'si bu enerji krizini yönetmekte, hatta Türkiye'yi tarihinde olmadığı kadar bir enerji merkezine dönüştürmek için çok hayati adımlar atmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımız millete sesleniş konuşmasında enerji alanında hayati müjdeler de verdi."
Fahrettin Altun, 1970'lerde ihracatı dışlayan ve ithalatı özendiren politikalar sebebiyle petrol ve enerjide Batı'nın pazarı haline gelindiğine, ekonomik krizlerin derinleştiğine, temel hizmet ve ihtiyaçların karşılanamadığına, tedarik zinciri sorunlarının çıktığına dikkati çekerek, bu durumun toplumun çok ciddi sıkıntılar yaşamasını beraberinde getirdiğini söyledi.
O yıllarda dışa bağımlı bir ekonominin hüküm sürdüğünü ve bunun topluma sıkıntılar verdiğini, bu 4 alanda yaşanan sorunların 5'inci sorundan önemli oranda kaynaklandığını vurgulayan Altun, 1970'li yılların uluslararası alanda kendi ad ve hesabına hareket edemeyen, varlık gösteremeyen bir Türkiye nedeniyle yaşandığını kaydetti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, sözlerini şöyle sürdürdü: "1970'li yıllarda Soğuk Savaş döneminin kutuplaşmış, dünya siyasetinde sıkışmış, zayıf bir Türkiye tablosuyla karşı karşıya kalıyoruz. O dönemde baktığımızda birçok sorunun yaşandığını uluslararası alanda görüyoruz. Bütün dünyada, bölgemizde, küresel siyasette 1970'li yıllarda pek çok sorun var. Fakat gel gelelim, Türkiye'de bu anlamda bu sorunlarla yüzleşebilecek, bu adımları atabilecek güçlü siyasal liderlik ve bir siyasal istikrar ortamı yok. Bu olmadığı için de Kıbrıs Barış Harekatı gibi doğru bir adım atılmasına rağmen sonraki hükümetler ne yazık ki Amerikan ambargosuyla ve benzeri yaptırımlarla yıldırılmış ve oradaki özerk politikayı sürdürememiştir. Yine malumunuz o dönemlerde Ermeni terör örgütlerinin saldırıları, yine Kıbrıs'taki mezalim ve benzeri sorunlar bu dönemlerde karşımıza çıkmıştır. Sonuç itibariyle baktığımızda bütün bu yaşanan sıkıntıları çözmek için bir başka sorunlu yola başvurulmuştur. 12 Eylül Askeri Darbesi gerçekleştirilmiştir ve o da aslında sorunları derinleştirmiştir."
Altun, sergide sunulan ve betimlenen görsellerin 1970'li yıllara ışık tuttuğunu, bir o kadar da 1980'ler ve 1990'ların sorunlarının kaynağını gösterdiğinin altını çizdi.
"Bölgemizdeki krizlere rağmen istikrar adası bir Türkiye var"
1980 ve 1990'larda bir yandan ekonomik krizler, bir yandan dışa bağımlılığın kurumsallaştığını belirten Altun, diğer taraftan vesayet unsurlarının siyaset alanını adeta esir aldığını, antidemokratik uygulamalar ve bununla beraber siyasal istikrarsızlıklar gibi sıkıntıların yaşandığını anlattı.
Altun, sözlerine şöyle devam etti: "2002 yılıyla birlikte Türkiye çok ciddi bir dönüşüm yaşayarak, bu sorunları artık bizim 'eski Türkiye'deki sorunlar' olarak bahsetmemizi mümkün kılacak bir hale getirmiştir. 2002 sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle, önderliğiyle, başarılı uygulamalarıyla birlikte biz her şeyden önce uluslararası alanda Batılı bağımlılık düzenini, Batıcı bağımlılık düzenini ve Batılı sömürge sistemini dışlayarak Türkiye'nin hem ekonomide hem dış politikada özerk bir politika geliştirmesine ve böylelikle de giderek günden güne kazanmasına, önce bölge gücü olmasına ve küresel oyuncu olmasına imkan tanımış olduk. Bu Türkiye bugün bizim bölgemizin ve küresel barışın teminatı bir Türkiye'dir. Daha önce içine kapalı, ne yazık ki istikrarsız bir Türkiye varken, bugün dünyadaki krizlere, bölgemizdeki krizlere rağmen istikrar adası bir Türkiye var.Ben bunu ısrarla ifade ediyorum. Bu küresel kaos çağında, belirsizlik çağında istikrarlaştırıcı bir güç var. Türkiye bugün bölgesel barışa ve küresel barışa hizmet eden istikrarlaştırıcı bir güçtür." değerlendirmesinde bulundu.
Altun, serginin Türkiye siyasetine farklı bir gözle, daha derinlikli bir şekilde bakılmasına, bugünün daha iyi anlaşılmasına imkan tanıyacağını belirterek, serginin düzenlenmesinde emeği geçen Ankara Kültür Sanat ve Medeniyet Derneği Başkanı Eyüp Gökhan Özekin'e ve emeği geçenlere teşekkür etti.
Etkinliğin sonunda Özekin de teşekkür ve selamlama konuşması yaptı.
Fahrettin Altun, daha sonra serginin açılış kurdelesini kesti ve görselleri inceledi.
Sergi açılışına, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Çiğdem Karaaslan ve Hamza Dağ, TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı, AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız, AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, AA Proje Yönetim Koordinatörü Oğuz Karakaş ve AA Yayın Koordinatörü Yahya Bostan ile davetliler katıldı.
Sergi 20 Ocak'a kadar ziyaretçilere açık
1970'li yılların siyasi, toplumsal ve kültürel olaylarını ve olgularını ele alan ve sorgulayan örneklere odaklanılarak hazırlanan "Zor Yıllar" sergi projesinde, dönemin gazeteleri, pullar, 1970'lere ışık tutan kitaplar, sinema afişleri, futbol kulüplerinin fotoğrafları yer alıyor.
Siyasi liderlerin fotoğraflarının sunulduğu sergide, siyasi istikrarsızlık, hükümetler ve koalisyonlar, siyasi cinayetler, ekonomik kriz ve yokluk, yoksulluk örnekleri ile 1970'li yıllarda Türkiye'de sağ-sol çatışmaları, 1971 Muhtırası, 1977 "Kanlı 1 Mayıs", 1974 Kıbrıs Barış Harekatı, terör ve anarşi olayları, sıkıyönetim, dönemin spor müsabakalarına ilişkin orijinal belgeler, fotoğraflar, orijinal matbu kaynaklar ve materyaller sergileniyor.
Ayrıca 1970'lerin otomobilleri Murat 124 ile Türkiye'de o yıllarda seri olarak üretilen ilk otomobil olan Anadol da ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı destekleriyle açılan, Anadolu Ajansının fotoğraf, TRT'nin video materyalleriyle katkı sunduğu sergi, 20 Ocak 2023 tarihine kadar ziyaretçilere açık olacak.