LONDRA (AA) - İngiltere Dışişleri Bakanlığının eski bir memuru, Taliban'ın Kabil'i ele geçirmesinin ardından İngiliz hükümetinin başarısızlıklarının, insanların ölüme terk edilmesine ve on binlerce kişinin İngiliz yardımına erişememesine yol açtığını savundu.
Eski diplomat Raphael Marshall'ın Afganistan'dan tahliyeler konusunda gördüğü şeylere ilişkin Parlamento Dış İlişkiler Komitesi'ne anlattıkları yayımlandı.
Buna göre, Kabil'in aniden Taliban'ın eline geçmesinin ardından bakanlığın özel vakalar ekibinde çalışmak için gönüllü olan Marshall, krizin zirvesinde tahliye masasındaki tek kişi olduğunu ve tahliye edilecek kişiler hakkında ölüm kalım kararlarını tamamen gelişigüzel kriterlere göre vermek zorunda kaldığını anlattı.
- Eski Bakanı eleştirdi
O dönem Dışişleri Bakanı olan ve krize tatildeyken yakalanan Dominic Raab'ın birkaç acil tahliyeyi geciktirdiğini ve durumu yanlış anladığını öne süren eski diplomat, "Raab, hemen harekete geçmek yerine daha fazla ve daha iyi tanımlanmış kanıtlar konusunda ısrar etti." dedi.
Raab'ın neden hemen harekete geçmediğini açıklamanın zor olduğunu belirten Marshall, eski Bakanın onayına ihtiyaç duyanlardan bazılarının havaalanına asla ulaşmadığını ifade etti.
- "Hayvanlara öncelik verildi"
Marshall, Kabil Havaalanı'nda kaotik sahneler yaşandığı sırada bir dernek tarafından kurtarılan hayvanların tahliyesini de eleştirdi.
İngiliz vatandaşları ve İngiliz ordusunda görev yapmış tercümanlar dahil öldürülme riski altında olan insanların yerine zarar görme riski bulunmayan hayvanların nakliye edildiğini belirten Marshall, ayrıca bakanlığı okunmamış e-postalar, Afganistan'daki durumla ilgili bilgi ve deneyim eksikliği, personel arasında ciddi kapasite eksiklikleri ve bakanlıklar arasındaki zayıf koordinasyonu nedeniyle de eleştirdi.
- "On binlerce kişi tahliye edilemedi"
Dışişleri Bakanlığı görevinden alınmasında tahliyelerle ilgili sorunların etkili olduğu belirtilen Raab ise kendini savundu.
Şimdi Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı olarak görev yapan Raab, Sky News'e yaptığı açıklamada, "İki hafta içinde 15 bin kişinin tahliyesini gerçekleştirdik. İnanılmaz derecede zor koşullar altında bunu başarmak kesinlikle kahramanca ve büyük bir çaba gerektirdi." dedi.
Ancak Marshall'ın değerlendirmesine göre 75-150 bin tahliye başvurusunun sadece yüzde 5'inden daha azı olumlu yanıtlandı ve tahliye edilecekler konusunda rasyonel bir şekilde hareket edilmedi.