GÜMÜLCİNE (AA) – Yunanistan Dışişleri Bakanlığı danışmanı eski büyükelçi ve uluslararası ilişkiler uzmanı Panayotis İoakimidis, Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'de bazı ülkelerle "iş birliği ve eksenler" oluşturmaya yönelik çalışmalarda bulunduğunu, Atina'nın bu konudaki faaliyetlerinin bölgenin istikrar ve güvenliğine olumsuz etkisi olduğunu belirtti.
İoakimidis, Dedeağaç'ta (Aleksandrupolis) yayımlanan Gnomi gazetesine Doğu Akdeniz'deki gelişmeler, Kıbrıs meselesi ve Türkiye ile Yunanistan arasında yeniden başlatılan istikşafi görüşmeleri değerlendirdi.
Türkiye'nin Doğu Akdeniz ülkesi olduğunu ve bölgede yaşanan gelişmelerin dışında bırakılamayacağının altını çizen İoakimidis, "Doğu Akdeniz'de eksen ve iş birliği oluşturulması yanlış şekilde yapılıyor. Bölgede istikrar ve güvenlik sorununu çözmüyor. Sanırım tam aksi oluyor. Türkiye bu iş birliklerini, doğru ya da yanlış olarak, kendisini Doğu Akdeniz'den dışlama çabaları olarak değerlendiriyor ve tepki gösteriyor. Türkiye-Libya anlaşmasının imzalanması gibi. Kabul edilmesi önemli olan şey, Türkiye'nin malum nedenlerden Doğu Akdeniz'de olup bitenlerin dışında bırakılamayacağıdır. (Türkiye) Bir Akdeniz ülkesidir, bölgede olup bitenlerin dışında bırakılamaz. Katılmalıdır, tabii uluslararası hukuka saygılı olması koşuluyla. Dolayısıyla gerekli olan şey, dışlanmalar olmadan tüm Doğu Akdeniz ülkelerinin katılacağı geniş bir bölgesel çerçeve oluşturulmasıdır." ifadelerini kullandı.
Türkiye ile Yunanistan arasında yeniden başlatılan istikşafi görüşmelerde kıta sahanlığı meselesinin dışında daha geniş konuların da ele alınabileceği görüşünü vurgulayan İoakimidis, 2002-2004 ve 2010-2016 yıllarında gerçekleştirilen istikşafi görüşmelerde “olumlu sonuçlar” elde edildiğini hatırlattı.
"Başarabilirler ve başarmalıdırlar. Ve daha sonra kıta sahanlığı ile MEB'lerin belirlenmesi için üzerinde anlaşmaları gereken birinci anahtar konu kara sularının genişliği meselesidir." diyen İoakimidis, iki ülkenin, birbirinin yanı başında sınırdaş ülkeler olarak halklarının çıkarı için dostane ilişkileri olmasından başka seçenekleri bulunmadığının altını çizdi.
İoakimidis, şunları kaydetti:
"Türk-Yunan ilişkilerinin iyileştirilmesinin iki ülkenin de kalkınmasında olumlu etkisi olacaktır. Özellikle de Trakya ve Doğu Ege adaları gibi sınırdaş bölgelere. Söz konusu bölgelerin yararına turizm, taşımacılık, eğitim gibi konularda iş birliği ve ortak projeler olabilir."
Kıbrıs meselesine de değinen İoakimidis, bugün gelinen noktada tarafların tezleri arasında radikal farklılıklar bulunduğuna dikkati çekerek, Ada'daki sorunun çözümü konusunda olumlu yönde beklentiler bulunmadığını ileri sürdü. İoakimidis, tarafların çözüm konusunda tekrar ortak bir noktada buluşabilmeleri için, öncelikle Rum tarafının "Guterres çerçevesini" bütünüyle ve özellikle siyasi eşitlik ilkesini kabul etmesi gerektiğini kaydetti.