Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rize mitinginde vatandaşlara hitap etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Birileri bizim Rize'yle birlikte 81 vilayetimizin tamamına olan şu sevdamızı anlayamıyorlar. Bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizi bir türlü idrak edemiyorlar. Tam 22 yıldır Rizeli kardeşlerimizle birlikte yol yürüdük, omuz omuza mücadele ettik. Vesayetçilerden terör örgütlerine, emperyalist güçlerden Türkiye ile ilgili hesabı olan tüm şer odaklarının karşısında birlikte durduk. Cumhuriyet mitingleriyle milletin iradesini gasp etmek istediler, Gezi hadisesiyle sokaklarımızı terörize etmeye kalktılar.
17-25 Aralık girişimiyle hükümetimizi alaşağı etmeye çalıştılar. Çukur olaylarıyla ülkemizin bir parçasını bizden koparmayı denediler. 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüyle doğrudan istiklalimize kastettiler. Teröristlere binlerce tır dolusu silah sağlayarak hemen güneyimizde bir teröristan kurmaya çalıştılar. Ekonomimizi mahvetme, bu tür tehditlerle Türkiye'ye diz çöktürmeye çalıştılar. Bunların hepsini biz sizlerle beraber boşa çıkardık.
Türkiye'yi ne ekonomik ne siyasi ne diplomatik ne de sosyal olarak esir almalarına müsaade etmedik. Sizinle beraber… Her zaman söylüyorum. Türkiye'nin son 21 yılda yazdığı başarı hikayesinin kahramanı Rize ile birlikte 81 vilayetimizin tamamıdır, 85 milyonun her bir ferdidir.
Siz, bu kardeşinize sahip çıktınız. Bize destek oldunuz, biz de sizin için tüm Türkiye için samimiyetle çalıştık. Siz bize güvendiniz, inandınız, teveccüh gösterdiniz. Biz de size olan minnet borcumuzu hep daha fazla hizmet ve eser üreterek hamdolsun yerine getirdik. Durmadık, usanmadık, Allah ömür, milletimiz de deste verdikçe yolumuza bu çizgide devam edeceğiz.
Rize'nin güçlü duruşunu 31 Mart seçimlerinde yine çok net biçimde ortaya koyacağına inanıyorum. Ata yurdum, ana ocağım Rize'den 31 Mart'ta yine rekor bekliyorum.
85 milyon olarak hepimiz biriz, beraberiz, kardeşiz. Bakınız bizi yıllarca köken üzerinden, meşrep ve hayat tarzı üzerinden bölmek istediler. Her kesimden insanımızın arasında nifak duvarları ördüler. Geçmişte gerçekten çok zor ve karanlık günler yaşadık. Gençlerimizi, evlatlarımızı, ideolojik kör dövüşüne kurban verdik. Bu kavgalardan en büyük zararı millet ve devlet olarak biz gördük. Ekonomimiz kan kaybetti. Toplumsal huzurumuz bozuldu. Kardeş kardeşe, komşu komşuya düşman edildi. Demokrasimiz yıllarca vesayetin gölgesinden çıkamadı. Kendi iç meselelerimizle uğraşmaktan dünyadaki değişimi, dönüşümü, yenilikleri, teknoloji ve sanayi hamlelerini yakalayamadık. Her alanda şampiyonlar liginde oynaması gereken ülkemizi yıllarca ikinci lige mahkum ettiler.
Bu fasit daireyi kırmaya çalışan, devlet ve siyaset adamlarını ise ya şehit ettiler ya linç ettiler ya da elini kolunu bağladılar. Merhum Menderes, ülkeye ve millete hizmetin bedelini canıyla ödedi. Rahmetli Özal'ı hiçbir zaman rahat bırakmadılar. Merhum Türkeş ve Erbakan'a yönelik itibar suikastlarının ardı ve arkası hiç kesilmedi. Türkiye ne zaman belini doğrultmaya, yeniden ayağa kalkmaya, kendini toparlamaya çalışsa birleri hemen devreye girerek buna fırsat vermedi. Ülkemizi içine düştüğü bu cendereden kurtaran hamdolsun biz olduk.
Teröristler bizimle baş edemedi. Bunları Gabar'a gömdük, bunları Cudi'ye gömdük, bütün o mağaralara gömmek suretiyle nefeslerini kestik. Şimdi de sınır ötesinde aynen devam ediyoruz. Siyasete kazandırdığımız istikrar ve güven iklimi sayesinde Türkiye'yi her alanda 3 kat, 5 kat, 10 kat büyüttük. İhracatımızı 36 milyar dolardan aldık, 256 milyar dolara çıkardık. Turist sayımızı 13 milyondan aldık, 57 milyona ulaştırdık. Milli gelirimizi 238 milyar dolardan aldık, 1 trilyon dolar seviyesine getirdik.
İstihdamı 19 milyon kişiden aldık, 32 milyon kişiye taşıdık. Savunma sanayiinde yüzde 80'leri bulan dışa bağımlılığımızı yüzde 20'lere indirdik. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk 3 ülkesinden biriyiz. Kızılelma ve Anka-3 ile artık bu alanda farklı bir lige yükseliyoruz. TCG Anadolu'nun ardından geçen ay en büyük ikinci gemimiz olan TCG Derya'yı da donanmamıza teslim ettik. İlk insanlı uzay misyonumuzu geçen hafta başarıyla tamamladık. İnşallah yakın bir tarihte ikinci astronotumuzu da uzaya göndereceğiz. Artık Ahmetler, Mehmetler, Ayşeler, Fatmalar uzaya gidecekler uzaya. Yani her alanda büyük bir atılım, çok büyük bir gelişme içindeyiz.
Bundan 10 sene, 15 sene, 20 sene önce tohumlarını attığımız projelerin hamdolsun bugün meyvelerini topluyoruz. İnşallah çok daha fazlasını başaracağız. Hayat pahalılığı ve enflasyon başta olmak üzere şu an canımızı acıtan sıkıntıların muhakkak üstesinden geleceğiz. Son 21 yılda pek çok başarıya imza atmış bir hükümet olarak bugünkü sorunları da çözecek olan yine biziz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum.
Burada saymaya kalksak belki de günler sürecek nice başarıya, reforma, kalkınma ve teknoloji atılımına imza attık. Ancak ülkemizde muhalefet anlayışı öyle bir berbat ki ne yaparsan yap anlamazlar. Onu değiştirmeye muvaffak olamadık. İşte kendi içlerinde nasıl birbirlerine düştüklerini görüyorsunuz değil mi? Türkiye'nin en büyük talihsizliği vizyonsuz, beceriksiz, tembel ve değişime ayak direyen tutucu muhalefete sahip olmasıdır. Ülkemizde son 21 yılda pek çok şey değişti, dönüştü, kendini yeniledi ama CHP'nin başını çektiği muhalefette hiçbir köklü değişim yaşanmadı. Pek istemeseler de genel başkanlık koltuğunda oturanları değiştirdiler. Bunda da her seferinde standardı düşürdüler, çıtayı daha da aşağı düşürdüler. CHP'de her gelen bir öncekini mumla aratmıştır. Gelen gideni aratıyor. Son genel başkan değişikliğinde de bu gelenek bozulmadı. Değişim dediler, yenilenme dediler, bir sürü cafcaflı kavram kullandılar ancak günün sonunda sabık genel başkanlarını bir iç darbeyle siyasetten tardedip aynı tas aynı hamam yollarına devam ettiler. Bay Kemal güya 13'üncü Cumhurbaşkanı olacaktı, bir anda kendini CHP'nin istenmeyen adamı olarak buldu. Aynı vefasızlığı masada beraber oldukları diğer ortaklarına da sergilediler. Altılı masadan şu anda parlamentodan kimse kaldı mı? Hepsi gitti, hepsi dağıldı. Ne oldu? Nerede bu altılı masa? Ben ne demiştim altılı masada kimseyi bulamayacaksınız demiştim. Bak parlamentoda şimdi kimse yok. Dün yan yana yol yürüdükleri insanlara bugün demediklerini bırakmıyorlar. Ankara'da bir ofis tutmuşlar. Her birinin Ankara'da birer ofisi var, güle güle kullanın. Ama elhamdülillah biz çıktığımız yolda aynen yürüyoruz. Tabii burada asıl hayal kırıklığını CHP'li vatandaşlarımız yaşadı. CHP'li kardeşlerimizin partilerine ve siyaset kurumuna dair beklentilerini giderek kaybettiklerini görüyoruz. Gazi'nin emaneti diyerek halen CHP'ye oy veren vatandaşlarımız maalesef bir umutsuzluk sarmalına sürüklenmektedir. Her ne suretle olursa olsun siyaset kurumundan umut kesilmesi, demokrasimiz adına büyük bir tehdittir.
Türkiye'nin bu konuda çok acı tecrübeleri vardır. Geçmişte, özellikle de 1970'lerde siyaset müessesesinin umut olma, ülkenin sorunlarına çözüm üretme vasfını yitirdiği durumlarda başımıza neler geldiğini hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun hiçbir vatandaşımızın kendini dışlanmış, ötelenmiş, yok sayılmış hissetmesine rıza gösteremeyiz. 85 milyonun tamamının mesuliyetini taşıyan bir kadro olarak her kesimden vatandaşımıza ulaşmak, onlara da kulak vermek boynumuzun borcudur.
CHP yönetimini haklı olarak eleştirirken CHP'li vatandaşlarımızın siyaset kurumundan umut kesmelerinin önüne geçeceğiz. Yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı tek tek anlatarak bu kardeşlerimizin de oylarına talip olduğumuzu ifade edeceğiz. Buradan siyasi parti fark etmeksizin tüm vatandaşlarıma sesleniyorum. Muhalefete bakıp da asla yeise kapılmayın, asla alternatifsiz değilsiniz. Hele hele CHP'nin iş bilmez, beceriksiz, sadece kendi kariyerini düşünen idarecilerine mecbur ve mahkum değilsiniz. Şayet siyasetten beklentiniz hizmet ve eser görmekse hiç uzağa gitmenize gerek yok. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak biz buradayız. Sizler de çok iyi biliyorsunuz ki AK Parti ve Cumhur İttifakıyla hizmet, eser, yatırım ve projede yarışabilecek hiçbir siyasi hareket yoktur. Kendi iktidarları uğruna size dayatmalarda bulunanlara, sizin kaygılarınızı istismar edenlere, size bizim istediğimiz adaya tıpış tıpış oy vereceksiniz diyenlere, belediye başkanı olarak kimi görmek istersiniz sorusunu bile millete değil de yapay zekaya soranlara, sizin fikrinize, taleplerinize, hassasiyetlerinize saygı göstermeyenlere, kendi şahsi ikballeri için kapalı kapılar ardında bölücü örgütün uzantılarıyla demlenenlere, size rağmen siyaset yapanlara bu seçimde esaslı bir ders vermeye hazır mıyız?