TBMM (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kendi partisi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık işlerinin üzerini kapatmaktan, milletin derdine derman olacak konularla ilgilenmeye fırsat bulamayanlar, bunun hesabını elbette sandıkta verecektir." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, İstanbul'u sokakları çöplerden geçilmeyen, musluklarından su akmayan, ulaşımı felç, etrafı altyapısı olmayan gecekondularla çevrili, havası kirli, insanları sahipsiz ve mutsuz bir şehir olarak devraldıklarını anımsattı. Ekibiyle el ele verip birkaç yıl içinde şehrin tüm sorunlarını çözüm yoluna koyduklarını söyleyen Erdoğan, belediyeyi CHP'den devraldıklarını belirtti. Erdoğan, maalesef bu kötü manzaraların bazılarının son dönemde İstanbul'da yeniden hortlamaya, İzmir'de ve CHP'li belediyelerin iş başında bulunduğu başka şehirlerde sıkça görülmeye başladığını söyledi.
"Gelin, hep birlikte, bizi izleyen, milletim de seyretsin ve bu CHP belediyeciliğinin, çöp, çukur, çamur olduğunu görelim." diyen Erdoğan, CHP'li belediyelerin yönettiği illerdeki çevre, altyapı, su ve toplu taşıma sorunların yer aldığı videoyu izletti. Erdoğan, daha sonra da AK Parti belediyelerince hayata geçirilen sosyal belediyecilik uygulamaları ile hizmetler ve yatırımların yer alığı videoyu izletti.
Ülkede kimin hizmet siyaseti, kimin eser siyaseti yaptığı, kimin de istismar siyaseti ve ideolojik bağnazlık siyasetiyle milleti perişan ettiğinin, izlenilen videoyla ayan beyan ortaya çıktığını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ayda bir bu tür bazı başlıklarda görüntülü konuşmalarımı gerçekleştireceğim. Çünkü hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. Devamlı hatırlatmamız gerekiyor. Hatırlatmadan olmuyor. Milletimize bunları hatırlatmak şart. Vatandaşımız gerçekleri bizzat ekranda izleyerek, bizden de dinleyerek görecek. Başka çaremiz yok. Çünkü bunlar da yalan bol. Akşam yalan, sabah yalan. Hiç edep, adap böyle bir şey de yok. İşte görüyorsunuz İzmir'in hali ortada. 35 yıl... İnsan altyapı adına bir şey yapmaz mı? Bunlar yapmadılar. İzmir tüm altyapısıyla, kaçak yapılarıyla çökmüş vaziyette. İzmir gibi muhteşem, güzel bir şehrimizin özellikle altyapı, üstyapı noktasındaki hele hele o Karabağlar'ın halini filan gördüğü zaman insan eyvah diyor. Ne iş yapıyorsun sen? Siz ne yapıyorsunuz? Suyunuz yoktu suyunuz. DSİ'ye verdiğim talimatla İzmir'e suyu biz getirdik. Niye? Çünkü halk, benim halkım."
Erdoğan, büyükşehirlerin özellikle suyu kendisinin temin etmek ve getirmek zorunda olduklarını dile getirdi. İzmir'de böyle bir şeyin söz konusu olmadığını anlatan Erdoğan, "İstanbul, Ankara... Temenni ederim ki inşallah kar falan geldi de toparladık işi. Buralarda da yine her türlü sıkıntı olabilir. Buraların barajlarını da yine biz yaptık. İstanbul'un barajlarını yine biz yaptık. Bu barajlar sayesinde bugün hamdolsun İstanbul susuzluğu yaşamıyor. Kendi partisi içindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık işlerinin üzerini kapatmaktan milletin derdine derman olacak konularla ilgilenmeye fırsat bulamayanlar bunun hesabını elbette sandıkta verecektir. Artık beceriksizliği ve kötü yönetimi kendi seçmenini bile isyan ettirecek noktaya varan bu belediyecilik anlayışını milletimizin takdirine havale ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
- "CHP, Kuvayımilliye CHP'si midir?"
CHP içindeki sağduyu sahibi, ülkesini ve milletini sevenlerin vicdanına seslenen Erdoğan, şunları söyledi:
"Terör örgütleriyle ve onların yandaşlarıyla iç içe geçmiş şu andaki CHP, Kuvayımilliye CHP'si midir? Hayır. Aklı erdiği günden beri bu partiye hizmet etmiş kişileri dahi isyan ettirecek istikamet sapmasına uğramış olan şu andaki CHP, siyasetin nice önemli isimlerinin CHP'si mi? Millet tarafından seçilen vekillerini siyasi mühendislik hesapları uğruna adeta pazara çıkartan, karşı çıkanları kapı dışarı eden şu anki CHP, yıllarca parti içi demokrasisiyle övünenlerin CHP'si mi? Siyasetteki rekabeti, kendi ülkesinin felaketini dileyecek, kendi halkını aşağılayıp azarlayacak seviyesizliğe indiren şu andaki CHP, adını aldığı kavramların CHP'si mi? Amerika'dan ve Avrupa'dan demokrasi dilenen, oralardan kulağına üflenenleri içeride tekrarlamayı siyaset sanan şu andaki CHP, yıllarca emperyalizme karşı yumruk sallayanların CHP'si mi? Millet tarafından seçilen vekillerini siyasi mühendislik hesapları uğruna adeta pazara çıkartan, karşı çıkanları kapı dışarı eden şu anki CHP yıllarca parti içi demokrasisi ile öğünenlerin CHP'si mi? Eğer bu sorulara cevap verilecekse ve bu da 'evet' ise bizim açımızdan mesele kapanmıştır. Ama bu sorulara 'hayır' bizim gönlümüzdeki CHP bu değil deniyorsa iş işten geçmek üzere olduğunu hatırlatmak da boynumuzun borcudur."
-"Karikatür bir tiple, bir adamcağızla karşı karşıyayız"
"CHP'nin başındaki zat siyaset adı altında yüzsüz ve onursuz bir yönetimi ısrarla partisine ve ülkeye dayatıyor." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu zatı ve yanlış olduğu defalarca yüzüne çarpılmasına rağmen aynı hezeyanları ısrarla tekrarlamasını acı bir tebessümle seyrediyoruz. Yalanla mutlu olan iftira ile beslenen yüzü kızarmayan, vicdanı sızlamayan, siyasi ahlaktan nasipsiz karikatür bir tiple bir adamcağızla karşı karşıyayız. Yeni yönetim sistemimizde kabinenin nasıl kurulduğunu dahi idrak edemeyen bu zat bakanların atama ile geldiğini söylüyor. Evet, yeni sistemde bakanlar CHP'nin genel başkanları gibi kasetle gidip kasetle gelmiyor. Milletin seçtiği Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor."
- "Hiçbir partinin içişlerine karışmayız"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendilerine 19 yılda millet için ne yaptıklarını sorduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şöyle kafasını kaldırıp, bir etrafına baksa, yürüdüğü yoldan musluğundan akan suya, oturduğu binadan kullandığı internete, gittiği hastaneden torunlarını gönderdiği okula kadar hepsinin altında AK Parti'nin imzasını görür. Utanmadan, arlanmadan bu ülke için ne yaptınız da biz karşı çıktık diyor? Saf. Anayasa Mahkemesinin Danıştayın önünde kamp kuran, çıkan her kanunu, kararnameyi yargıya taşıyan bunlar değil miydi? Meclis'te yapılan görüşmeleri engellemek için arbede çıkartmaktan, içtüzük oyunlarına kadar, her yola başvuran bunlar değil miydi? Vesayet odaklarından darbecilere, terör örgütlerinden dış güçlere kadar, ülkenin ve milletin düşmanı herkesin değirmenine su taşıyan bunlar değil miydi? Daha ne yapacaksınız? Esasen biz hiçbir partinin içişlerine karışmayız. Kendimizinkine de özellikle karışılmasını istemeyiz."
(Sürecek)