Sahip olduğu 321 kilometrelik sahiliyle öne çıkan Mersin'de, dağların ardında saklı kalmış koyda yer alan Tisan Yarımadası, beyaz evleriyle adeta Bodrum'u andırıyor
"Akdeniz'in saklı cenneti" olarak adlandırılan turkuaz renkli koya sahip yarımada, doğayı ve denizi sevenlerin uğrak yeri oluyor
MERSİN (AA) - ANIL BAĞRIK - ''Akdeniz'in incisi'' olarak nitelendirilen Mersin'de mavi ile yeşilin buluştuğu "Akdeniz'in saklı cenneti" Tisan Yarımadası, beyaz evleriyle adeta Bodrum'u andırıyor.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, 321 kilometrelik sahil bandına sahip Mersin, denizle doğanın içiçe girdiği birçok bölgesiyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisiyle karşılaşıyor.
Coğrafi özelliğinin etkisiyle çok sayıda koya sahip olan kent, Akdeniz'in masmavi sularıyla buluşmak isteyenlere birbirinden farklı seçenekler sunuyor. Erdemli'den Anamur'a kadar uzanan güzergahtaki koylarda denize girmek isteyenler için Tisan Yarımadası, güzelliği ve kendisine has yapısıyla öne çıkıyor.
Dağların ardındaki saklı yarımadaya yüksek bir tepe aşılarak ulaşılıyor. Mersin-Antalya karayolundan, Silifke ilçesi Yeşilovacık Mahallesi'nde dağa doğru yönelen yola girenler daha henüz yoldayken yarımadanın eşsiz güzelliğini kuşbakışı görme fırsatı buluyor.
Sahil kenarına kurulu beyaz evleriyle adeta Bodrum'u andıran Tisan Yarımadası, iki farklı sahiliyle eşsiz güzellik sunuyor. Çam ağaçlarının arasından geçen virajlı yollardan inerek ulaşılan yarımadaya gelenler, gizli kalmış bir cenneti keşfetmiş gibi hissediyor. Berrak suyu ve sakin yapısıyla dikkati çeken Tisan Yarımadası, deniz tutkunları için bir süre sonra vazgeçilmez bir adres oluyor.
Doğu ve batı olmak üzere turkuaz renkli iki koya sahip bölgede tatilcilerin yüzerek gidip gelecekleri mesafede iki ada yer alıyor.
Konaklamak isteyenler için kiralık evlerin bulunduğu yarımada, günübirlik tur düzenleyen teknelerin de uğrak yerleri arasında bulunuyor. Teknelerle yarımadanın açıklarına gelenler, balıklarla birlikte denize girmenin keyfini yaşıyor.
- Kıbrıs Barış Harekatı sırasında keşfedildi
Bazı kaynaklara göre, yarımadanın geçmişi milattan önce 7. yüzyılda kurulan bir Yunan kolonisi olan Aphrodisias'a kadar uzanıyor.
"Akdeniz'in saklı cenneti" olarak bilinen yörenin, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında helikopterle bölgeden geçen bir albay tarafından keşfettiği söyleniyor. Daha sonra bölgeyi gezen albayın arkadaşlarıyla kurduğu Tisan Yapı Kooperatifi sayesinde inşa edilen siteyle tatil bölgesi olan yarımada, adını da bu kooperatiften alıyor.
Zamanla evlerin çoğaldığı yarımada, başta Ankara olmak üzere değişik kentlerden ve yurt dışından gelen tatilcilerin tercih ettiği yerler arasında bulunuyor.