Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

'Dışişleri Vakfı' teklifi Meclis gündeminde

29.05.2024 09:29:00
Meclis Genel Kurulu'nda Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı kurulmasına ilişkin teklifin geneli üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

AK Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey, "Dışişleri Bakanlığı Güçlendirme Vakfı ile ülkemizin uluslararası alandaki öncü konumuna uygun şekilde milli dış politika vizyonumuzun en etkili şekilde hayata geçirilmesi, Bakanlığımızın kurumsal kapasitesinin daha ileriye taşıması, daha donanımlı ve alanında uzman diplomatlar yetiştirmeye katkıda bulunması amaçlanmıştır." dedi.


TBMM Genel Kurulunda, Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi'nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.


Bölüm üzerinde partisi adına söz alan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Selim Temurci, Dışişleri Bakanlığının görev ve yetkilerinin kurulacak vakfa devredildiğini ve bunun anayasaya aykırı olduğunu savundu.


Vakıfın bir fon veya holding gibi kurulduğunu iddia eden Temurci, "Dışişleri Bakanlığımız bünyesinde her türlü ticari faaliyette bulunacak bir vakıf kurmak doğru mudur? Bu vakıf asla ve kata yurt dışında herhangi bir konuda yatırım yapmasın, bir yere ortak olmasın, sadece devlet iç borçlanma senetleri ve Türkiye'de kamuya ait olan şirketlere yatırım yapsın diyorum." ifadelerini kullandı.


Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya da vakıf ile Dışişleri Bakanlığına paralel bir yapı inşa edileceğini savunarak, "Böylece hangi kararın kim tarafından alınacağı ve sınırlarının ne olacağına dair tartışmalar çıkacaktır. Siz bugün aldığınız kimi kararlarla geleceğe çok kötü gelenekler bırakıyorsunuz, çok kötü olumsuz örnekler bırakıyorsunuz." dedi.


"Bu kanunla teşkilatı nasıl güçlendireceksiniz?"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, vakfın Dışişleri Bakanlığının işleyişine ilişkin alanlara girerek Anayasa'ya aykırı bir faaliyet göstereceğini savundu.


Kanunun temel amacının, Dışişleri Bakanlığı teşkilatının faaliyetlerinin güçlendirilmesi olarak ifade edildiğini anımsatan Çömez, şöyle konuştu:
"Bu kanunla teşkilatı nasıl güçlendireceksiniz? Sizin 'güç' deyince aklınıza, gayrimenkul, araba alıp satmak, inşaat yapmak, ticaret yapmak mı geliyor, bu mudur anladığınız? Türkiye'nin en köklü, en birikimli, en itibarlı kurumlarından biri olan Dışişleri teşkilatını, ülkemizin ulusal çıkarlarını ve itibarını korumaktan sorumlu bu güzide kurumu emlakçılık ve oto galerisine çevirmeye ne hakkınız var?"


"Yetkilerin devredilmesi söz konusu değildir"
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ise bakanlıkların ve kurumların faaliyetlerini ve personelini desteklemek ve güçlendirmek amacıyla kurulan birçok vakıf bulunduğunu söyledi.
Bugüne kadar kurulan vakıfların başarılı faaliyetler gösterdiğini dile getiren Kalaycı, "Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfının, Dışişleri Bakanlığının görev ve yetkilerini kullanacağı paralel bir yapının oluşturulduğu ve Bakanlığın vakıf marifetiyle şirket haline dönüştürüleceği gibi iddialar tümüyle asılsız ve mesnetsizdir. Bu kanun teklifiyle Dışişleri Bakanlığının görev ve yetkilerinden hiçbirinin vakfa devredilmesi ya da vakfın kullanımına verilmesi asla söz konusu değildir." değerlendirmesinde bulundu.


Türkiye'nin, 261 diplomatik ve konsüler misyonla en geniş diplomatik ağa sahip üçüncü ülke konumuna geldiğini belirten Kalaycı, şunları kaydetti:


"Türk dış politikası içinde bulunduğumuz çalkantılı bölgesel ve uluslararası ortamda ülkemizin çıkarlarını korurken aynı zamanda sürdürülebilir barış ve kalkınmaya uygun koşulların oluşmasını hedeflemekte, çevremizde barış, refah ve istikrar kuşağı tesisine katkıda bulunmaktadır. Türkiye, uluslararası gelişmeler karşısında daha hızlı ve kapsamlı refleks gösterebilme kabiliyetine, sevk ve idareye ilişkin sonuç alıcı bir koordinasyona kavuşmuştur. Yürüttüğü çok boyutlu ve kapsayıcı dış politikayla bölgesel ve küresel etkisini artıran ve diplomasinin merkezi olan Türkiye'nin, söz dinleyen değil sözünü dinleten, yeri geldiğinde de caydırıcı vasfını kullanan bir ülke mertebesine çıkmanın haklı gururunu vicdan sahibi her insanımız yaşar hale gelmiştir."


DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, "Bu teklif iktidarın yasama önceliğini gözler önüne sermektedir. Yurttaşlar Meclis'ten acil çözüm bekleyen sorunlarına çare olacak kanunlar çıkarmasını beklerken iktidar ise bu kanun teklifini getirmiştir." dedi.
DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç da iktidarın dış politikasını eleştirerek, "Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı kurarak bu yanlış politikaları düzeltemezsiniz. Zihniyetinizi değiştirmeniz, esas itibarıyla siyasi ilkelerinizi gözden geçirmeniz gerekiyor." ifadelerini kullandı.


"Bu kanun teklifi Anayasa'ya aykırıdır"
CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, kanun teklifinin TBMM Dışişleri Komisyonunda görüşülmemesini eleştirerek, "Tamamıyla Dışişleri Bakanlığını ilgilendiren bir kanun teklifinin tali komisyon olan Dışişleri Komisyonunda görüşülmemesini anlayamıyoruz. Bu son derece yanlış bir tutum ve tüm kanun tekliflerinde bu sorunla karşılaşıyoruz. Bu şekilde TBMM'nin nitelikli bir yasa yapması mümkün değildir. Bu kanun teklifi anayasaya aykırıdır. Kurulmak istenen vakfın amaçlarının tümü, Dışişleri Bakanlığının görev ve yetki alanında. 2024 bütçesinde Dışişleri Bakanlığına aktarılan kaynak 31,4 milyar liradır. Eğer ihtiyaç varsa oraya tahsis edilen bütçe artırılabilir. Siz bunu yapmıyorsunuz, Dışişleri Bakanlığı bütçesinden bir vakfa kamu kaynağı aktarıyorsunuz. Bunun yapılmasında hiçbir kamu yararı yoktur ve son derece yanlıştır. Ayrıca kurulacak vakıf, Sayıştay ve TBMM'nin denetiminin dışındadır." ifadelerini kullandı.


Türeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm bunlardan şunu anlıyoruz; ortada bir ticari yapı var. Ticari bir yapı, bir vakıf kuruluyor. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuldu, neden vakıf bu kadar çok ticaretle uğraşıyor, bazı faaliyetler bakanlık bünyesi dışına mı çıkarılacak? Tüm bu sorulara cevap alabilmiş değiliz. Bu vakfın Dışişleri Bakanlığı bünyesinde de çok ciddi sıkıntılar ve rahatsızlıklar oluşturduğunu biliyorum, oluşturmaya da devam edecek. Ticari işlerle uğraşıldığı için herhangi bir biçimde ortaya çıkacak bir hukuksuzluk, usulsüzlük, yolsuzluk, Dışişleri Bakanlığı gibi yurt dışında Türkiye Cumhuriyet'ini temsil eden teşkilat açısından inanılmaz derecede büyük bir zarar vereceğini düşünüyorum."


"Burada ulvi bir amaç vardır"
AK Parti Balıkesir Milletvekili Mustafa Canbey ise Türkiye'nin her geçen gün stratejik olarak daha önemli bir ülke haline geldiğini; dünyada en geniş üçüncü ağa sahip Dışişleri Bakanlığının çalışmalarının hem coğrafi hem de içerik olarak ne kadar geniş bir yelpazeye yayıldığının aşikar olduğunu vurguladı.


"Dünyada hiçbir dışişleri bakanlığının kapsama alanı bu kadar geniş, gündemi de bu kadar yoğun ve yüklü değildir." ifadesini kullanan Canbey, sözlerini şöyle sürdürdü.


"Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı ile milli dış politika vizyonumuzun en etkili şekilde hayata geçirilmesi, Bakanlığımızın kurumsal kapasitesinin daha ileriye taşınması, daha donanımlı ve alanında uzman diplomatlar yetiştirilmeye katkıda bulunulması amaçlanmıştır. Burada ulvi bir amaç vardır. Mesele sadece ticaret yapma gibi bir duruma indirgenmemelidir. Yani Dışişleri Bakanlığımıza hizmet etmek için kurulan bir vakıf vardır. Dışişleri Teşkilatı Güçlendirme Vakfı kurulmazsa Dışişleri Bakanlığımız yetersiz kalmayacaktır. Şu ana kadar yetiştirdiğimiz bütün diplomatlar bizim için değerlidir."


Canbey, "Vakfın amacı, Bakanlık mensuplarına sosyal güvenlik imkanları, ilave emeklilik maaşı ve kişisel imkanlar sunmak değil, Bakanlığın kurum olarak kapasitesini daha da geliştirmesine katkı sunmaktır." dedi.


Vakfın, tasarruf tedbirleriyle devlet bütçesinin korunduğu bir ortamda devlet bütçesine yük olmadan ilave gelir ve kaynak yaratmış olacağını ifade eden Canbey, "Dışişleri Bakanlığının bir yetki devri falan yok. Bakanlık zaten iş ve işlemlerini istediğinde yurt dışında herhangi bir şirkete veriyor. Bunu, vakfın kurduğu şirkete verecek." diye konuştu.


"Sözleşmeyi yenileyip yenilememek, Bakanlığın takdiridir"
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş, milletvekillerinden gelen soruları cevaplandırdı. Muş, vize hizmetlerine aracılık eden kurumlara ilişkin olarak, kanun yürürlüğe girdikten sonra bu hizmetleri vakfın kendisinin sunabileceğini aktardı.


Muş, vize hizmetlerine aracılık eden şirketlerin sözleşmeleri olduğunu anımsatarak, "Bakanlık, sözleşmelere dikkat etmek suretiyle, aldığı yetkiye uygun şekilde hareket eder. Sözleşmelerini takip eder, ondan sonra sözleşmeyi yenileyip yenilememek, Bakanlığın takdiridir." şeklinde konuştu.


Vakıfların faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için ipotek vermesi gerektiğini söyleyen Muş, "Vakıf sadece kendi uhdesinde ve mülkiyetinde bulunan mülk veya taşınmazlarla ilgili bu yetkisini kullanabilir. Bu yetkiyi vermesek bu yetkisini kullanmayacak. Bu yetki peşinen veriliyor ki ihtiyaç duyulursa vakıf bunları kullanabilsin." dedi.


Vakfın, Türkiye Varlık Fonu'nun çıkaracağı senetler ile Devlet İç Borçlanma Senetlerini elinde fon kalması halinde satın alabileceğini belirten Muş, "Bu yetkiyi biz bugün vermezsek elinde kaynak biriktiğinde değerlendiremez. Bu yazılıyor ki ilerde bir imkan gelirse bunu kullanabilsin." diye konuştu.


Muş, vakfın hizmetlerinin Dışişleri Bakanlığının yetki ve sorumluluklarıyla benzeştiği eleştirilerine de cevap vererek, diplomasi ve uluslararası faaliyetleri Bakanlığın bürokratlarının yürüteceğini vurguladı.
Vakfa, üniversite kurma yetkisi verilmesine yönelik eleştirilere de cevap veren Muş, "Bu vakfa bu yetki verilmiş olsa dahi bir üniversite kuracağı zaman bu vakfın kurucu vakıf olabilmesi için bu yetki veriliyor şimdiden. Üniversite kurulabilmesi için tekrar TBMM'nin kanuni düzenleme yapması gerekiyor." ifadelerini kullandı.


Teklifin tümü ile birinci bölümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ, birleşime ara verdi. Aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine Bozdağ, birleşimi saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

DİĞER HABERLER