Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Karabağ ile ilgili kararına tepki göstererek, "Yıllardır Türkiye aleyhine asılsız suçlama ve iddialarla dolu kararlar peşinde koşan bir kesim popülist ve ayrımcı AP üyesinin ülkemizi hedef alan söylemlerini esas alan bu kararı kınıyoruz." ifadesini kullandı.
Bakanlık, Avrupa Parlamentosu'nun kabul ettiği "Azerbaycan Saldırısı Sonrası 'Nagorno-Karabağ'da Durum ve Azerbaycan'ın Ermenistan'a Devam Eden Tehditleri" başlıklı karara ilişkin yazılı açıklama yayımladı.
AP'nin bugün kabul ettiği söz konusu "bağlayıcı olmayan kararın" bir "sorumsuzluk, önyargı, yanlılık ve bilgisizlik timsali" olduğu kaydedilen açıklamada, "Yıllardır Türkiye aleyhine asılsız suçlama ve iddialarla dolu kararlar peşinde koşan bir kesim popülist ve ayrımcı AP üyesinin ülkemizi hedef alan söylemlerini esas alan bu kararı kınıyoruz." ifadesine yer verildi.
Açıklamada, "Popülizm, ırkçılık, İslamofobi, çok kültürlülük ve bütünleşme karşıtlığının giderek güç kazanmaya başladığı Avrupa siyaseti mevcut kompozisyonuyla AP’de kendisini tüm ölçüsüzlüğüyle teşhir etmektedir. Görev süresi yakında dolacak mevcut AP'nin, AB’nin temel değerlerine bağlı, yapıcı, kapsayıcı ve aklı selim temsilcilerden oluşan yeni bir kompozisyona kavuşması AB’nin kendi geleceği için dileğimizdir." değerlendirmesi yer aldı.
Türkiye'nin Güney Kafkasya’da kalıcı barış, istikrar ve refahın tesisi için yoğun çaba harcadığı vurgulanan açıklamada, Türkiye'nin Ermenistan ile normalleşme süreci yürüttüğü, Ermenistan-Azerbaycan arasındaki barış sürecine somut katkı sağladığı, Ukrayna savaşı dahil tüm çatışma alanlarında ve insani krizlerde, uluslararası hukuk çerçevesinde barış, kardeşlik ve ortak menfaatlerin tesisi için tüm imkanlarını seferber ettiği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde "ağırlık ve çabalarına başvurulan temel bir aktör konumunda" olduğu kaydedildi.
Açıklamada, "Kimsenin dikkate almadığı, ancak marjinal kesimlerin ilgisini çekecek bu tür sorumsuz metinlerin AP kararı olarak önümüze konulabilmesini sistemik bir zafiyet olarak görüyor ve bunları ciddiye almıyoruz." değerlendirmesinde bulunuldu.