İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Biden, Obama'nın başkan yardımcısıyken, Türkiye'ye 4 kere gelmiş, bölgeyi bilen birisi. Bizim geçiş ekibiyle şu ana kadar yaptığımız temaslar gayet olumlu. Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmek istediklerini, yeni bir sayfa açmak istediklerini ifade ediyorlar."
CNN Türk'te yayınlanan "Ne oluyor?" programına katılan Kalın, gazeteciler Hakan Çelik ve Göksu Öngören Özgür'ün gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, önümüzdeki süreçte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile herhangi bir görüşmesinin söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Kalın, böyle programın şu anda gündemde olmadığını kaydetti.
Kalın, "Sayın Kılıçdaroğlu bu üslupla Cumhurbaşkanımız hakkında konuşmaya devam ettiği müddetçe böyle bir görüşmenin imkanı söz konusu olmaz tabii ki. Bu sadece kişisel bir mesele de değil. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan aynı zamanda kendisine oy veren milyonlarca kişinin hakkını, hukukunu korumak zorunda. Birisi onun meşruiyetini sorgulamaya açtığında, sadece onun şahsına saldırmıyor ki aynı zamanda ona oy veren insanlara da bir saygısızlık var. O insanların da hakkını korumak zorunda elbette. Dolayısıyla bunun zeminini oluşturacak adımların atılması lazım." diye konuştu.
ABD'de yaşanan olaylarla ilgili sorulan soruya yanıt veren Kalın, 6 Ocak'ı ABD için bir siyasi kırılma tarihi olarak tanımladı. "Biz bu seçimi tanımıyoruz" diyerek parlamentonun basılmasını endişe verici olarak değerlendiren Kalın, onbinlerce kişinin örgütlenerek vandalizm yaptığını ifade etti.
- "Bu kitleyi Trump ortaya çıkartmadı ama onları kanalize etti"
Bazı siyasilerin bu girişim için "kalkışma", "darbe girişimi" gibi ifadeler kullandığını aktaran Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kitleyi Trump ortaya çıkartmadı ama onları kanalize etti. Amerika'da bu kitle hep vardı. Kendini beyaz olarak tanımlayan, Hıristiyan, anti-Müslüman, göçmen karşıtı, genellikle kırsal kesimde yaşayan, kendince milliyetçi, silah kullanmayı seven, bireysel özgürlüklerine düşkün bir kitle var. Bu kitle şu anda Cumhuriyetçi Partinin önünde de bir sorun olarak duruyor. Çünkü bunlar bir anlamda, Cumhuriyetçi Partinin durduğu sağın daha sağındaki bir kitleyi temsil ediyor. Eğer bu kitle manipüle edilirse veya bunların eylemleri devam ederse bunlar Cumhuriyetçi Partiyi yetersiz, korkak, aciz görerek başka yollara tevessül edebilirler."
Trump'ın muhtemelen Cumhuriyetçi Partinin adayı olamayacağı değerlendirmesinde bulunan Kalın, partinin ağır toplarının Trump'la arasına ciddi bir mesafe koyduğunu dikkati çekti.
Bu kitleyi besleyen zihniyetin nereden geldiğinin Amerika'daki siyasilerin düşünmesi gerektiğini söyleyen Kalın, bu kitlenin bundan sonra siyasi eğilimlerinin nereye doğru seyredeceğinin üzerinde durulması gerektiğini ifade etti.
Biden döneminde Türkiye-Amerikan ilişkilerinin nasıl olacağı yönündeki soruyu yanıtlayan Kalın, şunları söyledi:
"Biden, Obama'nın başkan yardımcısıyken, Türkiye'ye 4 kere gelmiş, bölgeyi bilen birisi. Bizim geçiş ekibiyle şu ana kadar yaptığımız temaslar gayet olumlu. Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmek istediklerini, yeni bir sayfa açmak istediklerini ifade ediyorlar. Gelen ekibin de Türkiye'yi tanıyan, daha önce de birlikte çalıştığımız Obama döneminde çalıştığımız kişiler. Türkiye'nin de önemini bilen insanlar. Daha kurumsal, daha ilkesel birtakım ilişkilerin kurulabileceği bir ekip olarak görülüyor. Türkiye'ye de hem NATO, hem Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu, Kafkaslar, Kuzey Afrika bağlamında önemli bir rol biçen perspektife sahipler, şu ana kadarki yaklaşımlarında. Konjonktürel olarak da baktığınızda Trump döneminde yaşanan ittifaktaki birtakım gerilemeleri, bunları da tamir edecek hazırlık içerisinde oldukları görülüyor."
- "Amerikalı siyasiler, Türkiye'deki 15 Temmuz darbesini herhalde daha farklı okuyacaklardır"
Türkiye'nin ABD ile 3 temel meselesi olduğunu kaydeden Kalın, birincisinin Obama döneminden beri devam eden PYD ve YPG'ye ABD'nin verdiği destek, ikincisinin FETÖ'nün ABD'deki yönetimine ilişkin ABD ciddi bir adım atmamış olması, üçüncüsünün ise F-35 ile yaptırımlar meselesi olduğunu dile getirdi.
Bu 3 temel konuda adım atılırsa yeni bir sayfanın açılacağını söyleyen Kalın, "Suriye'de YPG ve PYD'ye verdiği desteği sonlandırması halinde Suriye'de barış ve istikrara daha fazla katkı sağlamak, birlikte çalışmak mümkün hale gelir. Şimdi Suriye'de siyasi bir süreç ilerliyor. 5-6 sene önce PYD, YPG diye güçlü bir örgüt var mıydı Suriye'de. Öyle bir yapı vardı ama bu gücü asla yoktu. Bir ara neredeyse Suriye'nin 3'te birine hakimdiler, kim sayesinde? ABD'nin desteği sayesinde. Bu desteği çektikleri zaman illegal yapı ortadan kalkacak, zayıflayacak. Aynı şekilde FETÖ konusunda, burada adım atması gereken taraf ABD. Kongreye giren o insanların vandalizmini darbe olarak niteleyen Amerikalı siyasiler, Türkiye'deki 15 Temmuz darbesini herhalde daha farklı okuyacaklardır." değerlendirmesini yaptı.
(Sürecek)