Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yüksek kira uygulamasını yapanlara bunun hesabını yargı vasıtasıyla soracağız. Bunların üzerine gideceğiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Kahramanmaraş merkezli depremlere ilişkin "Yaraların sarılmasında hangi aşamadayız, son durumu paylaşır mısınız?" sorusu üzerine Erdoğan, deprem nedeniyle 50 bini aşkın vatandaşın hayatını kaybettiğini, yaralılar olduğunu hatırlattı. Erdoğan, "Vefatlara malum bizim dinimizde şehadet var. Şehadet makamında sevgililer sevgilisi Peygamber'imizin şefaati var." ifadesini kullandı.
Attıkları adımlar ve verdikleri sözler olduğunu dile getiren Erdoğan, süratle enkazların kaldırılacağını söylediklerini ve bunu büyük oranda başardıklarını kaydetti.
"Süratle devam ediyor"
Erdoğan, bütün bakanların, valilerin, belediye başkanlarının, tüm kamu kurumlarının 11 ilde çok yoğun çalışma içinde olduklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"7/24 diyebilirim, böyle bir çalışma. Enkazlar kaldırılıyor. Ortalama diyebilirim yüzde 50'nin üzerinde enkazlar kaldırıldı ve bu enkazların kaldırılmasıyla birlikte zemin etütleri bir taraftan yapılıyor ve bu zemin etütlerinin yapıldığı yerlerin ötesinde yeni bir adım atıldı. Bakanımın da verdiği söze dayanarak söylüyorum, bu köy evleri dediğimiz evlerin bir kısmını inşallah bayrama yetiştirmenin gayreti içerisindeyiz. Tabii bu köy evlerinin özelliği tek kat, tek kat olmanın dışında bazı yerlerde tek katın altında ahırı ki buradan yani sütünü, peynirini, vesairesini yapsın, kendine verilen hayvanlarla küçükbaş, büyükbaş, bunlarla geçimini temin etsin diye böyle bir adım atıldı ve bunlar süratle devam ediyor."
Bunun dışında da "Bana bir yıl müsaade edin" dediği kalıcı konutlar olduğunu ifade eden Erdoğan, yaptıkları planlamaya göre ilk etapta çadırlarla bütün depremzedelere ulaştıklarını, ikinci etapta gerek Katar'dan gelen konteynerler gerek Türkiye'de inşa edilenlerle konteyner kentler kurduklarını anlattı. Erdoğan, bununla da yetinmediklerini, prefabrik konutlar yaptıklarını dile getirdi. Özellikle İslahiye, Nurdağı gibi alanlarda kuaföründen, alışveriş yapılan yerlerine kadar tüm ihtiyaçların görüldüğü adeta yeni şehirler oluşturulduğunu belirten Erdoğan, buralarda prefabrik konutları inşa eden müteahhit firmaları kutladı.
İslahiye ve Nurdağı'nı tekrar ziyaret ettiğini ve buradaki çalışmaları görünce Allah'a hamdettiklerini ifade eden Erdoğan, tüm imkanları seferber ettiklerini söyledi.
"Yurtlarda kalanlar yurtlardaki durumdan çok çok memnunlar"
Bölgeye NATO'nun gönderdiği çadırların çok çok farklılık arz ettiğini aktaran Erdoğan, "Bunlar hakikaten alışılmış çadırlardan değil. İçindeki bütün klimatik sistemlere varıncaya kadar var." dedi.
Bunlardan 400-420 bin kişilik talep ettiklerini belirten Erdoğan, İsveç'in gönderdiği çadırların da benzer sistemde olduğunu kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Onlarla da görüşmeleri sürdürüyoruz. İnşallah bundan sonraki dönemde, seçimden sonra özellikle gerek Kızılay gerek AFAD bunların bu modellerini, projelerini alıp bunları inşallah ülkemizde üretelim istiyorum. Nasıl ki prefabriklerde başardık, konteynerlerde nasıl başardıysak, çadır sisteminde de inşallah buna girelim istiyorum. Çünkü hayatı süratle normalleştirmek için insanlarımızın temel ihtiyaçlarını eksiksiz şekilde karşılamamız gerekiyor. Bunların içerisinde barınma önemli yer teşkil ediyor, beslenme önemli yer teşkil ediyor. Bunları zaten hallettiğinizde..."
Attıkları en önemli adımlardan birinin de kabul edenleri komşu illerde, Ankara, İstanbul gibi illerdeki Gençlik ve Spor Bakanlığı yurtlarında misafir etmek olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu yurtlarımızda da rahatlıkla yeme, içme, beslenme, banyo vesaire her şeyimiz çok lüks çünkü. Bizim yurtlar gerçekten böyle. Onun için de ne yaptık, bir ara karar aldık, bu ara kararla da dedik ki on-line sisteme geçelim ve on-line sisteme geçmek suretiyle de yurtlarımızı şöyle ferahlatalım, boşaltalım ve depremzedelerimizi bu yurtlarımızda misafir edelim istedik ve şimdi gittiğim iftarlarda, bu yurtlarda yaptığımız iftarlarda bakıyorum depremzedelerimiz bazılarının tabi gözleri yaşlı ama diyorlar ki 'Biz yine memleketimize gidelim. Kahramanmaraş'a gidelim, Hatay'ımıza gidelim.' Bazı şikayetleri de yok değil, var. Nedir o? Kiralar. Oralarda çok yüksek olduğundan şikayet ediyorlar. Biz de diyoruz ki bunların üzerine üzerine gideceğiz, bu yüksek kira uygulamasını yapanlara da bunun hesabını yargı vasıtasıyla soracağız diyoruz. Ve şu an itibarıyla bu yurtlarda kalanlar yurtlardaki durumdan çok çok memnunlar ve 'devletimiz bizi açıkta bırakmadı' diyorlar."
"Manevi değerlere hassasiyeti olmayanın seccadede gözü olmaz"
Bunların hepsi aynı yerden besleniyor. Seccadenin üzerine ayakkabıyla basılır mı? Bu bir edep meselesidir. O kendi edebi adabıdır. Başörtüsüne ne diyor, bir bez parçası. Bunu diyen bay bay Kemal. Yeri bir değer ifadesiyle bir kutsalımızdır. Mahremiyetin ifadesidir. Aynı şekilde bunu diyen Kuran-ı Kerim için de kağıt parçası der.
Yaklaşım tarzları bu. En önemli değer insandır. Bay Kemal hadisi bile yanlış söylüyorsun. Hadisin aslı, cennet annelerin ayakları altındadır. Burada böyle fark var. Erbakan hocamızın ayetle ilgili yaptığı açıklamaları, iftar sofrasında değişik şekilde anlatıyor. Erbakan hocamıza ait söz değil bu bir ayet. Manevi değerlere hassasiyeti olmayanın seccadede gözü olmaz. Vatandaşlarım bu fotoğrafları zihnine kazısın. İnanıyorum ki, yayınlanmasından sonra seccadenin de kıymeti artmaya başlayacaktır.
"14 Mayıs'ta beklediklerini bulamayacaklar"
Selo'nun Diyarbakır'da attığı adımla, 51 vatandaşımızın ölümüne neden olması Kürt vatandaşlarımın gözünden kaçıyor. 5 yıla mahkum oldu. Ne kadar cesurane 'Bunları çıkartacağız' diyor. Bu ülkenin yargısı böyle bir cezayı verdi. Apo'yla ilgili kararı yargı verdi. Kılıçdaroğlu hangi cesaretle bunu konuşabiliyor.
Bunlar ortadayken bizim bu tartışmaları yapmamıza gerek var mıydı? Yargıyı hiçe sayıp cezalarla ilgili bunları konuşuyor. 14 Mayıs'ta beklediklerini bulamayacaklar. Gerçek yargı olarak, milletim son sözü söyleyecek gerekli olan kararı verecek. Adalet tecelli ederek yolumuza devam edeceğiz. HDP'liler bunlara hakaret ettiklerinde bunlara karşı sesleri çıktıklarını duydunuz mu? Aynı şey FETO için de geçerli. CHP'nin de yaşadığı dönüşümle bu projeye yazıldığını anlıyoruz. Masa bunu nasıl kabul ediyor? Partisine gidip ziyaret edemedi, Meclis'teki odada ziyaret etti.
Demirtaş aslında hüküm giymesi gerekenden hükmü almadı. Hüküm giydiğinde bunu konuşamayacaklar. Yasin'imizle alakalı hükmü giydiğinde bunlar rahat hareket edemeyecekler. Bunların rahat konuşmasının sebebi buradan kaynaklanıyor. dağdakiler bu açıklamaları hangi rehavetle yapabiliyor. Bunlar dağdaki teröristler, beyanlar toplum yanlış istikamette yönlendiriliyor.
Milletim ne PKK'nın peşine düşenlere ne sapkın akımların hamiliğine soyunanlara bu ülkeyi emanet etmez. Seçimlerden sonra gündeme getireceğimiz en önemli maddelerden bir tanesi aile olacaktır.Biz aile yapımızı tehdit altında bırakamayız.
"Saadet Partisi içinde ciddi sıkıntılar var"
Benim milletim gerçekleri bilsin. Temel Bey'in nerede durduğunu herkes bilmeyebilir. Saadet Partisi içinde ciddi sıkıntılar var. Temel Bey'in geçmişine yönelik olarak Saadet Partisi içinde görev almadan önce geçmişte gençlik kollarından partinin kurullarına varıncaya kadar görev almış birisiyim. Daha o zaman Temel Bey bu işin içinde yoktu bile.
Madımak olaylarıyla ilgili masanın etrafındakiler idamını istemiyor muydu? Niçin bunlar sessiz. Biz aynı yerdeyiz. 2-3 hafta içinde Altay Tankımızın devreye alınmasını ve orduya teslimatını yapacağız. Kızıl'ımız çok büyük önem arz ediyor. Bunlar dünyada dikkat çekiyor. Neredesiniz? Masanın adayı bay bay Kemal, hedefine ulaşmak için kime ne taahhütte bulunması gerekiyorsa bulunuyor. Ben inanıyorum ki, milletim bu terör örgütü beslemelerine 14 Mayıs'ta gereken cevabı verecek, milletimiz huzur içinde nefesini alacak.