Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Havalimanında, Jandarma ve Emniyet teşkilatlarına yeni araçların hizmete alımı dolayısıyla düzenlenen programda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar: İçişleri Bakanlığımızın kıymetli mensupları, sevgili polislerimiz, sevgili jandarmalarımız, kıymetli misafirler, hayırseverler, sizleri en kalbi duygularımla, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.
Sizlerin vasıtasıyla, İstanbul'la birlikte ülkemizin dört bir yanında gece gündüz çalışan tüm emniyet güçlerimize selamlarımı gönderiyorum. Sözlerimin hemen başında Emniyet ve Jandarma Teşkilatımız bünyesinde görev yaparken hayatlarını kaybetmiş tüm şehitlerimize yüce Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Rabbim şehitlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin.
Dün biliyorsunuz Gaziler Günü'ydü. Görevleri sırasında gazi olan tüm kardeşlerimizi bir kez daha şükranla yad ediyorum. Burada bir hususu öncelikle ifade etmek isterim. 85 milyonun emniyeti, huzuru, ülkemizin birlik ve beraberliği için fedakarca çalışan Emniyet ve Jandarma Teşkilatımız hiç tartışmasız, ülkemizin de milletimizin de kıvanç kaynağıdır. Eğer evlerimizde huzur ve güven içinde oturabiliyorsak, eğer millet olarak birlik ve beraberlik içinde yaşıyorsak, eğer çocuklarımız hiçbir korku olmadan okullarına gidiyorsa, eğer gençlerimiz ülkemizin her yanında özgürce dolaşabiliyorsa, eğer malımız mülkümüz, canımız, namusumuz, bayrağımız ve tüm kutsal değerlerimiz teminat altındaysa, hiç şüphesiz bunda aslan payı sizindir, gece gündüz demeden görevlerini özveriyle yerine getiren polis ve jandarmalarımızındır.
Her birinize, sizlerin şahsında tüm polis, jandarma, asker ve Sahil Güvenlik personelimize Türkiye için, Türk milleti için yaptığınız hizmetler dolayısıyla kalpten teşekkür ediyorum. Devletimize ve milletimize karşı mesuliyetlerinizi yerine getirebilmemiz için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. İşte bugün Jandarma ve Emniyet Teşkilatlarımıza 7 bin 204 yeni aracın hizmete alım törenini gerçekleştiriyoruz. Böylesi anlamlı bir tören vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan duyduğum bahtiyarlığı hasseten vurgulamak isterim.
Emniyet Genel Müdürlüğümüzün ve Jandarma Genel Komutanlığımızın envanterinde bulunan ve ekonomik ömrünü tamamlayan taşıtlarımızı artık yeniliyoruz. Trafik ve asayiş hizmetleri için alınan ve hizmete sunulan bu araçlarımızın 5 bin 1 tanesini Emniyet Teşkilatımız kullanacak, 2 bin 203 adedini ise Jandarma Teşkilatımız kullanacak. Toplamda 7.204 adet yeni taşıt Emniyet ve Jandarma birimlerimizin emrinde olacak.
Bu araçlar asayiş, terör ve uyuşturucuyla mücadele başta olmak üzere, güvenlik faaliyetlerimizin daha etkin yürütülmesini kolaylaştıracaktır. Yeni araçlarımızın onları kullanacak ekiplerimize şimdiden hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. Her zaman söylüyorum, polisimizin ve jandarmamızın ayağının değmediği, devriye atmadığı hiçbir yer olamaz. Sadece personel sayısıyla arzu ettiğimiz güvenlik iklimini tesis edemeyiz. İnsan kaynağıyla birlikte araç gereç, donanım ve teknolojik kapasitenin de güçlendirilmesi şart.
Kolluk birimlerimizi görünür kılacak, daha hızlı, daha caydırıcı kılacak olan teknik, donanım ve imkanlardır. Bugün sizlerin kullanımına sunacağımız araçlarla inşallah bu amacımıza bir adım daha yaklaşmış oluyoruz. Değerli arkadaşlar, insanın ihtiyaçlar hiyerarşisinde ikinci sırada güvenlik vardır. Devletin de asli vazifesi vatandaşının huzur ve güvenliğini sağlamaktır. Huzur ve emniyetin olmadığı bir yerde ne devlet olur ne demokrasi ve özgürlükler olur ne de ekonomik kalkınma olur. Güçlü devlet ve toplumun birincil şartı güvenliktir.
Terör örgütlerine sınırlarımız içinde ve dışında nefes alacakları hiçbir alan bırakmadık. Burada sadece şu rakamı vermek isterim. 2024 içerisinde PKK'sından FETÖ'süne, DHKP-C'sinden DEAŞ'ına eli kanlı canilere karşı 35 bin 500 operasyon düzenlendi. Bu operasyonlarda 825 terörist etkisiz hale getirildi. 70 terör eylemi engellendi. Hemen her gün üst düzey bir teröristin imha haberini alıyoruz. Bu operasyonların neredeyse tamamını kendi silahlarımızla yerli ve milli teknolojimizle gerçekleştiriyoruz. Vatan topraklarının her karışında asayişin en üst düzeyde temin edilmesidir.
Biz yakın tarihimizde güvenlik noktasında yaşanan sıkıntıların acısını çok çekmiş, bunun bedelini ödemiş bir ülkeyiz. 70'lerde sokaklarımızın nasıl kaosa sürüklendiğini, daha sonra 80'lerde, 90'larda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde nasıl bir atmosferin hakim olduğunu gayet net hatırlıyoruz. Gençlerimizi, pırıl pırıl evlatlarımızı maalesef o karanlık iklimde kaybettik. Ekonomi açısından da millet olarak çok ağır faturalarla karşılaştık. Bizi yıllarca ikinci sınıf ekonomiye, ikinci sınıf demokrasiye mahkum ettiler. Kargaşa ve çatışma ortamını da milletin ensesinde adeta boza pişirildikleri vesayet teşebbüslerinin bahanesi olarak kullandılar.
2002 yılında göreve geldiğimizde geçmiş acı tecrübelerin ışığında, asayiş hizmetlerinin kalitesinin artırılmasına büyük önem verdik. Eğitimden sağlığa, turizmden tarıma, savunma sanayiinden enerjiye ve ulaşıma varıncaya kadar ülkemizi büyük yatırımlarla donatırken, Türkiye Yüzyılı'nın taşıyıcı kolonlarından birini güvenlik olarak gördük. Değişen güvenlik tehditleri karşısında teknik kapasitelerimizi artırdık, yeni mücadele konseptleri geliştirdik. Terörü kaynağından bertaraf etme stratejimiz bunlardan biriydi.
Mafyayla, çetelerle, organize suç örgütleriyle tavizsiz mücadele bunlardan diğeriydi. Zehir tacirlerine, şehir eşkıyalarına göz açtırmama aynı şekilde bunlardan biriydi. Vatandaşımızın huzuruna kastedenler karşılarında ilk önce devletimizin güvenlik birimlerini buldu. Kendini devletten, kanundan, nizamdan üstün gören, kendini dokunulmaz gören alçakların tepesine tepesine bindik.
Terör örgütlerine sınırlarımız içinde ve dışında nefes alacakları hiçbir alan bırakmadık. Burada sadece şu rakamı vermek isterim. 2024 yılı içerisinde PKK'sından FETÖ'süne, DHKPC'sinden DEAŞ'ına, eli kanlı canilere karşı 35 bin 500 operasyon düzenlendi. Bu operasyonlarda 825 terörist etkisiz hale getirildi. 70 terör eylemi güvenlik güçlerimiz tarafından engellendi. Hemen her gün üst düzey bir teröristin imha haberini alıyoruz. Bu operasyonların neredeyse tamamını kendi silahlarımızla, yerli ve milli teknolojimizle gerçekleştiriyoruz.
Savunma sanayinde dışa bağımlılığımızı azaltmak, bu alanda muhannete, muhtaç olmamak için her türlü gayreti gösteriyoruz. Lübnan'a karşı düzenlenen siber terör saldırılarıyla bunun ne kadar hayati önemde olduğunu bir kez daha gördük. Hem yerli milli yazılım geliştirme projelerimizin hem milli teknoloji hamlemizin, hem de elektronik harp sistemlerine yaptığımız yatırımların kıymeti böylece anlaşılmış oldu. Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefimize ulaşana kadar çalışmalarımızı devam ettireceğiz. İnşallah bunu da sizlerle birlikte başaracağız. Polisimiz, jandarmamız, askerimiz, istihbaratımız, güvenlik korucularımız katil sürülerinin peşini bırakmıyor, inlerini tek tek başlarına geçiriyor. Aynı durum çeteler için, mafyalar için, organize suç şebekeleri için, zehir tacirleri, insanlıktan nasibini almamış insan tacirleri için de geçerlidir.
Şunun bilinmesini isterim. Milletimizin huzurunu kaçıran, kamu düzenini bozan, yaptığının yanına kar kalacağını zanneden herkes, devletimizin kadife eldiveni içindeki çelikten yumruğuyla karşı karşıya kalacaktır. Türkiye'nin huzurundan en ufak bir taviz veremeyiz. Bu konuda son derece kararlıyız, dirayetliyiz. Devletimize, milletimize veya demokrasimize yönelik en küçük bir güvenlik tehdidini dahi görmezden gelmiyoruz. Hem güvenliğimizi tam manasıyla sağlamaya çalışıyoruz hem de bunu hukuk ve demokrasi çerçevesinde yapmaya hassasiyet gösteriyoruz. Türkiye'yi güvenlik hizmetleri başta olmak üzere her alanda dünyada örnek gösterilen seviyelere taşıyana kadar çabalarımızı sürdüreceğiz. İnşallah bunu da sizlerle birlikte başaracağız.
Değerli kardeşlerim, Türkiye'nin bugün ulaştığı seviyelerde sizin emeğinizin ve alın terinizin çok önemli rolü bulunuyor. Aşılmaz denilen dağlarda, Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde tüm o mağaralara, inlere girdiniz ve bu teröristleri oralardan çıkarmak suretiyle temizlediniz. İşte o "geçilmez" denilen yamaçlarda, bu cennet vatanın her karışında, her noktasında büyük bir sorumluluk üstlendiğiniz. Bu milletin huzuru, güvenliği ve istikbali için nöbet tutarken, namlunun ucuna sadece gözünüzü değil, gönlünüzü de koyuyorsunuz. Allah hepinizden razı olsun. Allah ayağınıza taş değdirmesin diyorum. Sizler bizim gururumuzsunuz. Milletimizin medarı iftiharısınız. Sizler bu milletin bağrından çıkmış, öz be öz evlatlarısınız.
Ne denli çetin şartlar altında vazife yapmakta olduğunuzun farkındayım. 85 milyonun esenliği için ne, nasıl büyük bir özveride bulunduğunuzu çok iyi biliyorum. Sizlerle her zaman övündüğümü ve her zaman övüneceğimi bilmenizi istiyorum. Şunu unutmayınız değerli kardeşlerim; Türkiye kendi başına asla bırakılmayacak bir ülkedir. Attığımız her adım, yaptığımız her hamle, hayata geçirdiğimiz her proje, bu bölgeye dair planları olanları rahatsız etmektedir.