ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kur üzerinde iktisadi temelleri bulunmayan hareketlerle yaşanan fiyat artışlarından kaynaklı sorunların yatırım, istihdam ve üretimle çözüleceğini bildirdi.
Erdoğan, Türkmenistan ziyareti dönüşünde, uçakta gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhammedov'un davetine icabetle yaptıkları ziyareti verimli şekilde tamamladıklarını ifade eden Erdoğan, 27 Kasım'da ziyaretin ikili boyutunu icra ettiklerini, 28 Kasım'da Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 15. Liderler Zirve Toplantısı'na iştirak ettiğini anımsattı.
Erdoğan, resmi ziyareti çerçevesinde Berdimuhammedov ile Türkiye-Türkmenistan arasındaki ilişkileri ele aldıklarını, Türkmenistan'ı ilk tanıyan ülke olarak kadim kardeşliklerini her alanda geliştirmeye önem verdiklerini belirtti.
Özellikle enerji, ulaşım, ticaret, eğitim, güvenlik, altyapı alanlarında ilişkileri ilerletme gayreti içerisinde olduklarını anlatan Erdoğan, ikili ticareti en kısa sürede 5 milyar dolara ulaştırma hedefini koyduklarını, ortak adımlarla bu hedefe ulaşacaklarına yürekten inandığını söyledi.
Ziyarette kendisine Türkmenistan Devlet İşbirliği Nişanı tevdi edildiğini hatırlatan Erdoğan, ikili ilişkileri geliştirme iradelerini gösteren ortak bildiriyle bu seyahatte toplam 9 anlaşma imzaladıklarını, ülkeleri ilgilendiren bölgesel ve küresel konularda fikir teatisi yaptıklarını, Berdimuhammedov ile iş birliğini her alanda ilerletmekte kararlı olduklarını dile getirdi.
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı'nın 15. Zirvesi'ni de Türkmenistan'ın ev sahipliğinde icra ettiklerini, Aşkabat Zirvesi ile aynı zamanda 2 yılı aşkın bir süredir yürüttükleri, teşkilatın zirve dönem başkanlığını Türkmenistan'a devrettiklerini anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zirve kapsamında teşkilatın etkinliğinin artırılması ile bölge içi ticaretin geliştirilmesini mütalaa ettik. Salgın kısıtlamalarından olumsuz etkilenen ulaştırma sektörünün sorunlarının giderilmesi hususunu görüştük. Zorlu salgın şartlarını geride bırakabilmek için bölgesel ve uluslararası dayanışma ruhunun güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çektik. Özellikle terörle mücadele ve düzensiz göç meselesinde iş birliğimizi artırmamız gerektiğini de vurguladık. Bölgemizde ticaret ve ulaştırma ağlarının güçlendirilmesi başta olmak üzere teşkilatın gündemindeki temel konuları ele aldık. Yayınladığımız Aşkabat Eylem Mutabakatı ile de bu yöndeki irademizi ve atacağımız adımları ortaya koyduk."
Erdoğan, zirve marjında İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, Pakistan Cumhurbaşkanı Arif Alvi ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile ikili görüşmeler yaptıklarını, bu vesileyle gündemlerindeki konuları samimiyetle değerlendirme fırsatı bulduklarını söyledi.
Son derece başarılı geçen ziyaretin hem Türkmenistan ile hem de Ekonomik İşbirliği Teşkilatı içerisindeki ilişkilere katkı sağlamasını dileyen Erdoğan, Berdimuhamedov'a samimi misafirperverliği için teşekkür etti.
- Türk Devletleri Teşkilatı
Erdoğan, bir gazetecinin "Dünya 5'ten Büyüktür ve 'Birlikte Daha Adil Bir Dünya' çağrılarınız var. Burada da, 'Birlikte Geleceğe' temasını işlediniz. Sizin bu verdiğiniz mücadele içerisinde Türk Devletleri Teşkilatı bu mücadeleye yeni bir ivme katar mı? Türk Devletleri Teşkilatı'nın dünyada oluşturduğu yankı nedir?" sorusu üzerine, Türk Devletleri Teşkilatı olarak liderler bazında Demokrasi ve Özgürlükler Adası'ndaki zirvenin üst düzeyde gerçekleştirilen bir toplantı olduğunu hatırlattı.
Türkmenistan'da, Berdimuhammedov'un liderleri üst düzeyde toplayabilme başarısı gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi:
"Burada bir şeyi özellikle vurgulamam lazım. Küresel dünyada özellikle iş birliklerinin, birlikte hareket etmenin, dayanışmanın en önemli göstergesi bu tür buluşmalardır. Bunlar pek olağan buluşmalar değil ama biz hamdolsun bu dönemde bunu başarabildik. Türk cumhuriyetlerinin hepsi liderler olarak buradaydılar. Burada bir konu daha var. Kan bağı ve tarihi, kültürel bağları bulunan kadim Türk milletinin bu adımları atmış olması, aramızdaki bağların çok daha güçlenmesine vesile oluyor. Böylece dünyada çok farklı bir oluşumu gerçekleştirmeye doğru gidiyoruz. Bunlar tabii bizim için hakikaten gurur vesilesi oluyor. 2013 senesinde benim bir ifadem vardı. '21'inci yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olacak' demiştim. Bu aynı zamanda tabii dünyada Türklerin böyle bir yüzyılı inşa edeceklerinin bir ifadesiydi. Biz bunu şu anda yakalamış vaziyetteyiz. Liderlerin bu noktada önemli bir konumu var. Türkmen kardeşlerimiz bizler için ayrı bir anlam taşıyor. Bizlere olan muhabbetleri çok çok farklı, Türkiye'ye karşı muhabbetleri çok çok farklı. İnşallah bu bir vesiledir ve bu vesileyle de ticaret hacmini 5 milyar dolara çıkartabileceğimiz bir Türkiye-Türkmenistan ilişkileri bizleri geleceğe çok daha farklı ulaştıracaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugüne kadar Türk birliği ile ilgili söylenen sözler, atılan adımlar kimseyi tedirgin etmemişti ama şimdi siz el atınca coğrafyadaki birtakım ülkeler bunu gündem ettiler. Özellikle Rusya'dan bunu tehdit olarak algılayanlar oldu. Türkiye açısından Türk birliğinin, Türk Devletleri Teşkilatı'nın nihai hedefi ve muradı nedir ve bunu tehdit olarak görenlere mesajınız nedir?" sorusu üzerine, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'ndaki toplantıda Türk Konseyi'nin adını Türk Devletleri Teşkilatı olarak değiştirdiklerini anımsattı.
Bütün liderlerin bu yeni oluşuma çok sıcak baktıklarını söyleyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tabii dışarıda bundan rahatsız olanlar olmadı değil, olmuştur da hatta. Bu konuda Rusya rahatsız oldu diyemem. Çünkü cuma günü İlham Aliyev kardeşimizin de Rusya'da görüşmesi vardı. Paşinyan ile Sayın Putin'in riyasetinde orada bir toplantı gerçekleştirdiler. Bu toplantıyla ilgili İlham Aliyev kardeşimle yaptığım görüşmede bu toplantının gayet iyi ve verimli geçtiğini söyledi. Bu toplantı vesilesiyle de şu anda Aras Nehri boyunca demir yolu, kara yolu yapımı konusu da çözüldü. Bu atılacak adımla beraber ayrıca Iğdır'a kadar gelecek otoban konusu var. Otoban konusuyla da özellikle Nahcivan sıkıntısını aşmak, diğer taraftan da Ermenistan topraklarından geçmek suretiyle burada Azerbaycan'ın Iğdır ile buluşmasının da gayet başarılı bir adımı atılmış olacak. Bunun yanında gerek kara yolu gerek demir yolu ile insan ve yük taşımacılığında da önemli bir adım atılmış olacak. Daha önce 6'lı platformu gündeme getirmiştik. Rusya, Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, İran ve kabulü halinde Gürcistan'la bu 6'lı platformun devreye girmesi, bölge barışını, bölge sulhunu çok açık net ispatlamış olacak ve bu konuda da olumlu gelişmelerin olduğunu öğrenmiş olduk."
- Ukrayna-Rusya gerilimi
Erdoğan, "Medyaya yansıyan raporlara göre Ukrayna sınırında 100 bine yakın Rus askeri birikmiş durumda. Birçok ülke şu an çok tedirgin bu durumdan. NATO da çok tedirgin. Türkiye'nin sınırdaki artan gerilime bakış açısı nedir? Hem Rusya hem Ukrayna ile iyi ilişkileri olan Türkiye arabuluculuk rolü oynayabilir mi?" sorusuna karşılık şu cevabı verdi:
"Burada bizim tavrımız belli. Biz özellikle başta Kırım Türkleri ile alakalı yaklaşım olmak kaydıyla, bölgede bir barışın egemen olmasından yanayız. Dost Rusya ile ve özellikle Sayın Putin ile bu tür konuları bu şekilde müteaddit defalar görüştük, görüşüyoruz. Temennimiz odur ki bu bölge savaşın egemen olduğu bir bölge olmasın. Bu bölge barışın hakim olduğu bir bölge olarak geleceğe yürüsün. Bu konudaki tavrın olumlu istikamette gelişmesi arzumuzdur. Bununla ilgili arabuluculuk olur, kendileriyle bu konuyu görüşmek olur... Gerek Ukrayna ile gerek Sayın Putin ile bu görüşmeleri geliştirerek inşallah bunun çözümünde bizim de bir payımızın olmasını isteriz."
- Yeni ekonomi modeli
Erdoğan, "Üretim, istihdam ve ihracatı güçlendirmeye yönelik yeni bir ekonomi modelini hayata geçirdiniz. Faizi olabildiğince düşük tutmayı hedefliyorsunuz. 19 yıllık iktidarınızda hangi şartların olgunlaşmasıyla bu modeli hayata geçirdiniz? Yeni modelin artıları yakın vadede ortaya çıkar mı? Bu süreçte dar gelirlileri rahatlatacak yeni adımlar olacak mı?" sorusu üzerine, iktidara geldikleri ilk günden itibaren, belki de tarihlerinde ilk kez kendi ihtiyaçları, öncelikleri ve gerçeklerine uygun bir ekonomi politikası izlediklerini, buna aynı kararlılıkla devam ettiklerini vurguladı.
Ekonomik olarak da bağımsızlaşma mücadelesi verdiklerini, bu adımları attıkça, içeriden dışarıdan vesayetçilerin dirençleriyle, ekonomiye yönelik türlü saldırılarla karşılaştıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunların her birini milletimizle birlikte bertaraf ettik. Bizi kendi istedikleri çizgiye çekmek isteyenlerin kur, faiz oyunlarına prim vermedik, vermiyoruz. Büyüme yolculuğumuzda yatırım, üretim, istihdam, ihracat hep önceliğimiz oldu. Felaket tellallarına, mandacı iktisatçılara, ekonomik tetikçilere aldırış etmeden hedeflerimize yürümeyi sürdüreceğiz. Bu ülke bizden önceki yıllarda dünya ortalamalarının çok üstünde oranlarla, yüksek maliyetlerle borçlanmak zorunda bırakıldı. Bu, bağımlılık demekti. Ekonomik olarak bağımlı bir ülke kendi politikalarını elbette hayata geçiremez. Belirlenmiş çizginin dışına çıkmaya çalıştığınız zaman karşılaşacağınız şey şantajdır. Buna karşı koyacak dirayetiniz yoksa istikrarsızlığa mahkum edilirsiniz. İşte biz ülkemizi bu durumdan kalıcı olarak kurtarmak için son 19 yılda sergilediğimiz güçlü siyasi irade ve özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde bu mücadeleyi gösterebilecek dirayete, imkana kavuştuk. Son günlerde kur üzerinde iktisadi temelleri bulunmayan hareketler nedeniyle yaşanan fiyat artışlarının oluşturduğu sorunları da milletimizin lehine yatırım, istihdam ve üretimle çözeceğiz. Büyüyeceğiz, büyüdükçe milletimiz kazanacak."
Erdoğan, iktidara geldikleri ilk günden bu yana ekonomideki tezlerinin özellikle düşük faiz olduğunu, faiz-enflasyon ilişkisini devamlı "faiz sebep, enflasyon neticedir" diye işlediğini, bu tezinin değişmediğini aktardı.
Bugün de aynı tezi savunduğunun ve buna inandığının altını çizen Erdoğan, "Eğer ben de ekonomi tahsili görmüşsem ve bu ekonomi tahsilinden de öte bazı değerler silsilesi içerisinde de inandıklarım, bilgim varsa, faiz sebeptir, netice değildir. Enflasyon neticedir. Tabii burada bazıları bunun tam aksini savunuyorlar. Bunlar enflasyonun sebep, faizin netice olduğunu savunuyorlar. Peki öyleyse dünyaya şöyle bir bakalım. Şu anda küresel ekonominin egemen olduğu dünyada acaba enflasyon sebep, faiz netice midir? Yoksa faiz mi sebep, enflasyon mu neticedir? Şu anda işte Amerika'da, Avrupa'da enflasyonun geldiği nokta ortada. İsrail'e bakalım… İsrail'de faiz nedir, enflasyon nedir, oranlar ne durumdadır? Buna bakalım. Buna baktığımız zaman bizim tezimizin doğru olduğunu oralarda zaten görüyoruz. Şu anda da ben yine iddiamdayım." diye konuştu.
- "Ben hiçbir zaman faizin yükseltilmesini savunmadım"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte Türkiye'de gecelik faizlerin 7500'lere vardığını gördüklerini, o dönemde iktidarda CHP'nin olduğunu anımsattı.
CHP'nin olduğu bir dönemin faturasını milletin ödediğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tabii şimdi 18 yaş altı genç kesim, genç kuşak bunları yaşamadı ama bunları biz yaşadık, gördük. Şu anda bu CHP'nin sözcüsü de o dönemin faillerindendir. Hatırlayın bay Kemal, grup konuşmalarında 'Faizi 1'e indirin, biz de gelip sizi destekleyeceğiz' dedi. Bir insan akşam sabah bu şekilde bir değişiklik gösteremez. 'Faizi 1'e indirin, biz de gelip sizi destekleyeceğiz' diyeceksin, ondan sonra da kalkıp şimdi de faiz indirimine tepki göstereceksin. Tayyip Erdoğan'ın böyle zikzakları yok. Tayyip Erdoğan, zaten en başından beri düşük faizden bahsediyor ve bu faiz inecek diyor. Hiçbir zaman faizin yükseltilmesini savunmadım, savunmuyorum ve savunmayacağım. Farklı düşünenler de çıksa Tayyip Erdoğan aynı noktadadır. Asla bu konudan taviz vermem. Çünkü bu benim aynı zamanda değerler silsilesi içindeki yapımdır. Bundan taviz veremem ve vermeyeceğim. Biz bu işi başaracağız. Göreceksiniz enflasyon inşallah seçim öncesi nerelere düşecek.
Çok açık net bütün delilleriyle her şeyiyle ortada. Çünkü faiz lobileri kuduruyor. Ben ne dedim TÜSİAD'a? Hadi buyurun, para sizde, finans sektörü sizde. Niye yatırım yapmıyorsunuz? Arkadaş, sen zengin misin, para sende mi, finans sende mi? Biz sizden bir şey istiyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme. Ama biz size bunu söyleyince siz tam aksini söylüyorsunuz. 'Faizi düşürelim' yok… Başta kamu bankaları olmak üzere biz yatırım yapacak olanlara gerekli destekleri vermeye hazırız. Yeter ki yatırım yapın, mevcut yatırımlarınızı büyütün ve bununla birlikte de istihdam oluşsun. İşsizliğin en önemli çözümü istihdam, üretim, ihracat. Arkadan da büyüme geliyor. Büyümede de biz şu anda gayet iyi bir konumdayız ve bu böyle gidecek. Bu işi de başaracağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ekonomik argümanı bir model şeklinde aktaracak mısınız halka, yoksa eylem düzeyinde mi kalacak?" sorusu üzerine, "Elbette aktaracağım. İnşallah, 15'er gün arayla bazı televizyon gruplarında ortak yayınlara bizzat çıkacağım. Bazı arkadaşlarımı ayrıca çıkaracağım. Onlar da bazı açıklamalar yapacaklar." dedi.
Erdoğan, şu anda ihracatta hiçbir dönemde olmayan bir sıçramayı yaptıklarını, Ticaret Bakanı'nın bunlarla ilgili nereden nereye gelindiğini anlatacağını, aynı şekilde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın enerjide nereye gelindiğini göstereceğini vurguladı.
"Düşünün, enerjide bırakın bir gemiyi bir sandal yoktu." diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Şimdi sismik araştırma gemilerimiz var. Üç tane sondaj gemimiz vardı. Şimdi ona bir de dördüncüyü ilave ettik. Dördüncü de sıfır kilometre. Bunları gayet uygun fiyatlarla aldık ve bunlar kendimize ait. Böyle bir şey yoktu. Kiralama ile gidiyorduk. Diyelim ki BP ile anlaşıyorduk. BP geliyordu bizde araştırma yapıyordu. Ama tabii uyanıklık bizdeydi. Biz para vermezdik, 'Araştırmayı yap, kazanırsan yarısı senin yarısı benim.' Shell'e de aynısını söylerdik. Ama şimdi biz kendi gemilerimize sahip çıktık. Onlarla birlikte kendi sularımızda hamdolsun keşifler yapıyoruz. Dünyaya da gemilerimizi kiralama yaparız ve bu kiralamayla yine paramızı kazanmaya devam ederiz."
(Sürecek)