Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün Türkiye Yüzyılı diyerek milletimizin önüne yeni bir vizyon koyarken aynı zamanda Üstad'ın (Necip Fazıl) da hayalini hayata geçiriyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen Necip Fazıl Ödülleri programına katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Rüzgarı başka yerden alarak esenlere bakmayın. Hiçbiri zalim karşısında konuşamaz, zulüm karşısında direnemez.
Milletler dirayetli liderler ve üretken ilim kültür, sanat insanlarına sahip oldukça yükselir. Bunları kaybettikçe de geriler. Bazı dönemlerde üzeri küllense de bu vasıfları bünyesinde barındıran bir millet önünde sonunda o beklenen şahlanışı gerçekleştirir.
Üstad bu küllerin en yoğun şekilde üzerimize çöktüğü dönemde, milletimizin üzerindeki közü eserleriyle canlı tutarak, harlayarak bugün yaşadığımız büyük atılıma zemin hazırlamıştır. İnşallah bu mirası hem sahiplenecek hem zenginleştirecek yolda giderek hızlı bir şekilde ilerliyoruz.
Her ne kadar birileri karamsarlık havasıyla ülkemizin üzerine tekrar emperyalist emellere hizmet eden bir kült katmanı katmak isteseler de Allah'ın izniyle başaramayacaklardır. Aralarında 15 Temmuz'un da olduğu her hadise bize milletimizin istiklali ve istikbali uğrunda neler yapabileceğini tekrar tekrar göstermiştir.
İnşallah asırlar boyunca üstadın ateşini yaktığı meşalenin ışığı yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Bugün burada ülkemizin ilim, sanat ve kültür hayatına yön veren eserleriyle ruhumuza dokunan siz kıymetli dostlarımla bir kez daha buluşmanın bahtiyarlığı içindeyim.
9. Necip Fazıl Ödülleri'nin edebiyat ve fikir dünyamız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ödüllerini takdim edeceğimiz sanat erbabı kardeşlerimizi gönülden tebrik ediyorum.
Edebiyat dünyamızın her yayınında emeği bulunduğunu bildiğim Mehmet Can Doğan kardeşimizi özellikle tebrik ediyorum.
Bu yıl hikaye ve roman ödülünü Ayşegül Genç hanımefendiye takdim edeceğiz. Eserlerinde mutlak güzel, mutlak hakikat arayışını baş köşeye oturtan kardteşimizi tebrik ediyorum.
Mustafa Özel hocamızı iktisat ilmine karşı ilgi ve sevgi uyandıran yazılarıyla yakından takip ediyoruz. Onun eserlerinden ve sohbetlerinden aldığı cesaretle girişimcilik yoluna giren, ilerleyen müteşebbislerimiz üretim, istihdam ve ihracat destanları yazıyor.
Hocamızın çok yönlü araştırmacı kimliği, roman diliyle siyaset, iktisat, iş hayatı başlıklarıyla verdiği eserleriyle kendini bir kez daha gösterdi. Bu yılki fikir araştırma ödülünü takdim edeceğimiz Mustafa Özel hocamızı tebrik ediyorum.
Biz de bu törende her yıl verdiğimiz ilk ödülle genç kardeşlerimizi cesaretlendiriyoruz. Elif Genç ve Can Acer kardeşlerimi de aynı şekilde tebrik ediyorum. Bu iki genç yetenekten nice kıymetli eserler bekliyoruz. Durmak yok, yola devam.
Kültür sanat ödülünü kardeş Azerbaycan'ın önde gelen yazarına Efendiyev'e veriyoruz. Efendiyev'in bu dostluğun ilmi alanındaki sancaktarlarından olacağına inanıyor ve tebrik ediyorum. Saygı ödülünü tevcih edeceğimiz İlhami Atalay kardeşimiz mümtaz bir isimdir. Medeniyetimizin yükselişi yolunda diğer alanlarla birlikte kültürde de köprüler kurarak, üreterek eser ortaya koyan herkese şükranlarımı sunuyorum.
Biz bu tür ödül törenlerini hak teslimi olarak görüyoruz. Medeniyetimizin yeniden yükselişi yolunda fikirde, sanatta, kültürde de maziden atiye köprüler kurarak üstad gibi fikir çilesi çekerek üreterek eser ortaya koyan, gayret gösteren herkese tekrar şükranlarımı sunuyorum.
Yahya Kemal'deki tarih şuuru, Ahmet Haşim'deki beşeri endişe, Mehmet Akif'teki İslami hassasiyeti Necip Fazıl'da en yetkin, etkin, en çarpıcı ifadeye kavuşmuştu. Üstadın şiir, nesirde de tamamen kendi şahsına münhasır bir tarzı vardır. Tercih ettiği orijinal kelimeler, özgün tamlamalar, yeri gelir öfkeyi, yeri gelir hicvi bir arada kurmaktaki marifeti, ritmini kah artırıp, kah düşüren tarzı muhataplarını adeta başka bir iklime taşırdı. Ama hepsinden öte ondaki yürek, cesaret.
Yargıya girdi, çıktı ama üstad yılmadı. Yeri geldi hakimler kendisine 'artık bıktık senden' dediklerinde 'Siz hancı ben de bu davada yolcu oldukça, ben de bu hana daha çok uğrarım' diyerek cevaplamıştır. Bizler de ondan aldığımız ilhamla inşallah bu yolda devam ediyoruz, devam edeceğiz. Muasırı olduğu yazarlarla kıyaslandığında onun okurlarıyla kurduğu bağ da çok farklıydı. Baskı dönemlerinde sesini siyaset alanına yansıtmaktan mahrum kalmış kitleler, onun gür sadasında kendi iç seslerinin yankısını bulmuştu.
Tek parti zihniyetinin inatla ve ısrarla yürüttüğü sözde dilde sadeleştirme faaliyetleri yaşanan altüst oluşunun en önemli sonuçlarından biriydi. Diliminizin musiki kudreti kazanması, kelimelerimizin name güzelliği alması için verilen onca emeğin, birikimin üzeri sinsice örtülüyordu. Asıl gaye devletimizin müesseselerine ve milletimizin gönlüne kazınan ecdadın izlerini sürmekti. Necip Fazıl'ın dil hassasiyeti bu bakımdan çok büyük önem arzeder. Büyük Doğu'nun yayınının defalarca durdurulması onu yolundan döndürmeye yetmemiştir.
Ayrıntılar geliyor...