Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası rezervi tartışması ile ilgili CHP'ye tepki göstererek, "Tutturmuşlar şu kadar para nerede? O kadar para hepsi bu milletin hazinesinde ve Merkez Bankası'nda." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
"9 Mart 2003 tarihinde Başbakanlık görevini üstlendik"
9 Mart hem kendi siyasi tarihimiz hem ülkemiz demokrasisi açısından önemli bir yıl dönümüydü. AK Parti, 3 Kasım 2002 seçimlerinden yüzde 34 oy oranı ve 363 milletvekili ile açık ara birinci parti çıkıp iktidara gelmişti. Ancak iktidar partisinin genel başkanı olarak biz, siyasi yasaklı durumda bulunduğumuz için maalesef meclis dışında kalmıştık.
O dönemde CHP Genel Başkanı olan Sayın Deniz Baykal’ın sergilediği demokratik duruşla mecliste kısa sürede yapılan bir kanun değişikliğinin ardından bu yasağımız kalktı. Siirt'teki milletvekili seçiminin yenilenmesi kararıyla biz de 9 Mart 2003 tarihinde meclisteki yerimizi aldık ve Başbakanlık görevini üstlendik.
Cumhuriyet tarihinin en büyük atılımlarını yaptığımız iktidar yıllarımızın başlangıcındaki bu hadise, milletin iradesinin önünde hiçbir gücün duramayacağının sembolü olmuştur. Bu vesileyle, 3 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar şu karşımızdaki sırada AK Parti Milletvekili olarak partimize, ülkemize, milletimize hizmet vermiş kardeşlerimize şükranlarımı sunuyorum.
"İstiklal Marşımız, geçmişimizin özeti olması yanında geleceğimizin de rehberidir"
Buradaki programımızın ardından Meclis Şeref Holü’nde tertiplenen, "100. Yılında İstiklal Marşı" sergisinin açılışını yapacağız. Bilindiği gibi 2021’i “Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı” ilan ettik. Tam 100 yıl önce bir 12 Mart günü Büyük Millet Meclisinde gözyaşları ve alkışlar içinde kabul edilen İstiklal Marşımız, geçmişimizin özeti olması yanında geleceğimizin de rehberidir. Toplamda 10 kıta olan İstiklal Marşımızın her bir kelimesindeki, her satırındaki ruhu yeni nesillere ne kadar güçlü şekilde aktarabilirsek istikbalimize o derece güvenle bakabiliriz.
İstiklal Marşının lafzı ve manasıyla anlayamayan tek bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabileceğine ihtimal vermek istemiyorum. Bu anlayışla yıl boyunca 7’den 70’e vatandaşlarımızın tamamını zihnen ve kalben kuşatacak programlarla İstiklal Marşımızı ve Mehmet Akif Ersoy’u tüm yönleriyle anlatacağız. Yarın da Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezimizde büyük bir anma programı gerçekleştiriyoruz. Yıl boyunca da bu çalışmaları sürdüreceğiz.
Milli iradenin tecelligahı olan bu mekandan, bir kez daha Malazgirt’ten bu yana üzerinde yaşadığımız toprakları vatan haline getirmek için gözlerini kırpmadan ölümün üzerine yürüyen tüm şehitlerimizi, gazilerimizi, kahramanlarımızı rahmetle, minnetle yad ediyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, erinden başkomutanına kadar İstiklal Harbi’mizi zafere ulaştıran ordumuzun tüm mensuplarını hürmetle anıyorum.
Yine 15 Temmuz gecesi bu vatana istiklalini bir kez daha kavuşturan milletimizin her bir ferdini şükranla selamlıyorum. Mehmet Akif’in ömrünün son günlerinde söylediği gibi “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diyorum. Türkiye'nin bilhassa son 7-8 yıldır bir istiklal mücadelesi verdiği gerçeğini anlamak istemeyenlere rabbimden hidayet niyaz ediyorum.
"Eğer kayıp varsa, bunlar sizdedir"
Tutturmuşlar 'Şu kadar para' nerede? O kadar para hepsi bu milletin hazinesinde ve Merkez Bankası'nda. Kaybolan bir şey yok. Eğer kayıp varsa, bunlar sizdedir. CHP zihniyeti mensupları, yoğun tweet yarışındalar. Yatıyorlar, kalkıyorlar 'Damat da damat.' Damat kadar taş düşsün başınıza.
"Kanuni, Filyos Limanı'nda sondaja hazırlık çalışmalarına devam ediyor"
Artık karşımızda, geçtiğimiz yıl kullandığı elektriğin yüzde 63'ünü yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarından elde eden bir Türkiye var.
Üçüncü derin deniz sondaj gemisi Kanuni, Filyos Limanı'nda sondaja hazırlık çalışmalarına devam ediyor. O da inşallah Nisan'da sondaja başlayacak.
Türkiye, üç sondaj gemisini 450 milyon dolara mal etmiştir. Şayet bu gemileri sıfırdan inşa ettirmeye kalksaydık, 2 milyar 100 milyon dolar ödememiz gerekecekti. Anladın mı bay Kemal?
Bu sondajları kiralık gemiyle yaptırsaydık, satın aldığımızdan çok daha fazla bedel ödeyecektik. Bu yöntemle hem de derin deniz sondajı alanında dünyanın önde gelen birkaç şirketinden birine sahip olduk.
"81 ilimizin tamamında 589 yerleşim biriminde doğalgazdan istifade ediliyor"
Görüldüğü gibi doğalgaz konusundaki dışa bağımlılığımızı önemli ölçüde azaltacak adımları birer birer atıyoruz. Ülkemizin her bir şehrindeki vatandaşlarımızı doğalgazın getirdiği konfora ve temizliğe kavuşturmakta kararlıyız. Yaptığımız yatırımlarla, ülkemizin doğalgaz tüketimi 2002 yılında 17,1 milyar metreküpken, 2020 yılında 47,7 milyar metreküpe yükseldi. Doğalgaz abone sayısı 1,3 milyonken bu rakam 17,5 milyona ulaştı.
Doğalgaz kullanma imkanı sunulan nüfusun oranı son 18 yılda yüzde 25’ten yüzde 80,4’e çıktı. Bu refah düzeyinin nereden nereye geldiğini gösteriyor. Artık kömür kullanan ev neredeyse kalmadı, büyük oranda bütün vatandaşlarımız doğalgaza geçti ve geçiyor. Göreve geldiğimizde ülkemizde sadece 5 il ve 57 yerleşim yerinde doğalgaz kullanılıyordu. Bugün ise 81 ilimizin tamamında 589 yerleşim biriminde doğalgazdan istifade ediyor. Arz güvenliği bakımından önemli olan doğalgaz depolama kapasitemizi 0’dan 3,84 milyar metreküpe ulaştırdık.
"Maden ihracatımız 4,3 milyar dolar seviyelerine geldi"
Geliştirdiğimiz politikalar ve teşvik ettiğimiz yatırımlar sayesinde maden ihracatımız 680 milyon dolardan 4,3 milyar dolar seviyelerine geldi. Linyit rezervimizi 8,3 milyar tondan 19,5 milyar tona, bor kimyasallarının kurulu kapasitesini 730 bin tondan 2 milyon 753 bin tona yükselttik ama bunu işleyerek. Farkımız bu.
Mardin Mazıdağı’nda ülkemizde daha önce hiç olmayan altın izabe tesisinin, Siirt’te de bir adet çinko izabe tesisinin yapımına başladık. Siirt’teki tesisimizi inşallah yakında faaliyete geçiriyoruz. Maden sektöründe faaliyet gösteren iş yeri sayısı 3206’dan 7 binin üzerine, sektörde çalışanların sayısı ise 82 binden 130 bine çıktı. Yapılanları anlatmak önemli ama görmek daha kalıcıdır.
"Bunlara da yanlış yolda ilerlediklerini anlatmaya çalışıyoruz"
Milletimizden alamadıkları iktidar vizesini, ülkesinin felaketinde arayacak kadar muvazeneyi yitirenler olabiliyor. Bunlara da yanlış yolda ilerlediklerini anlatmaya çalışıyoruz, hep birlikte çalışacağız. Şahsımıza, ailemize, Meclis’teki, partideki, hükümetteki çalışma arkadaşlarımıza saldırarak bizi yolumuzdan alıkoyabileceklerini sananları acı bir tebessümle takip ediyoruz.
"Yalan ve iftirayla şerrinizi kimseye bulaştırmayın"
Şayet kamuoyunun önüne şöyle en basitinden bile olsa bir projeyle çıkamıyorsanız, ülkenin enerjisini boş yere heba etmeyin. Siyaseti hayırda rekabet haline dönüştüremiyorsanız, yalan ve iftirayla şerrinizi kimseye bulaştırmayın.
"Tüm vatandaşlarımıza hastanelerimizi açtık"
Türkiye salgınla mücadelesini ilk vakanın tespit edildiği günden beri kararlılıkla yürüten ülkelerin başında geliyor. Pek çok ülke adeta sağlık sisteminin çöküşü gerçeğiyle kendi içine kapanırken biz tüm vatandaşlarımıza hastanelerimizi açtık. Bugün hala gelişmiş ülkeler başta olmak üzere çoğu yerde öyle istediğiniz gibi hastaneye gidemez, teşhis ve tedavi talep edemezsiniz. Ancak telefonla yaptığınız başvuru kabul edilirse hastane kapısından içeri alınma hakkına sahip olabilirsiniz.
"Yaşlı bakımevlerinde yaşanan toplu ölümleri hatırlayın"
İlk aylardaki maske kargaşasını hatırlayın, yine ilk aylardaki yoğun bakım yatağı, solunum cihazı krizlerini hatırlayın. Yaşlı bakımevlerinde yaşanan toplu ölümleri hatırlayın. Dünyayı anlatıyorum. Dünyanın devlerini anlatıyorum. İnsanların üzerlerine çöken umutsuzluk iklimini hatırlayın. Hamdolsun Türkiye hiçbir zaman böyle bir duruma düşmedi.
"Hayatlarının her alanını kuşatan tedbirlerle süreci yönettik"
Vatandaşlarımızın sadece sağlıklarını değil, istihdamdan eğitime kadar hayatlarının her alanını kuşatan tedbirlerle süreci yönettik. Utanmadan, sıkılmadan öyle tweetler atıyorlar ki biz maskesiz kalmışız, halkımıza maske dağıtamamışız. Bu ne vicdansızlıktır, terbiyesizliktir ya? 146 ülkeye maske gönderen bir ülke var. Biz dünyada nerede bir sıkıntı varsa oranın imdadına yetişmeyi, kendi medeniyetimizin özellikle bize yüklediği bir görev telakki ettiğimiz için bu adımları attık. Ama bunların böyle bir derdi yok.