Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı: (1)

21.11.2022 13:34:00
"(Pençe-Kılıç Harekatı) Sadece bir hava harekatıyla sınırlı kalması söz konusu değil. Burada ne kadarlık bir gücün Kara Kuvvetlerinden buna katılması gerekir; bunu da zaten ilgili birimlerimiz, Savunma Bakanlığımız, Genelkurmayımız birlikte kararını verirler, istişaremizi yaparız, ondan sonra da adımlarımızı buna göre atarız" "Biz bu operasyonla ilgili ne Sayın Biden ile ne Sayın Putin ile herhangi bir görüşme yapmış değiliz" "Türkiye'nin güvenlik teşkilatı, bizler icazetli çalışmıyoruz. Kararı

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pençe-Kılıç Hava Harekatı'na ilişkin, "Sadece bir hava harekatıyla sınırlı kalması söz konusu değil. Burada ne kadarlık bir gücün Kara Kuvvetlerinden buna katılması gerekir; bunu da zaten ilgili birimlerimiz, Savunma Bakanlığımız, Genelkurmayımız birlikte kararını verirler, istişaremizi yaparız, ondan sonra da adımlarımızı buna göre atarız." dedi.


Erdoğan, Katar'da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası açılış töreninden dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.


Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani'nin davetine icabetle gerçekleştirdiği Doha ziyaretini tamamladıklarını belirten Erdoğan, kendisine ve heyetine gösterdikleri ev sahipliği için Şeyh Temim başta olmak üzere Katarlılara teşekkür etti.


Erdoğan, 2022 FIFA Dünya Kupası açılış törenini başarıyla düzenleyen Katar'ı tebrik ederek, yaklaşık bir ay sürecek turnuvaya katılan tüm takımlara başarılar diledi. Turnuvanın sportmenlik ruhuna uygun şekilde huzur ve güvenlik içerisinde tamamlanmasını temenni eden Erdoğan, 1 milyondan fazla kişinin katılmasının beklendiği bu uluslararası spor etkinliğinin, İslam coğrafyasında düzenlenen ilk Dünya Kupası olması hasebiyle ayrı bir önem taşıdığına dikkati çekti.


Stratejik ortak Katar ile ilişkilerin mükemmel seyrettiğini dile getiren Erdoğan, TBMM'de kabul edilen tezkere çerçevesinde "TCG Burgazada" korvetinin Katar karasularında görev yaptığını, Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) çeşitli timlerin Kupa Kalkanı Harekatı kapsamında Katar'da konuşlandığını, çoğunluğu çevik kuvvet olmak üzere 2 bin 242 Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin de mesailerine Katar'da devam ettiğini söyledi.


Ziyaret ve tören vesilesiyle, Katar'da görevlendirilen personelin mesailerini başarıyla yerine getirdiklerini de gördüklerini belirten Erdoğan, "Burada ülkemizi ve milletimizi temsilen görev yapan tüm güvenlik görevlilerimiz bizler için gurur kaynağıdır. Kendileriyle ne kadar iftihar etsek azdır." diye konuştu.


Erdoğan, açılış törenine katılan devlet başkanları ve üst düzey yetkililerle de bu vesileyle bir araya geldiklerini ifade ederek, 2022 FIFA Dünya Kupası'nın bölgeye ve tüm insanlığa örnek teşkil etmesini, hayırlara vesile olmasını, fairplay ruhunun hakim olduğu, kardeşlik ve dostluk mesajlarının verildiği, gençlere umut ve güven telkin eden bir etkinlik olarak tarihe geçmesini diledi.


- "Bir hava harekatıyla sınırlı kalması söz konusu değil"


"Irak ve Suriye'nin kuzeyine yönelik Pençe-Kılıç Hava Harekatı'nın kara harekatıyla devam edip etmeyeceğinin" sorulması, "Rusya'nın kontrolü altındaki bölgeleri Türk Silahlı Kuvvetlerine açtığı" iddiasının hatırlatılarak, "Eğer bu doğruysa terörle mücadele anlamında Moskova ve Ankara'nın ortaklaşa harekatı bölgeye nasıl bir süreç getirecektir" denilmesi üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:


"Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, her şeyden önce Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bu operasyon böyle rastgele, 'Acaba kim ne der, nasıl olur' diye düşünülerek yapılmış bir harekat değil. Daha önce de söylediğimiz gibi, eğer ülkemize, topraklarımıza birileri rahatsızlık veriyorsa bunlara biz bedelini ödetiriz. Nitekim şu anda da birçok saldırı planlaması içinde olan veya bu tür saldırıları gerçekleştiren, tehdit oluşturan terör örgütleri var güneyimizde. Bu Irak tarafında da var, Suriye tarafında da var. Her zaman söylediğim gibi 'Bir gece ansızın gelebiliriz' derken bunu tabii boşu boşuna söylemedik. Zira beklenen, tasarlanan, planlanan saat geldiği anda da bu adımlar atıldı.


Nitekim dün gece yapılan operasyon da bunun tam bir tecellisiydi. Çünkü bu terör örgütlerinin zararsız hale getirilmesi, yok edilmesi bizim şu anda güvenlik güçlerimizin başlı başına, olmazsa olmaz bir görevidir. Bunun sadece bir hava harekatıyla sınırlı kalması da söz konusu değil. Burada ne kadarlık bir gücün Kara Kuvvetlerinden buna katılması gerekir, bunu da zaten ilgili birimlerimiz, Savunma Bakanlığımız, Genelkurmayımız birlikte kararını verirler; istişaremizi yaparız, ondan sonra da adımlarımızı buna göre atarız. Zaten burada varlık gösteren ülkelerle de biz diplomatik ilişkilerimizi yaparak adımlarımızı ona göre attık ve atıyoruz."


- "Tekrar tekrar hatırlatmamıza rağmen bunu yapmadılar, yapamıyorlar"


Erdoğan, "Fırat Kalkanı bölgesine Aynularab'ın (Kobani) da dahil edilmesinin bu operasyonların gündeminde olup olmadığı" sorusunu, "Her zaman zaten o bölge hedefler arasında yer almıştır ve atılan adım da zaten buna göre atılmıştır. Nitekim bu defa da yine aynı şekilde bu hedefte iki önemli bölge vardı. Bunun bir tanesi Irak'ın kuzeyi, bir diğeri de Suriye'nin kuzeyi olan bölgelerdi. Bu bölgelere yönelik adımlarımızı attık ve atmaya da buna devam edeceğiz." diye yanıtladı.


Ruslarla da 2019'da Soçi'de yapılan bir anlaşmayı hatırlatan Erdoğan, "Onların bölgedeki teröristleri temizleme sorumlulukları vardı. Maalesef birçok kez kendilerine tekrar tekrar hatırlatmamıza rağmen bunu yapmadılar, yapamıyorlar. Biz de bunlara karşı sessiz kalmayacağımızı, herhangi bir şekilde kendileri yapamadığı takdirde oradaki teröristlere karşı adım atacağımızı söyledik. Dün de bu çerçevede Kobani'de yuvalanan teröristlere karşı 12 hedefi vurmak suretiyle orada etkisiz hale getirdik. Burada herhangi bir tahdit yok. Bu harekatın sürekliliği söz konusu. Karadan ve havadan gereken neyse yaptık. Bundan sonra da yapacağız." ifadelerini kullandı.


- "Güvenlik teşkilatımızla iftihar ediyorum"


Erdoğan, Beyoğlu'ndaki terör saldırısına ilişkin bir soru üzerine de şu değerlendirmelerde bulundu:


"Biz bu teröristleri yerinde etkisiz hale getirmeye yönelik bütün planlamalarımızı geniş kapsamlı olarak ele aldık ve buna göre de bu çalışmalarımızı sürdürdük, sürdürüyoruz. Hangi aşamaya ne zaman geliriz, ne zaman geçeriz; bunlar ayrı konular. Ancak muhalefetin İçişleri Bakanlığımızı yermesi, 'Sizin bunlardan haberiniz yok muydu' gibi ifadelerle eleştirilmesi tam bir garabet. Yani düşünün, öyle bir güvenlik teşkilatı ki 12 saat içerisinde işin failini ve bunların bağlantılı olduğu bütün kişileri, iltisaklı olduğu 50'ye yakın kişiyi evlerinde, bulundukları yerlerde, çalıştıkları yerlerde yakalamış, hepsini toplamıştır. İşin bir numaralı faili aynı şekilde hemen alınmıştır. Bütün bunlar yapıldığı halde kalkıp parlamentoda konuyla ilgili abuk sabuk böyle garip garip açıklamalar yapıyorlar. Tabii bu onların zülfüyarine dokunuyor. Şunu bir defa bilmeleri lazım; bundan sonra da sizin beraber dayanışma halinde olduğunuz bu teröristler her zaman için er veya geç ama bizim avucumuzun içindedir."


Erdoğan, sadece İstiklal Caddesi'nde 100'ü aşkın kameranın izlendiğini ve hemen gerekenin yapıldığını vurgulayarak, "Bu bizim güvenlik teşkilatımızın, İçişleri Bakanlığımızın, tüm kahraman polis teşkilatımızın ne denli güçlü olduğunun, güçlenerek yoluna devam ettiğinin de bir alametidir. Dolayısıyla ben güvenlik teşkilatımızla iftihar ediyorum." dedi.


Dünya polis teşkilatının, Türk Polis Teşkilatının gücünü kabullenmesinin, "Türk Polis Teşkilatı dünyanın en saygın polis teşkilatıdır" demesinin, rastgele bir tespit olmadığına dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:


"Bu neyle oluyor? İşte bu tür uygulamalarla, gösterdikleri başarılarla oluyor. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde yakalayıp öldürdüklerini görüyoruz. Bizde ise öldürmeye yönelmiyor; canlı yakalamak, dinlemek ve nereyle iltisakları olduğunu, bütün bunları çıkarmak suretiyle bunların üzerine üzerine gittiler, gidiyoruz. İşte burada da olayın Suriye tarafından, nerelerden tevarüs ettiğini, nerelerden ülkemize sızdıklarını, hepsini tespit ettiler, çıkardılar ve üzerilerine üzerilerine de gidiyoruz. Şu anda yargılama süreçleri de devam ediyor."


- "Harekatta 70 kadar muharip ve destek uçağıyla İHA'lar birlikte görev aldı"


Erdoğan, "Harekatın kapsamına dair biraz daha bilgi paylaşmanız mümkün olur mu? Örneğin, Irak ve Suriye'de kaç kilometrelik bir alana, somut bir derinlik anlamında bu operasyon gerçekleşti? Nereler vuruldu? Kaç tane uçak bu operasyona katıldı? Şimdiye kadar nasıl bir bilanço ortaya çıktı?" sorusuna, "Pençe-Kılıç Hava Harekatı'nın icrasında 70 kadar muharip ve destek uçağımız ile İHA'lar hep birlikte görev aldılar." diye yanıtladı.


Harekatta, Suriye ve Irak'ın kuzeyinde ülkeyi, milleti ve hudut güvenliğini tehdit eden teröristlere ait barınak, sığınak, mağara, tünel, mühimmat depolarıyla sözde karargah ve eğitim kamplarından oluşan toplam 89 hedefin başarıyla imha edildiğini bildiren Erdoğan, şunları kaydetti:


"Bu sıradan bir olay değil. Burada çok sayıda terörist etkisiz hale getirildi. Bunlar mağaraların içinde. Bu mağaraların hepsi bombalanıyor. Orada kimin öldüğü, kimin etkisiz hale geldiği, bunların hepsi daha sonra çıkacak. Şu anda gelinen noktada Irak kuzeyinde yaklaşık 140 kilometre derinlikte 45, Suriye'de ise yaklaşık 20 kilometre derinlikte 44 terör yuvası tam isabetle vuruldu. Harekata katılan unsurlarımız hamdolsun vukuatsız olarak tekrar görev mahalline döndüler. Operasyon sürerken sabaha doğru 04.00'te Hulusi Paşa'yla görüştüm, son durum nedir bana anlattı. Bu şekilde başarılı bir operasyonla geceyi kapamış olduk."


- "Operasyonla ilgili ne Sayın Biden ne Sayın Putin ile görüşme yapmış değiliz"


Erdoğan, ABD Başkanı Joe Biden ile Bali'de görüştüğü, Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de sürekli temas halinde olduğu belirtilerek, "Bu operasyonla ilgili konuştunuz mu? Tavırları ne oldu?" şeklindeki soruya şu yanıtı verdi:


"Biz bu operasyonla ilgili ne Sayın Biden ile ne Sayın Putin ile herhangi bir görüşme yapmış değiliz. Fakat bizim her an bu bölgede bu tür şeyleri yapabileceğimizi zaten Sayın Biden da Sayın Putin de biliyor. Nitekim bu olayda da olduğu gibi, her zaman söylüyoruz ya, bir gece ansızın gelebiliriz. Türkiye'nin güvenlik teşkilatı, bizler icazetli çalışmıyoruz. Biz eğer bir adım atacaksak bunun kararını veririz ve bu adımı da atarız. Bu konuda Amerika'nın artık bizi bilmesi lazım. Herhalde biliyordur. Bundan sonraki süreçte zaten bizim çok daha önemli adımları kararlı bir şekilde nasıl atacağımızı, atmamız gerektiğini de inşallah hepsi görecek."


Türkiye'nin NATO'da Amerika ile beraber olduğunu, ancak binlerce araç gereç, mühimmat ve silahı Suriye'deki terör bölgesine Amerika'nın gönderdiğini ve bunun da kendilerini üzdüğünü dile getiren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:


"Bu Sayın Obama döneminden itibaren olmuş, Sayın Trump döneminde sürmüş, Sayın Biden döneminde de devam etmektedir. Peki biz bunu onlarla paylaştık mı? Evet, paylaştık. Ben bunları Sayın Obama ile de paylaştım, Sayın Trump ile de paylaştım, Sayın Biden ile de paylaştım. Kendilerine 'Biz sizinle NATO'da beraberiz, iki önemli müttefikiz. Bize böyle bir tehdit güneyden geldiğine göre siz buradaki terör örgütlerine bu destekleri vermek suretiyle bizi sıkıntıya sokuyorsunuz. Biz bu sıkıntıları yaşayamayız. Gerektiğinde bunlara gereken cevabı da vermek durumunda kalacağız' dedim. Bir şey söyleyemiyorlar. Biz de gerekeni bu noktada yaptık, yapıyoruz, yapmaya da yine devam edeceğiz. Buralardan asla taviz veremeyiz, çünkü bu tür tavizler ülkemiz için sıkıntıdır."


- "Sayın Guterres ile yan yanaydık yine teşekkürlerini, şükranlarını bildiriyor"


"Operasyonlar için 'Bir gece ansızın' sözünü birkaç senedir kullanıyorsunuz. Bu operasyonlar özellikle 2016 Ağustos'tan bu yana yoğun şekilde devam ederken, Türk Silahlı Kuvvetleri en operasyonal dönemini yaşarken, içeriden birileri de 'Seçimler yaklaşıyor, seçimlere yaklaşıldığı için de Cumhurbaşkanı bunu içerideki siyaset için kullanıyor' yorumunu yapıyorlar. Bunlara karşı değerlendirmeniz ne olacak?" sorusuna Erdoğan, "Bunlara karşı yapabileceğimiz aslında herhangi bir değerlendirme yok." yanıtını verdi.


Erdoğan, terörle mücadeleyi yeni başlatmadıklarını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Düşünün, yıllar öncesinde terörün durumu neydi? Sorunlarda listenin başında terör vardı değil mi? Peki şimdi sorunları şöyle bir gözden geçirdiğiniz zaman terör hangi sırada? Şimdi aşağılara indi. Peki ekonomide durum ne? Buyurun işte en son Merkez Bankasının döviz rezervi 123 milyar dolara ulaştı. Bu ay sonuna kadar döviz rezervimiz belki 130 milyar doları bulacak. Ey muhalefet, biz bu rakamlara yabancı değiliz. Başbakanlığım döneminde bizim döviz rezervimiz 135 milyar dolara kadar çıkmıştı. Türkiye buna yabancı değil. Biz bunu yeniden evelallah yakalayabiliriz, üstüne de çıkabiliriz. Bu adımları da atacağız. Bunlar bütün bu provokatif yaklaşımlarıyla zannediyorlar ki 'böyle dersek biz iktidarı çökertiriz'. Hayır, bunların hiçbirisiyle bizi çökertemezsiniz. Çünkü biz emin adımlarla, dünyanın da bu noktada güvenini sağlamak suretiyle yolumuza devam ediyoruz."


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin Rusya-Ukrayna Savaşı'ndaki tavrının, dünyaya verdiği mesajın, açtığı tahıl koridorunun, gübre, amonyakta attığı adımların ortada olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:


"Bütün bunların neticesinde, hangi liderle görüşsek hepsinin bize söylediği şu; 'Gerçekten çok büyük işler başardınız, çok büyük işler başarıyorsunuz ve sizlerle beraber dünya şu anda rahat bir nefes alıyor.' İşte bu akşam Sayın Guterres ile yine yan yanaydık, konuştuk. O da yine teşekkürlerini, şükranlarını bildiriyor. 'Eğer Türkiye bu işin içerisinde olmasaydı biz bu işi başaramazdık' diyorlar. Peki muhalefetten böyle bir şey duydunuz mu, duyuyor musunuz? Bir teşekkür var mı? Yok. Çünkü bizde muhalefet, olumsuzluklar üzerine kuruludur, hakkı teslim etme üzerine değil. Onlar ister kabul etsin ister kabul etmesin, biz yolumuza devam ediyoruz."


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin'in kendisine "Az gelişmiş ülkelere yani fakir ülkelere biz ücretsiz olarak bu tahılı gönderelim." teklifi yaptığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Biz de mutabıkız dedik. Hatta öyle bir planlama yaptık ki biz icabında buğdayı alırız, Türkiye'de bunu una çeviririz, ondan sonra da un olarak bunu o az gelişmiş ülkelere göndeririz. Guterres ile de konuştuğumuz gibi, şu anda bunu buğday olarak alıp una çevirmek ve az gelişmiş ülkelere, fakir ülkelere bizim un olarak bunu göndermemiz de o insanların bize olan hayır duasını artıracaktır." ifadelerini kullandı.


(Sürecek)


DİĞER HABERLER