Cumhurbaşkanı Erdoğan Kovid-19'la mücadeleye ilişkin, "Haziran ayında yoğun bir aşılama kampanyası yürüterek, ülkemiz genelinde normalleşmeyi temin etmeyi hedefliyoruz." dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD merkezli şirketlerin üst düzey yöneticileriyle çevrim içi toplantıya Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden katılarak konuşma yaptı.
Konuşmasına, Türkiye'nin potansiyeline inanan ve aydınlık geleceğine güvenen tüm müteşebbislere şükranlarını sunarak başlayan Erdoğan, toplantının ve yapılacak istişarelerin hayırlara vesile olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizleri dinlemek, sizlerin görüş ve kanaatlerini öğrenmek, ortak yatırım fırsatlarını değerlendirmek arzusundayım." ifadesini kullandı.
Küresel ekonominin koronavirüs salgını kaynaklı gelişmeler nedeniyle son asrın en sancılı dönemini yaşadığını vurgulayan Erdoğan, geride bıraktıkları 1,5 yılın hem şirketler hem de devletler açısından pek çok sınamayı beraberinde getirdiğini anlattı.
Dünya ekonomilerinin birkaç istisna dışında çok ciddi daralmalar yaşadığını dile getiren Erdoğan, özellikle havacılık, turizm, hizmetler sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin salgına karşı alınan kısıtlamalardan olumsuz etkilendiğini ifade etti.
"Aşı konusunda 29 milyon doza yaklaştık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu dönemde güçlü sağlık altyapısının ve sağlık hizmetlerine yapılan yatırımların değerini gördüklerini belirterek, "Salgın döneminde birçok ülkede yaşanan sıkıntıların, tedarik zincirindeki aksaklıkların ve güvenlik zafiyetlerinin hiçbiri Türkiye'de yaşanmadı." dedi.
Kamu-özel ortaklığıyla hayata geçirdikleri şehir hastaneleri ve rekor sürede hizmete aldıkları 1008'er yataklı 2 acil durum hastanesinin salgın döneminde kritik rol üstlendiğine işaret eden Erdoğan, "Salgına karşı en etkili yöntem olan aşı konusunda 29 milyon doza yaklaştık. Özellikle haziran ayında yoğun bir aşılama kampanyası yürüterek ülkemiz genelinde normalleşmeyi temin etmeyi hedefliyoruz." diye konuştu.
Türkiye olarak salgın döneminde sadece sağlıkta değil yatırım, istihdam, üretim, lojistik, kamu güvenliği ve sosyal destekler alanında da pozitif yönde ayrıştıklarını ifade eden Erdoğan, "Dünyada birçok ekonominin adeta durma noktasına geldiği bir dönemde, biz hem kamu hem de özel sektör yatırımlarımızı sürdürdük. Salgın herkes için beraberinde bazı zorlukları getirse de Türkiye'nin önünde yeni fırsat pencerelerinin açılmasını sağladık. Asya merkezli üretim ağına alternatif arayışlarında sanayisi, üretim kapasitesi, rekabetçi fiyatları, nitelikli iş gücü, coğrafi konumu, güçlü altyapısı ile Türkiye'nin adı daha fazla ön plana çıkmaya başladı." değerlendirmesinde bulundu.
"170 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaştık"
Salgın döneminde birçok firmanın, daha önce hiç varlık göstermediği ya da kısıtlı pazar payının olduğu ülke ve bölgelere açılma imkanı bulduğuna dikkati çeken Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Özel sektörümüzün gayreti, devletimizin verdiği destekler ve dinamik salgın tedbirleri sayesinde ekonomimiz 2020 yılını büyümeyle kapattı. Yüzde 1,8'lik oranla Çin'in ardından G20 içerisinde en yüksek büyümeyi kaydeden ülke olduk. Yine bu dönemde G20'de sanayi üretimi en çok artan devletler arasında yer aldık. Geleneksel ihracat pazarlarımızdaki ciddi ekonomik küçülmeye ve dış talep daralmasına rağmen 170 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaştık. Aynı dönemde Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ticaret hacmi yüzde 4 artışla 21 milyar doları aştı."
Dünyada salgının olumsuz etkileri azalıp ekonomide taşlar yerine oturdukça Türkiye'nin yakaladığı ivmenin hızının da arttığına vurgu yapan Erdoğan, "2020'yi suhuletle atlatmamız, 2021 senesine güçlü bir başlangıç yapmamızı sağladı. 2021 yılının ocak-nisan döneminde ihracatımız geçen seneye göre yüzde 33,1 artışla 68 milyar 752 milyon dolara çıktı. Bu iyimser tablonun oluşmasında ülkelerimiz arasındaki dış ticaret artışının da katkısı olduğunu görüyoruz. 2021 yılının ilk 4 ayında ihracatımız, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 45 artarak 4 milyar 272 milyon doları buldu." dedi.
"Türkiye'ye olan yatırım talebinde de ciddi bir artış gözlemliyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek hafta 2021 yılının ilk çeyrek büyüme rakamlarını göreceklerini belirterek, şöyle devam etti:
"Öncü veriler ilk çeyrekte de çok güçlü bir büyüme oranını yakalayacağımıza işaret ediyor. Sanayi üretimimiz 2021 yılı 1'inci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 12,3 arttı. Salgının yol açtığı belirsizliklere rağmen Türkiye'ye olan yatırım talebinde de ciddi bir artış gözlemliyoruz. Uluslararası doğrudan yatırımların yüzde 42 azaldığı 2020 yılında, Türkiye yaklaşık 8 milyar dolar doğrudan yatırım çekmeyi başardı. Amerika'nın Türkiye'deki doğrudan yatırımları 13 milyar dolara, Türk firmalarının Amerika'daki yatırımları ise 7,2 milyar dolara ulaştı."
Türkiye ve Türk ekonomisine güvenen tüm Amerikalı firmalara teşekkür eden Erdoğan, "Üç kıtanın kalbi konumundaki Türkiye'yi sizlerin de destekleriyle küresel bir üretim ve teknoloji üssü haline getireceğimize inanıyorum." dedi.
"Amerika'dan daha yapıcı hareket etmesini bekliyoruz"
Türkiye ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki uzun yıllara dayanan köklü, çok boyutlu müttefiklik ilişkisini önemsediklerini vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zaman zaman yaşanan fikir ayrılıklarına rağmen ortaklığımız ve müttefiklik ilişkilerimiz her türlü badirenin üstesinden gelmeyi başarmıştır. Amerika ile Suriye'den Libya'ya, terörle mücadeleden enerjiye, ticaretten yatırımlara kadar geniş bir yelpazede ciddi iş birliği potansiyelimiz bulunuyor. Ülkelerimiz arasındaki mevcut mekanizmaları işleterek hızla mesafe almak istiyoruz. Ekonomik Ortaklık Konseyi, Ekonomik ve Ticari Stratejik İşbirliği Çerçevesi, Ticaret ve Yatırım Çerçeve Anlaşması Konseyi gibi bu tür mekanizmaları devreye almamız gerekiyor. 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize ulaşmak için samimi, saygılı, ortak çıkarlara ve değerlere dayanan bir yaklaşıma ihtiyaç duyuyoruz. Çelik ve alüminyum sektöründeki ilave tarifeler, Türkiye'nin genelleştirilmiş tercihler sistemi dışında bırakılması, Türkiye menşeli ihraç ürünlerine yönelik anti-damping önlemleri gibi adımlar bize yakışmıyor. Bu konularda Amerika'dan daha yapıcı hareket etmesini bekliyoruz. Başkan Biden'ın 1915 olayları hakkında yaptığı açıklama ilişkilerimize ilave yük getirse de Sayın Biden ile NATO zirvesinde gerçekleştireceğimiz görüşmenin yeni dönemin habercisi olacağına inanıyorum."
"Uluslararası şirketlere daima destek olduk"
Türkiye olarak hem ticarette hem de yatırımlarda gereken adımları atmakta kararlı olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesinde yeni Amerikan yönetiminin de bizimle aynı iradeye sahip olduğunu görmekten memnuniyet duyuyoruz. Şimdiye kadar karşılaştığımız çeşitli haksızlıklara rağmen siyasetin, yatırım ve ticari ilişkilerimize zarar vermemesi için azami hassasiyet gösterdik. Ülkemize yatırım yapan, istihdam oluşturan, ekonomik katkı sağlayan uluslararası şirketlere daima destek olduk." ifadelerini kullandı.
Kısa dönemli kazançlar uğruna serbest piyasa ekonomisinin ve kurallara dayalı uluslararası ticaretin aşındırıldığı salgın döneminde de dahi ticarette korumacı politikalara asla başvurmadıklarını belirten Erdoğan, özellikle yabancı sermaye düşmanlığı, yabancı karşıtlığı, antisemitizm gibi ırkçılık gibi çarpık zihniyetlerin Türk toplumunda zemin bulmasına hiçbir zaman fırsat vermediklerini, vermeyeceklerini söyledi.
"Reform gündemimizden asla kopmadık"
Gerek ilgili bakanlıklar gerek Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi aracılığıyla yatırım camiasıyla iletişim kanallarını açık tuttuklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunun yanında 19 yıldır reform gündemimizden asla kopmadık. Şimdiye kadar karşılaştığımız sorunların üzerine nasıl çözüm odaklı gitmişsek bugün de aynısını yapıyoruz. Değişen şartlara ve ihtiyaçlara göre ekonomide, özgürlüklerde, hukuk ve adalette reform çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Kısa süre önce İnsan Hakları Eylem Planımız ile Ekonomi Reform paketimizi kamuoyunun takdirine sunduk. 2023'e giden süreçte ülkemizi darbe anayasasından kurtararak yeni sivil bir anayasaya kavuşturma niyetimizi de ilan ettik. Yine bu dönemde Türkiye Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejisi Belgesini hazırladık. Böylece ülkemizin ihtiyaç duyduğu katma değerli yatırımları tanımladık.
Bu yatırımları çekebilmek için kurumlarımıza düşen sorumlulukları belirledik. İnşallah yakında belgemizi de milletimiz ve uluslararası yatırımcılarla paylaşacağız. Uluslararası doğrudan yatırımlardan ülkemizin yıllık aldığı payı orta vadede yüzde 50 oranında artırmak istiyoruz. Bu amaçla teşvik sistemimizi sadeleştirerek, yatırımcıların teşviklerden daha kolay yararlanmasını sağlayacağız. Yatırımları miktar olarak artırırken ülkemizin teknolojik dönüşümünü hızlandıracak, istihdam oluşturacak ve cari dengemize pozitif katkı sağlayacak projelere özel önem veriyoruz. Bilgi ve iletişim teknolojileri, enerji ve lojistik başta olmak üzere belli alanlarda uluslararası yatırımcıları çekmeye devam edeceğiz. Ticaret Bakanlığımız, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Dijital Dönüşüm ofislerimiz ile diğer kurumlarımız yeni yatırım projelerinizde sizlere gereken her türlü desteği vermeye hazırdır. Bu düşüncelerle sözlerimi bitirirken her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, soru ve değerlendirmelerinizi almak istiyorum."