Partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 104 emekli amiralin yayımladığı bildiriye değindi. Bildiri için "Buram buram darbe kokuyor" ifadesini kullanan Erdoğan, "Bu emekli amiraller ne yazık ki talimatı kendi başkomutanları Kılıçdaroğlu'ndan alıyor" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
"Yasaklar ve zulüm arenası haline getirilmiş bir ülke devraldık"
Hükümete geldiğimizde demokrasinden kalkınmaya kadar her alanda yokluk, yoksulluk, yasaklar ve zulüm arenası haline getirilmiş bir ülke devraldık. Eski Türkiye ile bugünkü Türkiye'nin mukayesesini her fırsatta milletimizle paylaşmamız gerekiyor.
AK Parti iktidara geldiğinde CHP Genel Başkanı herhalde ellilerinin başındaydı. Kendisinden 20 yıl öncesinin Türkiye'si ile bugünün Türkiye'sini elini vicdanına koyarak karşılaştırmasını istiyoruz. Gittiği yollar aynı yollar mı, gördüğü yollar aynı yollar mı, gördüğü binalar aynı binalar mı, aldığı hizmetler aynı hizmetler mi, ülkenin vizyonu aynı mı?
"İzmir'e neler yaptı bu iktidar"
Bir günden bir güne bu zatın ağzından memlekete şöyle iyi bir şey de yapıldı sözünü duymadık.
Tam tersine CHP Genel Başkanı, tüm konuşmalarında yarısı yalan, yarısı yanlış bir sürü iddia ortaya atıyor. Kendisi İzmir milletvekili. İzmir'e bir bak ya. İzmir'e neler yaptı bu iktidar. Çevre illerle, uzak illerle başta İstanbul olmak üzere, Ankara olmak üzere buralara ne gibi bağlantılar yapıldı? Ne gibi yatırımlarla İzmir buralara bağlandı? CHP'nin geçmişinden bugüne İzmir'e yapılmış en ufak bir yatırım var mı ya?
"Darbecinin emeklisi, muvazzafı olmayacağını bilmeyecek kadar cahil"
Öyle ki bir grup emekli amiralin buram buram darbe iması kokan açıklamalarını ekonomiyle ilgilendirerek gündem saptırma olarak aklamaya çalışacak kadar şirazesinden koptu. Darbecinin emeklisi, muvazzafı olmayacağını bilmeyecek kadar bunlar cahil. Yoksa bu bir sinsilik mi? Orasının takdirini milletimize bırakıyorum. Bununla da kalmayıp bizi herkesi terörist, herkesi darbeci ilan etmekle suçluyorlar. Tabii kendileri teröristlerle al takke ver külah ilişkisi içerisinde oldukları için teröriste terörist dememizden rahatsız oluyorlar.
Çünkü bakıyorlar ki Gabar çökertildi, Cudi çökertildi, Tendürek çökertildi, Bestler Deresi çökertildi. Bütün bunları gördükçe rahatsız oluyorlar. Daha da ileri giderek, çıkmış bunlardan bir tanesi Suriye sınırında bazı yerleşik durumlar olabilir, bu çok daha isabetli olur diyecek kadar şirazesini kaybetmiştir. Kim bu? Bu da sözcüleri.
"Darbeciye darbeci dememizden de huzursuzluk duyuyorlar"
Kendileri tüm hayatları boyunca iktidarı darbe ve vesayet gölgesinde aradıkları için darbeciye darbeci dememizden de huzursuzluk duyuyorlar. Teröristle, darbecilerle mücadelemizi ekonomiyle ilişkilendirerek kendi akıllarınca bir taşla iki kuş vurmanın hesabını yapıyorlar. Hem terörist ve darbecileri aklıyorlar hem de ekonomi üzerinden milletimizin özellikle de gençlerimizin umudunu kırarak ülkemizi güven ve istikrar yerine kaos iklimine yönlendirmeye çalışıyorlar.
"Bu emekli generallerin merkezinde CHP’nin kendisi vardır"
Türkiye daha 15 Temmuz acısının yaralarını saramamışken, bir grup emekli askerin aslı astarı olmayan meseleler üzerinden milli iradeyi, ülkenin seçilmiş yönetimini tehdit etmelerini küçümseyen, darbecinin ta kendisidir. Çok açık, net söylüyorum, şu anda bu emekli generallerin merkezinde CHP’nin kendisi vardır. Bu 104’ün içerisinde şu anda CHP üyesi olanlar vardır. İncelemeler devam ediyor. Kim bilir daha ne kadar çıkacak.
Hadi 15 Temmuz'da Bay Kemal, tankların arasından sıvışıp, milletin sokakta verdiği mücadeleyi rahat koltuklarında kahve içerek televizyonda seyretmiş olabilirsin. Bu senin korkaklığındır. Bundan sonra yemezler, bundan sonra yutmazlar. Bundan sonra hesabını bu işin çok ağır vereceksiniz. Siz kaçacaksınız, biz kovalayacağız. Zira darbe heveslilerini bu derece hararetli bir şekilde savunmanıza asla millet müsaade etmez, biz de müsaade etmeyiz. Demek ki mesele korkaklık, mesele yüreksizlik, mesele geçmişten utanmak değilmiş.
"Bu zata diyet olarak darbecilerin sözcülüğü vazifesinin tevdi edildiği anlaşılıyor"
Oturduğu koltuğa mide bulandırıcı bir kaset kumpasıyla getirilen bu zata diyet olarak darbecilerin sözcülüğü vazifesinin tevdi edildiği anlaşılıyor. Aksi takdirde akıl ve izan sahibi hiçbir siyasetçi, doğrudan kendi varlığını hedef alan anti-demokratik bir girişim karısında böyle bir girişim karşısında böyle bir tavır içine giremez. Kendi iktidarını ülkenin ve milletin felaketinde gören bu habis zihniyeti en az teröristler ve darbeciler kadar tehlikeli görüyoruz.
"Salgınla mücadeleyi 84 milyonun sağlığını ilgilendiren bir mesele olarak görüyoruz"
Kılıçdaroğlu dün hızını alamayıp işi salgınla mücadelede en önemli referans kaynağımız olan, ülkemizin kendi alanlarının en yetkin isimlerinden oluşan Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’na saldırmaya kadar vardırdı. Salgınla mücadeleyi siyaset üstü 84 milyonun tamamının sağlığını ilgilendiren milli bir mesele olarak görüyoruz. Bilim Kurulu üyelerimize kadar bugüne kadar verdikleri hizmetler için de ben şahsım, ailem, grubum ve milletim adına kendilerine teşekkür ediyorum.
Bilim Kurulu başta olmak üzere sağlıkta ölen nice kardeşlerimiz oldu. Bunlarla ilgili Bay Kemal, senin bir derdin oldu mu? Kılıçdaroğlu’nun bir dakikalık şov uğruna bilimi ayaklar altına almasının takdirini ben sağlık çalışanlarımıza ve milletimize bırakıyorum. Rabbim ülkemizi bu habis zihniyetin tasallutundan, bu zihniyetin yol açacağı tahribattan, bu zihniyetin sebebiyet vereceği yıkımdan muhafaza eylesin diyorum.
"Ülkemizi büyütme ve güçlendirme mücadelemizi sürdürüyoruz"
En tehlikeli yalan, içine doğruların karıştırıldığı yalandır. CHP Genel Başkanı da doğruluğunu yanlışlığını bilmediğimiz çoğu kurgu olduğu açıkça belli, küçük ve istisnai örnekler üzerinden yanlış, yıkılmış, batmış, bitmiş Türkiye fotoğrafı çizmeye çalışıyor. Türkiye’nin son 8 yıldır kesintisiz yaşadığı saldırılar sebebiyle elbette ödediği bir bedel vardır. Koronavirüs salgının özellikle hizmet sektöründeki olumsuz etkilerini gayet iyi biliyoruz. Bir yandan sınırlarımız içinde ve dışında terör örgütlerinden darbecilere kadar geniş bir cephede mücadele verirken diğer yandan da ülkemizi kalkındırma, büyütme ve güçlendirme mücadelemizi sürdürüyoruz.
"Bunlar Türkiye işgal edilse keyifle kadeh kaldıracak hale gelmiştir"
Çevremize baktığımızda Türkiye’nin Kılıçdaroğlu’nun ısrarla göstermeye çalıştığı gibi dizlerinin üstüne çökmüş, yerle yeksan olmuş bir ülke haline gelmesini sabırsızlıkla bekleyenler olduğunu zaten görüyoruz. İşin acı tarafı düşmanın kılıcıyla kendi ülkesine saldıran profile sahip bir ekibin, ülkenin ikinci büyük partisini adeta işgal etmiş olmasıdır. Bunlar Türkiye işgal edilse keyifle kadeh kaldıracak kendi ülkelerinden nefret edecek hale gelmiştir.
"Vatandaşımızın derdine bugün de yarın da biz derman olacağız"
Bu ülkede tenceresini kaynatmakta zorlanan her vatandaşımızın derdine, 19 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da yine biz derman olacağız.
"Kılıçdaroğlu, sen ne zaman doğru konuşacaksın"
Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz yıl 99 bin 588 esnafımızın terkin yaptığını, yani işini terk ettiğini söyledi. Hakikati ifade ediyor mu? Hayır. Çünkü aynı dönemde 365 bin 533 esnaf tescil yaptırmış, yani işe başlama bildiriminde bulunmuştur. Kılıçdaroğlu, sen ne zaman doğru konuşacaksın.
"Reform paketlerimizi açıkladığımız takvime göre hayata geçireceğiz"
Bir süre önce açıkladığımız ekonomi reform paketi, makro göstergelerden yapısal politikalara varıncaya kadar bu başarı hikayesini daha yükseğe çıkaracak unsurlar içeriyor. Sanayiciden esnafa, iş adamından işçiye, öğrenciden emekliye kadar hepsine, bütün bunlara yönelik somut politikalarımızı içeren reform paketlerimizi açıkladığımız takvime göre hayata geçireceğiz.
Kasım 2002 seçimlerinin ardından ülkenin yönetimini devraldığımızda Türkiye’yi eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik üzerinde kalkındıracağımızın sözünü vermiştik. Hamdolsun bu başlıklarla birlikte her alanda ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracak icraatlar gerçekleştirdik.
Geçmişte muhtarların mühürlerini toplatarak tüm muhtarlıkların kapısına kilit vurmaya kalkanların, bugün yaptıkları muhtar edebiyatının ne kadar sahte olduğunu ise söylemeye bile gerek duymuyorum.
"Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yanındayız, yanında olmayı sürdüreceğiz"
Milletimizle birlikte biz de tüm kalbimizle, darbecilerden temizlenen Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yanındayız, yanında olmayı sürdüreceğiz. Rabbime, bana böyle bir ordunun 'başkomutanı' sıfatını bahşettiği için binlerce kez hamdüsenalar ediyorum.
Ülkemizin en büyük ve en stratejik altyapı projesi olan Kanal İstanbul ile ilgili hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Projenin ÇED raporu, 56 kurum ve kuruluşun, 200’den fazla bilim insanının, medyanın ve vatandaşlarımızın katkılarıyla tamamlandı.
Kanal İstanbul Projesi
Ülkemizin en büyük ve en stratejik altyapı projesi olan Kanal İstanbul ile ilgili hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Projenin ÇED raporu, 56 kurum ve kuruluşun, 200’den fazla bilim insanının, medyanın ve vatandaşlarımızın katkılarıyla tamamlandı.İnşa edeceğimiz 45 kilometre uzunluğa, 21 metre derinliğe, 275 metre taban genişliğine, en dar yerinde 360 metre su yüzeyi genişliğine sahip Kanal İstanbul, bölge için yeni bir nefes borusu olacaktır. İsteseniz de istemeseniz de biz Kanal İstanbul'a başlıyoruz, yapacağız ve milletimizin emrine amade edeceğiz.
İnşallah bu önemli projenin etaplar halinde yapılacak ihalesine çok yakında çıkıyoruz. Yaz aylarında da inşallah temelini atıyoruz. Epeyce bir gecikmeyle de olsa inşasına başlayacağımız Kanal İstanbul'un şimdiden ülkemize, milletimize hayırlı olsun diyorum.