Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Grand Cevahir Kongre Merkezi'nde Mevlid-i Nebi Haftası Açılış Programı'da konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
Bu güzel gecenin başta Gazze’deki mazlumlar olmak üzere yeryüzünün farklı köşelerinde ölümle, açlıkla, zulümle ve zalimle boğuşan tüm mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum.
Peygamber efendimiz her anıyla ve yaşantısıyla en güzel örnektir. Dünya hayatında kendimize örnek aldığımız, izinden gittiğimiz, yoluna hayatımızı adadığımız tek insan Resulullah Efendimizdir. Bizim rehberimiz de önderimiz de uğruna can vereceğimiz maşukumuz da odur.
Diyanet Başkanlığımız öncülüğünde tertiplenecek programlarla dünya hayatının gailesi altında yorulan, örselenen sıkışan kalplerimizi Peygamber Efendimizin aşkıyla pür nur eyleyeceğiz.
"Şahsiyet iman, ahlak, hikmetle gelişir"
Şahsiyet inşası, sadece ferdi bir sorumluluk değil aynı zamanda toplumsal bir görevdir. Şahsiyet iman, ahlak ve hikmetle gelişir.
Güçlü şahsiyetler sağlam bir toplumun teminatıdır. Bireyler ahlaklı, erdemli, merhametli olduğunda, toplumda da adalet, huzur, emniyet ve refah olur.
"2 asırdır kuşatma altındayız"
Millet olarak son iki asırdır çok yönlü, çok ince düşünülmüş bir kuşatmayla karşı karşıyayız. Milletimizin ruh köküyle, kadim medeniyet değerleriyle bagını zayıflatmak isteyenler yıllardır aynı noktayı hedef alıyor.
Aralarında FETÖ'cü ve bölücülerin ne olduğu malum mahfiller bunu son derece planlı, son derece sinsi ve kurnazca yapıyor. Bu ideolojik bağnazlık son günlerde öyle vahim boyutlara ulaştı ki cuma hutbesini hutbede okunan ayeti kelimeleri hedef almaya başladılar.
Kendini bilmezin birisi çıkıyor, hem de bu ülkenin muhalefet partisi adına doğru düzgün bilgisinin olmadığı dini konularda ahkam kesiyor. Diyanet teşkilatımıza, hocalarımıza, utanmazca had bildirmeye kalkıyor. Bunu yaparken de cehaletini gizlemek için Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'in arkasına saklanıyor onu paravan olarak kullanıyor. İçinde ne varsa ortaya dökmek yerine Gazi Mustafa Kemal'i hadsizliğine alet ediyor. Buram buram tek parti faşizmi kokan bu ilkellik karşısında maalesef mensubu olduğu parti içerisinden akıl, vicdan ve biraz feraset sahibi hiç kimseyi itir etmiyor, genel başkan dahil hiç kimse tepki göstermiyor. Bakınız aynı ideolojik fanatizm 85 milyon olarak hepimizin yüreğini yakan Narin yavrumuzun vahşice katledilmesi hadisesinde de yaşanıyor. Birileri daha olayın ilk anından itibaren bu cinayeti bir kamplaşma, bir kutuplaşma aracına dönüştürmek için her yola başvurdu.
"Narin'in hesabı sorulacak"
Kimileri 8 yaşında hayattan koparılmış bir çocuğun cenazesi üzerinden siyaset yapacak kadar insanlıktan çıkabiliyor
Masum bir yavruyu alçakça katledenlerden döktükleri her damla kanın burunlarından fitil fitil getirilmesi için her türlü adıma atacağız.
Tekirdağ'daki alçaklığın da hesabını mutlaka adalet karşısında soracak, bu sabiye işkence eden çukurların da en ağır cezayı almaları için mücadele edeceğiz.
Bu vahşet öne sürülerek aile müessesi, dini kurumlar, hatta Kürt kardeşlerimiz hedef alınıyor. Açık söylüyorum bu vicdansızlıktır.