Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Avrupalı siyasetçiler İslam düşmanlığını siyasi ranta çevirmenin hesabını yapıyor

19.10.2021 13:04:00
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avrupalı siyasetçiler toplumu kanser hücresi gibi saran İslam düşmanlığı ile mücadele yerine bunu istismar etmenin, siyasi ranta çevirmenin hesabını yapıyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT World Forum 2021'in açılışında, katılımcılara videomesaj yoluyla hitap etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

TRT World Forum'un kıymetli katılımcıları, iş, medya ve akademi dünyamızın değerli mensupları, saygıdeğer misafirler, sizleri en kalbi duygularımla hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. TRT World Forum 2021'in, dünyamız, bölgemiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum.

Yurt içinden ve yurt dışından foruma katkı sunacak tüm bilim, medya, siyaset insanlarımıza şimdiden şükranlarımı sunuyorum. TRT yönetimi ile bu güzel programa destek veren kurum ve kuruluşlarımızı canı gönülden tebrik ediyorum.

"Salgının artçı sarsıntılarını hissetmeye devam ediyoruz"

İnsanlık olarak bir süredir ekonomik, sosyal, siyasi, beşeri boyutları olan büyük bir sağlık kriziyle mücadele ediyoruz. Yaklaşık 2 sene önce hayatımıza giren COVID-19 salgını etkisini yitirmekle birlikte gündemimizi işgal etmeyi sürdürüyor. Salgının artçı sarsıntılarını, ekonomi başta olmak üzere farklı alanlarda hissetmeye devam ediyoruz. Böylesi devasa bir krizin ardından hayatın eski normaline dönmesi elbette zaman alacaktır. Bu süreçte yaşananlar artık dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını göstermiştir.

"Barış ve adaleti sağlamakla görevli kurumlar bir kez daha sınıfta kalmıştır"

Son 2 yıla damgasını vuran bu salgın, bireylerin hem kendilerine hem içinde bulundukları topluma hem de küresel siyasete yaklaşımlarını kökten değiştirmiştir. Küresel sistemdeki tenakuz ve paradokslar daha önce hiç olmadığı kadar gün yüzüne çıkmıştır. Özellikle refah bakımından dünyada üst sıralarda yer alan ülkelerin sağlık ve sosyal yardım altyapılarının ne derece kırılgan olduğu görülmüştür. Tüm insanlığın geleceğini tehdit eden bu kriz karşısında dünyada barış ve adaleti sağlamakla görevli kurumlar bir kez daha sınıfta kalmıştır.

"İslam karşıtlığı ve göçmen karşıtlığı yeniden alevlenmiştir"

Az gelişmiş ülkeler ve yoksul toplum kesimleri, kaderlerine terk edilmiş, ticarette korumacılık artarken tedarik zincirlerinde kırılmalar yaşanmıştır. Ekonomik sıkıntılarla birlikte batılı ülkelerde nefret suçları ürkütücü boyutlara ulaşmıştır. Sosyal devlet kavramı ağır yara alırken gelir adaleti daha da kötüleşmiş, İslam karşıtlığı ve göçmen karşıtlığı yeniden alevlenmiştir. Nitekim buzdağının sadece görünen kısmı olsa bile istatistikler bizi, vatandaşlarımızı ve tüm insanlığı bekleyen tehditleri ortaya koyuyor.

"Tarihi bir fırsatın heba edildiğini görmekten üzüntü duyuyoruz"

Avrupalı siyasetçiler toplumu tıpkı bir kanser hücresi gibi saran İslam düşmanlığıyla mücadele etmek yerine bunu istismar etmenin, siyasi ranta çevirmenin, oya devşirmenin hesabını yapıyor. Uzun yıllar bu tehditlere dikkat çeken bir siyasetçi olarak şahit olduklarımız karşısında endişelerimiz daha da artıyor. Açıkçası küresel barış ve adaleti tesis yolunda tarihi bir fırsatın heba edildiğini görmekten üzüntü duyuyoruz. Bize büyük bir aile olduğumuzu tekrar hatırlatan koronavirüs salgınını ne yazık ki iş birliği ve dayanışma açısından hakkıyla değerlendiremedik.

Dünya genelinde 5 milyona varan ölümleri virüse veya yetersiz sağlık hizmetlerine bağlamak hem kolaycı hem de hatalı bir yaklaşım olacaktır. Bu tablonun ortaya çıkmasının en önemli sebebi, zayıf yerine güçlüyü koruyan, paylaşmak yerine sömürüyü teşvik eden, kanaat yerine hırsı, bencilliği, tamahkarlığı özendiren mevcut sistemdir.

"Uluslararası kurumlardaki reform ihtiyacı artık görmezden gelinemez"

Birinci Dünya Savaşı sonrası temelleri atılan, İkinci Dünya Savaşı sonrası tahkim edilen bu sistem, uzun süredir adalet ve istikrar üretmiyor. İslam aleminin söz hakkının olmadığı, Afrika'nın, Latin Amerika'nın, Güney Asya'nın taleplerinin dikkate alınmadığı, sadece gücü elinde bulunduran 5 ülkenin çıkarlarının gözetildiği bu sistemin, halihazırdaki yapısıyla devam etmesi mümkün değildir. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurumlardaki reform ihtiyacı artık görmezden gelinemez.

"Yürüttüğümüz bu mücadeleyi çok daha yukarılara taşımakta kararlıyız"

Türkiye olarak bu reform ihtiyacını yıllardır "Dünya beşten büyüktür" ifadesiyle dile getirmekteyiz. Bu konudaki somut tekliflerimizi kısa süre önce "Daha adil bir dünya mümkün" diyerek milletimizle ve tüm dünyayla paylaştık. Böylece sadece eleştirilmek yerine temsilde adaletin sağlandığı ve veto imtiyazının kaldırıldığı bir Birleşmiş Milletler için ilkeli, kapsamlı, stratejik ve uygulanabilir bir model sunduk. 76'ncı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığım görüşmelerde ülkemizin bu çabalarının makes bulduğunu görmekten ayrıca memnuniyet duyduk. Tüm mazlum ve mağdurlar adına yürüttüğümüz bu mücadeleyi çok daha yukarılara taşımakta kararlıyız. İnsanı merkeze alan, adaleti ve hakkaniyeti önceleyen, güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu küresel bir düzen kurulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

"Güç ve Paradoks: 21. Yüzyılda Büyük Stratejiyi Anlamak" teması altında TRT World Forum'da yapılacak tartışmaların bizlere yeni ufuklar açacağına inanıyorum.

DİĞER HABERLER