TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'nin bir kısmında tırnak tutmaya, palazlanmaya, karanlık hesaplarına bölge halkını kurban etmeye hazırlanan terör örgütünün başını da er geç ezeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın." dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Irak'ta terörle mücadelelerine destek veren merkezi hükümete ve bölgesel yönetime teşekkür etti.
"Suriye'nin bir kısmında tırnak tutmaya, palazlanmaya, karanlık hesaplarına bölge halkını kurban etmeye hazırlanan terör örgütünün başını da er geç ezeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın." diyen Erdoğan, Arabıyla Kürdüyle Türkmeniyle diğer kesimleriyle bölgede yaşayan her insanı kucaklayan, herkesin güvenliğini ve geleceğini düşünen tek ülkenin Türkiye olduğunu bildirdi.
Başı dara düşen herkesin, umudunu Türkiye'ye bağlayarak, kendilerinden destek talep etmesinin sebebinin de bu olduğunu dile getiren Erdoğan, "Nitekim ülkemizin koruması altındaki yerlerde yaşayıp da can ve mal güvenliğinden endişe duyan, inancı ve kültürü üzerinde baskı hisseden hiç kimse olamaz. Attığımız her adımla bu hakikati tekrar tekrar ispat ediyoruz." diye konuştu.
-"İnşallah yakında Kandil diye bir yer kalmayınca..."
Yaptıkları operasyonlardan, terör örgütü ve yandaşları dışında rahatsız olan kimsenin olmadığına dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu süreçte HDP, gerçek anlamda bir sivil siyasi parti olmadığını, terör örgütünün payandalığı dışında bir hükmi şahsiyeti bulunmadığını bir kez daha ispatlamıştır. 28 Şubat ittifakının gizli ortağının yularının Kandil'in elinde olduğunu gösteren bu tavrının takdirini milletimize bırakıyorum. İnşallah yakında Kandil diye bir yer kalmayınca bu parti görünümlü terör örgütü payandasının da varlık sebebi ortadan kalkacaktır. Ülkemizi, çözüm süreci gibi bir fırsatı dahi değerlendirmekten aciz bu yapının yükünden kurtarmak, 2023'ün en önemli kazanımlarından biri olacaktır."
-"Bizde riyakarlık yok. Ne düşünüyorsak onu söylüyoruz"
Türkiye'nin, gönül coğrafyası sınırlarını aşan bir ülke olduğuna dikkati çeken Erdoğan, özellikle yakın bölgelerinde yaşanan her krizde, her trajedide, hiçbir çıkar hesabı gütmeksizin zalimlerin karşısında, mazlumların yanında yer almayı medeniyetlerinin ve tarihlerinin kendilerine yüklediği bir sorumluluk olarak gördüklerini söyledi.
Bu çerçevede Suriye'den Libya'ya, Ukrayna'dan Filistin'e kadar her konuda ilkeli bir yaklaşım sergilediklerini, insani ve vicdani önceliklerinden asla vazgeçmediklerini vurgulayan Erdoğan, "Çevremizde ve dünyada ne olursa olsun bizim yerimiz, bizim yaklaşımımız, bizim tutumumuz gayet nettir, açıktır, bellidir. Bizde riyakarlık yok. Ne düşünüyorsak onu söylüyoruz. Ne söylüyorsak onu yapıyoruz. Böyle olduğu için de savaşan tarafların bile saygısını, güvenini, itimadını kazanan bir ülke durumundayız. Bununla kalmıyoruz, son 20 yılda ülkemize kazandırdığımız güçlü altyapı ve özgüvenin üzerinde yeni vizyonlara, yeni hedeflere doğru yol alıyoruz. Bölgesel ve küresel alanda siyasi etkimizi artırırken, ekonomik potansiyelimizi de harekete geçirdiğimiz bir dönemdeyiz." ifadelerini kullandı.
-"Manevi isyana sürüklerse asıl felaketimiz işte o zaman başlar"
Millete söz verdikleri gibi Türkiye'yi yatırım, istihdam, üretim ve ihracat yoluyla büyütmeyi sürdürdüklerine işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu.
"Elbette sorunlarımız, sıkıntılarımız, sancılarımız var. Hepsinin de farkındayız, hepsini de takip ediyoruz. Her biri üzerinde çalışıyoruz. Geçmişte bu ülkeyi vesayetin, terör örgütlerinin, darbecilerin, uluslararası tetikçilerin pençesinden nasıl kurtardıysak inşallah bunları da aynı şekilde çözüme kavuşturacağız.
Rabb'imiz, Kur'an-ı Kerim'de müteaddit defalar bize mallarımız ve canlarımız konusunda imtihana çekileceğimizi hatırlatıyor. Güney komşumuz Irak can imtihanını 2 milyon, Suriye 1 milyon kayıpla verdi. Şimdi Ukrayna aynı imtihanla yüzleşiyor. Biz terörle mücadele imtihanımızı 40 bin canımızı toprağa vererek geride bıraktık. Yarın hangi ülkenin, hangi toplumun, neyle imtihan olacağını Allah bilir. Şayet yaşadığımız sıkıntılar bizi şükürsüzlüğe ve onun yol açtığı mutsuzluğa, hele hele de Allah göstermesin, manevi isyana sürüklerse asıl felaketimiz işte o zaman başlar.
Hamdolsun her karışında can ve mal güvenliğinin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Hamdolsun kendi topraklarının ve halkının güvencesi olmanın ötesinde tüm dost ve kardeşleri için umut kapısı bir ülkede yaşıyoruz. Hamdolsun çalışmak isteyen herkesin iş bulabildiği, müteşebbislere fırsat kapılarının her alanda açık olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Hamdolsun dünyanın dört bir yanında üretim ve tedarik zincirlerinin çöktüğü, belirsizliklerin arttığı bir dönemin yükselen yıldızı ülkesinde yaşıyoruz. Hamdolsun çevresi ateş çemberi ile çevriliyken kalkınma hedeflerinden vazgeçmeyen, demokrasisini işleten bir ülkede yaşıyoruz. Hamdolsun dünyada yaşanan her krizin, her sarsıntının, her gelişmenin önemini ve gücünü teyit ettiği bir ülkede yaşıyoruz."
-"Var gücümüzle milletimizin yanında yer aldık"
Önlerindeki meselelere böyle baktıklarını ve ısrarla, dirayetle, cesaretle kendi programlarını uyguladıklarını belirten Erdoğan, "Türkiye'nin bugünündeki sıkıntıları çözmenin ötesinde, yarınını kurtaracak adımları atıyor, yapıları inşa ediyor, mekanizmaları oluşturuyoruz. Milletimiz şahittir. Hükümete geldiğimiz günden beri, ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetlerle hep insanlarımızın gelirlerini artırmanın, refahlarını yükseltmenin, hak ve özgürlüklerini genişletmenin peşinde olduk. Ne zaman bir sıkıntı, bir tehdit ortaya çıksa ülkenin tüm imkanlarını insanlarımızın lehine seferber ettik." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yakın zamanda salgın sürecinde yaptıklarının ortada olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Salgının sebep olduğu olumsuzluklara çarpan etkisi yapan kur dalgası ekonomimizi etkilediğinde, var gücümüzle milletimizin yanında yer aldık. Pek çok farklı başlık altında her kesime destek sağladık. Karadeniz'deki savaş ise küresel ekonomi de zaten yaşanmakta olan sarsıntıyı ve bunun ülkemize olan etkilerini daha da derinleştirdi. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere, her yerde yükselen enflasyonun ve tedariki zorlaşan ürünlerin yol açtığı sıkıntıların haberlerini takip ediyoruz. Bu tablo karşısında bize düşen, içinden geçtiğimiz imtihanın farkında olarak önce birliğimize ve beraberliğimize, onunla birlikte 2023 hedeflerimize sıkı sıkıya sarılmaktır. İşte bu anlayışla biz işimize bakıyoruz."
(Sürecek)