TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde de arz güvenliği ve fiyat istikrarı için her türlü tedbiri almayı sürdüreceğiz. Bunları yaparken de mali disiplinden taviz vermiyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, küresel tedarik zincirinde görülen aksamalar, salgın kaynaklı belirsizlikler ve hızla artan girdi fiyatlarına rağmen Türkiye'nin ekonomisinin 2021 yılında da yüzde 11 ile son 10 yılın en yüksek büyüme oranına ulaştığını söyledi.
Geçtiğimiz yıl elde edilen büyümeye yurtiçi talebin etkisinin 6,1 puan, net dış talebin katkısının ise 4,9 puan olduğunu bildiren Erdoğan, "Kişi başına düşen milli gelirimizin döviz kurundaki yükselişe rağmen bir önceki yıla göre 900 doların üzerinde artarak 9 bin 539 dolar olarak gerçekleşmesi de önemli bir veridir." diye konuştu.
İmalat sanayi kapasite kullanım oranı, satın alma yöneticileri endeksi ve elektrik tüketimi gibi öncü göstergelerin ekonomik büyümenin 2022 yılında da süreceğine işaret ettiğini aktaran Erdoğan, "Geçen yıl ihracatımız yüzde 33 artışla 225 milyar doların üzerine çıkarak rekor kırmıştır. Dış ticaret açığımız ise yüzde 7,5 azalarak 46,2 milyar dolara gerilemiştir. İhracatımızdaki güçlü artış 2022 yılında da devam ediyor. Şubat ayı itibariyle yıllık ihracatımız 232 milyar dolara ulaşmıştır. Ekonomimiz büyürken, istihdamda da önemli artış sağlanmıştır. Geçtiğimiz aralık ayı sonu itibarıyla toplam istihdam 30 milyonu aşarak tarihi bir seviyeye çıkmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
-"Sondaj çalışmalarında çok daha güçlü bir hale gelmiş olacağız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan gerilimin emtia fiyatlarını aşırı yükseltmesinin Türkiye'de de enflasyonu olumsuz yönde etkilediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bununla birlikte vatandaşımızın alım gücünü iyileştirmek için çok sayıda adım attık, atıyoruz ve atacağız. Geçtiğimiz sene sadece enerji sübvansiyonları için 165 milyar liralık bir kaynak kullandık. Bu yıl da elektrikte ve doğal gazda çok daha yüksek sübvansiyonlarla vatandaşımızı korumayı sürdürüyoruz.
Petrol fiyatlarındaki hızlı yükselişin akaryakıt tarifelerinde yol açtığı artışları yakından takip ediyoruz. İnşallah sondaj gemilerimizi şimdi beşe çıkarıyoruz. Sıfır kilometre, inşallah dördüncü sondaj gemimizi alıyoruz ve böylece sondaj çalışmalarında çok daha güçlü bir hale gelmiş olacağız. Gıda fiyatlarındaki dalgalanmaları da aynı şekilde mercek altına aldık ve gereken müdahaleleri yapıyoruz. Her konuda vatandaşlarımız lehine yapılabilecek ne varsa hayata geçireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Finansal istikrarı sağlamaya yönelik tedbirler aldık. Kur korumalı mevduat ve katılma hesabı uygulamasına vatandaşımız büyük ilgi gösterdi ve bu sayede döviz kurlarındaki oynaklığı önemli ölçüde giderdik. Bu hesaplarda biriken tutar yaklaşık 550 milyar lirayı buldu. Bunun yüzde 58'i Merkez Bankası bünyesindeki dolar hesabından TL hesabına geçişlerden oluşuyor."
- "Mali disiplinden taviz vermiyoruz"
KDV'nin sadeleştirilmesi kapsamında başlatılan çalışmanın ilk adımını attıklarını kaydeden Erdoğan, bu çerçevede tüm bakliyat ürünleri, temel gıda maddeleri, sebze, meyve, kuruyemiş, baharat, bebek maması gibi ürünlerde KDV oranını yüzde 1'e indirdiklerini hatırlattı.
Meskenlerde ve tarımsal sulamada kullanılan elektriğin KDV'sinin de yüzde 18'den yüzde 8'e düşürüldüğüne işaret eden Erdoğan, ticarethanelerde kullanılan elektrik için kademe uygulamasının başlatıldığını ve aylık 900 kilovat saate kadar olan kullanıma yüzde 25 indirim yaptıklarını anlattı.
Bu indirimlerin tüketiciye yansıtılıp yansıtılmadığını yakından takip ettiklerini bildiren Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde de arz güvenliği ve fiyat istikrarı için her türlü tedbiri almayı sürdüreceğiz. Bunları yaparken de mali disiplinden taviz vermiyoruz. Günlük sorunları çözerken, geleceğimizi de koruyoruz." ifadelerini kullandı.
Geçen yıl merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranını, program hedefi kapsamında yüzde 3,5'un altında bir seviye olan yüzde 2,7'de tutmayı başardıklarını dile getiren Erdoğan, "Avrupa Birliği tanımlı genel yönetim borç stokunun milli gelire oranı ise 2021'in üçüncü çeyreği itibarıyla yüzde 37,6 ile oldukça düşük bir seviyededir. İnşallah her geçen ay daha iyi bir görünümle 2023 hedeflerimize doğru yolumuza devam edeceğiz." şeklinde konuştu.
- "Burada kimlerin aktör olarak yer aldığını gayet iyi biliyorsunuz
Türkiye'nin de içinde yer aldığı bölgenin son 11 yıldır sancılı ve meşakkatli günler geçirdiğini belirten Erdoğan, Suriye'de bir milyon insanın hayatına mal olan, 12 milyon insanın evini terk etmesine yol açan krizin halen devam ettiğini söyledi.
"Burada da kimlerin aktör olarak yer aldığını gayet iyi biliyorsunuz." diyen Erdoğan, acımasızca devam eden bu süreçte de Türkiye'nin, elinden geldiğince "Bu iş, nasıl bir barış havzasına dönüştürülür"ün mücadelesini verdiğini kaydetti.
Yemen'deki iç savaşın başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere savunmasız insanları etkilemeyi sürdürdüğüne dikkati çeken Erdoğan, Lübnan'dan Irak'a, Afganistan'dan Libya'ya kadar gönül coğrafyasının dört bir yanında kan, gözyaşı, çatışma ve istikrarsızlığın hakim olduğunu dile getirdi.
- "Nerede bu dünyada gücü elinde bulundurduğunu söyleyen ülkeler?"
Erdoğan şöyle devam etti:
"Nereye baksak, yüzümüzü ne yöne çevirsek, orada bir avuç azınlığın hırsı ve ikbali uğrunda masumların can verdiğini, acı çektiğini görüyoruz. Geçenlerde ekranlarda izlemişsinizdir; ağlayan annesinin gözyaşlarını yalayan bir çocuk. Aynı şekilde yine bu sabah ekranda izledim; polis babasının kaskını yumruklayan bir yavru, arkada annesi çocuğuna sahip çıkmaya çalışıyor. Böyle bir tablo. Bu vicdansızlıktır. Bu vicdansızlıktan ne yapıp yapıp biz barışın çocuklarını yeniden inşallah ihya etmeliyiz. İnsanlık adına yüz karası bu tablo karşısında, görevi küresel güvenlik ve istikrarı sağlamak olan kuruluşlar, maalesef kıllarını dahi kıpırdatmıyor. Merak ediyorum; nerede bu dünyada gücü elinde bulundurduğunu söyleyen ülkeler? Hani geldiler mi? Gerekli desteği verdiler mi? Hayır. Sadece bol bol nasihat çekiyorlar. 'Ne yapıyorsun' dediğinde bir şey yok. Herhangi bir insani destek yok. Kurtarma adına attıkları bir adım yok. Kendi çıkarları söz konusu olduğunda dünyayı ayağa kaldıranlar, tam 11 yıldır bölgemizdeki katliamları uzaktan seyrediyorlar. Ne açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocukların dramı ne sahile vuran masum çocuk bedenlerinin utancı ne iffeti ile oynanan kadınların feryadı ne gözyaşlarını içine akıtan babaların mahcubiyeti ne de enkaz yığınına dönen kadim şehirlerin içler acısı hali Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası kuruluşları bugüne kadar harekete geçirmeye yetmedi."
Katliamları engelleyecek, çatışmaların önüne geçecek, zulmü durduracak, coğrafyaya istikrar ve huzur getirecek hiçbir adımın atılmadığının altını çizen Erdoğan, "Bizim gibi çatışma bölgelerine komşu ülkeler, insani ve ekonomik bakımdan çok ağır yükleri omuzlarken, güya gelişmiş, güya zengin devletler adet yerini bulsun kabilinden yayınladıkları kınama mesajları dışında zulme ses çıkarmadılar. Hatta bunun da ötesine geçerek, ülkemizin bölgeye istikrar ve güven getirmeyi amaçlayan operasyonlarını engellemeye çalıştılar. Bu süreçte sadece yalnız bırakılmadık, aynı zamanda gizli açık pek çok tehdide, şantaja, ambargoya da maruz kaldık." yorumunu yaptı.
DEAŞ'la mücadele kılıfı altında terör örgütlerinin meşrulaştırıldığını, teröristlerin 10 binlerce tır dolusu silahla desteklendiğini gördüklerini anlatan Erdoğan, "Buna Amerika, Avrupa dahil. Bu teröristlere her türlü araç, gereç, silah, mühimmat yardımlarını yaptılar. Bunları kendilerinin yüzlerine söyledik. Ukrayna krizi ile beraber batılı medya organlarında yapılan açıklamalar bu tepkisizliğin, insani trajedilere yönelik bu kayıtsızlığın terör örgütlerine karşı sergilenen bu çifte standardın gerisindeki sebepleri de ortaya çıkarmıştır." dedi.
(Sürecek)