Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

"Çin Halk Cumhuriyeti E-Ticaret Pazar Araştırması Sunumu" toplantısı

19.03.2021 13:59:00
DEİK Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye-Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı: “Hedefimiz, ülkemizin Asya Pasifik ülkeleri ile ticaret ve yatırım ilişkilerini geliştirirken diğer yandan dış ticaret açığımızda önemli bir yere sahip olan Asya Pasifik Bölgesi ülkeleri ile ticaretin dengelenmesi ve sürdürülebilir hale gelmesidir” “Başta Çin olmak üzere Asya ülkeleri ile yaptığımız ticarette dengenin yakalanmasına katkı sağlamayı çok önemsiyoruz ve çalışmalarımızı bölgedeki bu ent

İSTANBUL (AA) - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye-Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı, “Hedefimiz, ülkemizin Asya Pasifik ülkeleri ile ticaret ve yatırım ilişkilerini geliştirirken diğer yandan dış ticaret açığımızda önemli bir yere sahip olan Asya Pasifik Bölgesi ülkeleri ile ticaretin dengelenmesi ve sürdürülebilir hale gelmesidir.” dedi.


Ticaret Bakanlığı Dış Temsilcilikler ve Uluslararası Etkinlikler Genel Müdürlüğü ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Çin İş Konseyi iş birliğiyle "Çin Halk Cumhuriyeti E-Ticaret Pazar Araştırması Sunumu" toplantısı hibrit olarak gerçekleştirildi.


Toplantıda konuşan DEİK Yönetim Kurulu Üyesi ve Türkiye-Asya Pasifik İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Murat Kolbaşı, Asya Pasifik Bölgesi'nin inovasyon, ticaret yapma kapasitesi, teknoloji kabiliyeti ve katma değerli üretimi bakımından her gün daha fazla öne çıktığını belirtti.


Verilerin 21. yüzyılın “Asya Yüzyılı” olacağını gösterdiğini, Ticaret Bakanlığı'nın İhracat Ana Planı çerçevesinde bulunan ülkelerden 5'inin de Asya Pasifik Bölgesi'nde yer aldığını ifade eden Kolbaşı, şunları kaydetti:


“Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu, 2019 yılında 'Yeniden Asya Girişimi'ni açıkladı. Bölgede 10 ülke yani 650 milyon nüfus ve 3 trilyon dolara yaklaşan dev bir pazar olan ASEAN ile ülkemiz arasında Sektörel Diyalog Ortaklığı mekanizması tesis edilmiş durumda ve bu ülkeler 2020 yılının kasım ayında devasa bir bölgesel entegrasyona, Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'na imza attılar. Bu noktada bölgedeki gelişmeleri yakından takip ettiğimizi ve kamu ve özel sektör olarak birbirini tamamlayan ve güçlendiren bütüncül bir yaklaşımla hareket ettiğimizi ifade etmek istiyorum.”


Kolbaşı, tüm bu gelişmeler ışığında hedeflerinin, Türkiye'nin Asya Pasifik ülkeleri ile ticaret ve yatırım ilişkilerini geliştirirken diğer yandan dış ticaret açığında önemli bir yere sahip olan Asya Pasifik Bölgesi ülkeleri ile ticaretin dengelenmesi ve sürdürülebilir hale gelmesi olduğunu aktardı.


2020 yılının kasım ayı itibarıyla Türkiye'nin ihracatında Asya ülkelerinin payının yüzde 12 iken, Türkiye'nin toplam ithalatında Asya ülkelerinden yaptığı ithalatın payının yüzde 30 seviyesinde olduğuna işaret eden Kolbaşı, “2020 yılının ilk 11 ayında bölgenin en büyük ekonomisi olan Çin'e verdiğimiz ticaret açığı toplam dış ticaret açığımızın yüzde 40'ını oluşturmaktadır. Asya Pasifik İş Konseyleri kapsamındaki 17 ülke ve 2 bölge ile olan ticaret açığımız ise toplam dış ticaret açığımızın yüzde 74'üne varıyor. Bu nedenle başta Çin olmak üzere Asya ülkeleri ile yaptığımız ticarette dengenin yakalanmasına katkı sağlamayı çok önemsiyoruz ve çalışmalarımızı bölgedeki bu entegrasyonları yakından takip ederek çok yönlü bir şekilde sürdürmeye gayret ediyoruz.” diye konuştu.


Kolbaşı, Asya Pasifik İş Konseyleri olarak da öncelikli hedefleri arasında firmaların ve özellikle KOBİ'lerin dijitalleşme ve e-ticaret yoluyla Asya pazarına girişlerinin, Asya pazarlarında Türk markası algısının oluşturulması konusunun yer aldığını anlatarak, bu girişimlerin Türk özel sektörünün coğrafi mesafeden doğan “uzak” algısını kırmasını arzu ettiklerini dile getirdi.


Firmaların, girişimcilerin, KOBİ'lerin dijitalleşme ve e-ticaret yoluyla Türkiye'nin ihracatına katkı yapmalarının çok önemli olduğunu vurgulayan Kolbaşı, “Türkiye'de halihazırda 90 bin KOBİ sanal ortamda satış yapıyor ve e-ticaret her gün geleneksel ticaretten daha fazla pay alıyor. Bu kapsamda, yurt dışı lojistik merkezlerin kurulması yönündeki Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin çok kritik önemde olduğunu, Türkiye'nin e-ticaret yoluyla ihracatının artmasına da büyük katkı sağlayacağına inandığını kaydetti.




- "Çin'in e-ticaretteki büyüme hızı perakendedeki büyüme hızının çok önünde gelişiyor"




DEİK Türkiye-Çin İş Konseyi Başkanı Korhan Kurdoğlu ise DEİK bünyesinde 1992 yılından beri faaliyet gösteren Türkiye-Çin İş Konseyi olarak, iki ülke arasında ticaret ve yatırım ilişkilerinin geliştirilmesi, iş insanlarının Çin'deki fırsatlar konusunda bilgilendirilmesinin yanı sıra dijitalleşme, inovasyon, teknoloji, katma değeri yüksek üretim ve e-ticaret konularına büyük önem verdiklerini dile getirdi.


Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) güncel rakamlarına göre 2020 yılında dünya ekonomisi yüzde 3,5 küçülürken, Çin ekonomisinin yüzde 2,5'lik bir büyüme oranına ulaştığını anımsatan Kurdoğlu, bu büyümenin gerçekleşmesinde Çin'in dijitalleşme ve e-ticaret alt yapısının önemli bir payının bulunduğunu kaydetti.


Çin'in dünyanın ikinci en büyük ithalatçı ülkesi olduğunu ve 800 milyonun üzerinde dijital kullanıcısı bulunduğunu ve lüks tüketimde dünya ikincisi olduğunu anımsatan Kurdoğlu, "Çin'in e-ticaretteki büyüme hızı perakendedeki büyüme hızının çok önünde gelişiyor. Her eyaleti bir ülke büyüklüğünde olan Çin pazarında e-ticaretten daha fazla pay almamız gerekiyor. Birçok sektörde kaliteli ürünlerimizin e-ticaret platformlarında daha fazla yer almasının marka bilinirliği ve algımıza ve elbette ihracatımıza önemli katkı sağlayacağını düşünüyorum." dedi.


2020 yılının ilk 11 ayında Çin'e verilen ticaret açığı toplamının dış ticaret açığının yüzde 40'ını oluşturduğunu belirten Kurdoğlu, ticaret ilişkilerinin dengeli ve sürdürülebilir hale gelmesi açısından Türk firmalarının, girişimcilerin e-ticaret yoluyla Çin pazarına girmelerinin ve Türk markası algısına katkı yapmalarının büyük önem taşıdığını söyledi.


Korhan Kurdoğlu, salgının ülkede var olan e-ticaret yoluyla alışveriş trendini daha da artırdığını ve demografik olarak da yaygınlaştırarak daha yaşlı nüfusun da kullanımını yoğunlaştırdığını vurguladı.


5G teknoloji alanında da iş birliği fırsatları olduğuna dikkati çeken Kurdoğlu, "5G'de teknoloji olarak önde olan Çin'in Türkiye ile teknoloji transferi, ortak teknoloji geliştirme, Ar-Ge çalışmaları, robot teknolojileri, ortak servis, dijital ekonomi konularında daha fazla iş birliğine gitmesine yönelik Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde İş Konseyi olarak her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum." ifadelerini kullandı.




- "Çin'de düşük segmentli şehirlerde daha hızlı bir büyüme potansiyeli bekleniyor"




Ticaret Bakanlığı Dış Temsilcilikler ve Uluslararası Etkinlikler Genel Müdürlüğü Dış Pazar Analizleri ve Proje Geliştirme Dairesi Başkanı Ceren Beşoklar da yaptığı sunumda, Çin'de etkili bir e-ticaret yapmak konusunda bilgiler aktardı.


Çin'de düşük segmentli şehirlerde daha hızlı bir potansiyeli beklendiğini ve 50 yaş üzeri grubun bu pazarda çok önemli olduğunu belirten Beşoklar, "E-ithalat yapan grubun ise yüzde 55'i 1990 sonrası doğumlu. Yeni mobil bir yaşam var. Ülke içerisindeki dijitalleşme ve e-ticaretin günlük kullanımı çok yoğun. Dolayısıyla dikkati çekmek istediğini, alışveriş kararı verdirmek istediğiniz ve bunu çok hızlı yapan bir tüketici kitlesi mevcut." diye konuştu.


Bu noktada tanıtım ve pazarlama taktiklerinin çok ön plana çıktığını vurgulayan Beşoklar, "Siz artık müşteriye ilk defa ve tek seferde mal satmayı değil, o müşterinin geri dönmesini sağlamalısınız bundan sonraki dönemde. Çünkü artık sahiplendirme değil de tekrarlayan alımı temin edebilmek çok önemli. Ve ithal ürünlere karşı da çok olumlu bir bakış var. İthal ürünler tercih sebebi, prestijli olarak düşünülüyor." dedi.




- "En fazla alışverişi 50 yaş üzeri, varlıklı orta sınıf ve çalışan çocuk sahibi anneler yapıyor"




Beşoklar, en çok harcamayı 50 yaş üzerinin, varlıklı orta sınıfın ve çalışan çocuk sahibi annelerin yaptığını ifade ederek, şöyle devam etti:


"Firmalarımız öncelikle Çin e-ticaret pazarına yaklaşmak istiyorlarsa kapsamlı bir iş planı yapmak zorundalar. Yani bu nedir? Hem bütçeyi göreceksiniz, hem vadenizi belirleyeceksiniz hem de fiyatlandırmanızı ona göre yapacaksınız ve bunları yaparken de Çin pazarının özellikleri göz önünde bulundurup kişiye özel alışveriş pratikleri sunabileceğiniz bir kanal oluşturmanız lazım. Yüksek bir pazar potansiyeli var, dolayısıyla çok ciddi bir rekabet var. Sizi rakiplerinizden ayrıştıracak bir hikayeniz olması lazım. Doğru platformu seçmeniz lazım ve hedeflediğiniz tüketici kitlesi, malınızın alışverişi hangi platformdan en isabetli şekilde yapılır onu belirlemeniz lazım. Ayrıca doğru iş modelini de seçmek çok önemli."


Salgın döneminde ve sonrasında öne çıkan ürünlere de değinen Ceren Beşoklar, sözlerini şöyle tamamladı:


"Salgından itibaren kişisel temizlik ürünlerinde sürekli bir büyüme görünüyor pazarda. Ev temizliği, donmuş gıda ve bebek bezi önce bir patlama yaşadı ama şimdi durma noktasında. Cilt bakımı, saç bakımı, deterjan, ıslak mendil ve diş fırçası gibi ürünler V şekillinde bir büyüme seyrediyor ve şu anda istikrarlı durumda. Atıştırmalıklar ve renkli makyajlar ise L şeklinde yani önce yükseldi sonra yatay seyir içerisine girmiş durumda."


DİĞER HABERLER