TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "4 bin liraya çalışan öğretmenin sokakta 'açım' demesine tahammül edemeyen bir iktidar artık iktidar olmaktan çıkmıştır, artık o ülkede demokrasiden bahsedilemez." dedi.
Altay, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, "Türkiye'de devletin ciddi bir çürüme süreci içine girdiğini, devletin soyulduğunu" savundu.
Bazı medya mecralarında, eski Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu'nun da aralarında bulunduğu kişiler hakkındaki çıkan iddialara ilişkin Altay, "Bir kez daha devletin liyakatsiz, ehliyetsiz, devlet adabından yoksun kadrolar tarafından yönetildiğine üzülerek tanık oluyoruz. Devletten çalınan her kör kuruş aziz milletimizin parasıdır, bunun böyle bilinmesi lazım." diye konuştu.
"Rüşvet skandalı" olarak adlandırdığı olayın boşanma davası ile ortaya çıktığını aktaran Altay, şunları kaydetti:
"Bu dava burada bitmez. Devlete kıymasın, devleti çürütmesin, devleti lekelemesin. Kim? Devletin başındaki. Devletin çürütüldüğü, lekelendiği ve kıyıldığı bir süreç yaşıyoruz. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı açıklama yapmış; 'Sermaye Piyasası Kurulu'nun başvurusu üzerine soruşturma açılmıştır.' Ankara Cumhuriyet Başsavcısı'na buradan sesleniyorum. Cumhuriyet Halk Partisi 132 milletvekili ile bir başvuruda bulundu, suç duyurusunda bulundu. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve diğer siyasi partilerin başvurularını Cumhuriyet savcıları niye dikkate almaz, niye görmezden gelir? Bu bir suç. Bir şikayetimiz var Cumhuriyet başsavcısı sümen altında bekletiyor. Emir, talimat bekliyor. Ey savcılar, siz Cumhuriyet savcısı olarak işin gereğini ve görevinizi yapmak zorundasınız."
Altay, savcıların harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile AK Parti'nin gözünü para hırsının bürüdüğünü iddia eden Altay, "Eşiniz, dostunuz, yandaşınız... Ne yapacaksınız bu kadar parayı bilmiyorum? Demirören, 675 milyon dolar krediyi ödedi mi, ödemedi? Ziraat Bankası Genel Müdürü cevap versin. 128 milyar dolar buharlaşırken kaç kişi zengin oldu? Çalınan her kör kuruşu devletin kasasına geri koymak için her şeyi yapacağımızı bütün dünya bilsin." ifadelerini kullandı.
- "Türkiye, tarihinin en büyük cari açığını bu yıl sonunda verecek"
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin açıklamasında "dengeli büyüdük" ifadesini kullandığını aktaran Altay, "Peki Nebati'nin şundan haberi var mı? Var tabii... Tarihinin en büyük cari açığını bu yıl sonunda verecek bir Türkiye var." yorumunu yaptı.
Türkiye'de bankaların geçen yılın ilk 6 ayına göre bu yılın ilk 6 ayında kar oranını yüzde 400 artırdığını söyleyen Altay, tarım sektörünün de yüzde 2,9 küçüldüğünü, Türkiye'nin yaklaşık 50-60 yıl sonra şeker ithal ettiğini dile getirdi.
Altay, "Türkiye şu anda mevcut kapasitesi ile bölgenin en büyük şeker ihracatçısı olması lazımken samandan sonra şeker de ithal ettik." dedi.
Doğal gaza ve elektriğe dün gece zam yapıldığını anımsatan Altay, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Zam yağmurları başladı. Enflasyonla mücadele ediyormuş, vatandaş enflasyona ezilmeyecekmiş, Türkiye'deki yüzde 80 enflasyon Avrupa'daki yüze 9 enflasyon kadar etki yapmıyormuş... Bunları Tayyip Bey söylüyor. Aman enflasyonla mücadeleye devam etme. En düşük 400 metreküp için geçen yıl 902 lira ödeyen hane bu yıl 2 bin 300 lira ödeyecek bu zamlarla. Erdoğan bu kış geçmez, vatandaş bu kışı geçiremez. Bu fiyatlarla kimse doğal gaz kombisini çalıştıramaz. Geçen sene kasım ayındaki 140 kilovatsaat tarife yakan hane 220 lira ödemiş idi şimdi önümüzdeki kasımda 444 lira ödeyecek. Nasıl ödeyecek? Böyle mi mücadele edeceksin, bu mudur enflasyonla mücadele? Şu enflasyonla mücadeleyi Allah aşkına bırak, hırsınla mücadele et Erdoğan."
- "Bu sınava girmeyin, boşuna girmiş olacaksınız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasında "Sınav boykotunu bırakın" ifadesini kullandığını aktaran Altay, "Bütün meslektaşlarıma çağrıda bulunuyorum; 9 ay kaldı sonra bu işleri düzelteceğiz, bu sınava girmeyin, boşuna girmiş olacaksınız." ifadesini kullandı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da hakkını arayan öğretmene "terörist" dediğini savunan Altay, şunları aktardı:
"Bunlara göre zaten AK Parti'ye karşıysan, bırak karşı olmayı eleştirirsen teröristsin, bölücüsün, vatan hainisin. Bugün de Cumhurbaşkanı 'çapulcu' dedi. Hakkını arayan öğretmene 'çapulcu' demek en hafif tabirle nobranlıktır. Özür beklerken bütün öğretmenler, hakaret yedik. Erdoğan, özel okullardaki öğretmenlerin asgari ücretten yani 5 bin 500 liradan daha düşük paralarla çalıştığını bilmiyorsa bir ayıp, biliyorsa iki ayıp birden işliyor. 4 bin liraya çalışan öğretmenin sokakta 'açım' demesine tahammül edemeyen bir iktidar artık iktidar olmaktan çıkmıştır, artık o ülkede demokrasiden bahsedilemez. O ülkeyi bir diktatör yönetiyor demektir."