TBMM (AA) - CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "Merkez Bankası Başkanı değiştikçe ekonomi batıyor, Hazine ve Maliye Bakanı değiştikçe Türk parası yerle yeksan oluyor." dedi.
Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, "Dün akşam doktorlarımıza yönelik görece bir iyileştirme yapıldı. Keşke bu iyileştirmeyi 18 ayda 8 bin doktor istifa etmeden önce yapabilseydik. Keşke bu iyileştirmeyi 5 bine yakın doktor yurt dışında çalışmak için Türk Tabipleri Birliğine başvurmadan önce yapabilseydik. 2017-2021 tarihleri arasında 4 bin 373 doktorumuz yurt dışına gitmeden önce bu çalışmayı yapabilseydik." diye konuştu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'ya ve bütün siyasi parti gruplarına teşekkür eden Altay, "Yeterli değil ama kısmen bir iyileştirmedir. Sağlık ordusunu bir bütün düşünmemiz lazım. Sağlık ünitelerinde çalışan bütün emekçilerimizin yüzünü güldürmemiz lazım. CHP olarak biz buna açığız." ifadesini kullandı.
- "4 Merkez Bankası Başkanı, 3 Hazine ve Maliye Bakanı değiştirdik"
Hazine ve Maliye Bakanlığına Nureddin Nebati'nin atanmasına ilişkin Altay, "Tek adam yönetimi içinde 4 Merkez Bankası Başkanı, 3 Hazine ve Maliye Bakanı değiştirdik. Fakat 4,7 den alınan dolar bugün itibarıyla 13,40 yani 9 liralık bir artış var." sözlerini sarf etti.
Yeni ekonomi modeline ilişkin Altay, "Damadın yeni ekonomik programının yerini şimdi yeni ekonomik model aldı, 'YEM'. Millet bu 'YEM'i yemez ve yutmaz. Millet balık değil." değerlendirmesinde bulundu.
Altay, "Merkez Bankası Başkanı değiştikçe ekonomi batıyor, Hazine ve Maliye Bakanı değiştikçe Türk parası yerle yeksan oluyor. Erdoğan, bir çağrı yapıyorum; bakan değiştirmeyi, banka başkanını değiştirmeyi bırak, kafayı değiştir." görüşünü paylaştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "ekonomiden anlamadığını" ileri süren Altay, "Ekonomiyi bilmediğini söylesen, Türkiye ekonomisi, içinde bulunduğumuz bu halden süratle tırmanışa, iyileşme sürecine geçecektir." dedi.
- TÜİK Başkanı Dinçer'e "gerçek enflasyonu açıklayın" çağrısı
Şu anda Türkiye'de asgari ücretin son 20 yılın en düşük seviyesinde olduğunu belirten Altay, "Devleti rüşvetten, yolsuzluktan arındır, asgari ücreti verginin dışında bırak, yetmez. Bütün ücretlerin asgari ücret kadar kısmı da vergi dışında olmalı, vergiden muaf olmalı. Bunu yapmazsan insanlar, gerçekten açlıkla karşı karşıya gelecek." diye konuştu.
TÜİK Başkanı Sait Erdal Dinçer'e ve TÜİK uzmanlarına çağrıda bulunan Altay, "Allah'tan korkun, günaha girmeyin, gerçek enflasyonu açıklayın. Ah almayın kardeşim. Enflasyon rakamlarını aşağı çekerek, milyonların ahını alıyorsunuz. Milyonların rızkını çalıyorsunuz. Milyonların sofrasına, cebine, mutfağına elinizi sokuyorsunuz. Çekin o eli oradan. Asgari ücret neyse reel olarak bunu açıklayın." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "ekonomik kurtuluş savaşı" sözlerini eleştiren Altay, "Savaşı sen vermiyorsun, keşke versen. Savaşı millet veriyor. Açlığa, soğuğa, sana karşı millet bir savaş veriyor." açıklamasında bulundu.
Dün Meclis'te doktorlar için yapılan düzenlemenin, emekliler için de yapılmasını öneren Altay, emeklilerin, bu enflasyonla, döviz kuruyla bu kışı geçiremeyeceğini söyledi.
Dün Meclis'te bütün siyasi partilerin elini aynı anda kaldırdığı anları hatırlatan ve bunun devamının getirilmesini teklif eden Altay, "İsrafa son ver, rüşveti ve yolsuzluğu devletten arındır, vallahi de billahi de değil 15 milyon 30 milyon emekliye şu an aldığı maaşın 2 katını verecek gücü ve imkanı var bu devletin." düşüncesini dile getirdi.
- "Öğretmenlerimizin hepsi uzmandır"
Sözleşmeli öğretmenliğin kaldırılması konusunda Altay, "Eğer doğru dürüst bir kanun gelirse elbette biz de destekleyeceğiz. Bizim de bir hazırlığımız var." ifadesine yer verdi.
Sözleşmeli öğretmenlerin alımında mülakat yapıldığına dikkati çeken Altay, "İnşallah sözleşmeli öğretmenliği kaldırınca bütün genel öğretmen alımında sakın ha bir mülakat süreci başlatmayın, Milli Eğitim Bakanlığını başınıza yıkarız. Sınava giren öğretmen, o sınavı geçtiyse atanacak. Bir de bu öğretmenleri ayırmayın. Öğretmenlik, kendisi bizatihi uzmanlıktır, Erdoğan. Diyor ki 'uzman öğretmenlere bin, başöğretmenlere 2 bin lira para'. Öğretmenlerimizin hepsi uzmandır. Hepsine aynı parayı vereceksin." dedi.
Milli Eğitim Şurası'na işaret eden Altay, "Şura salonumuz var. Milli Eğitim Şurası'nı otelde yapıyoruz. Milli Eğitim Şurası'nı otel lobilerine taşıyan bir kafa, eğitimin de içini boşaltmaktan başka bir iş yapamayacak kafadır." diye konuştu.
- "6 tip FETÖ'cü var, 2 tipi cezaevinde, 4 tipi dışarıda"
Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'nin, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile fotoğraflarının olduğu belirtilerek, değerlendirmesi sorulan Altay, "Kimin yok ki? Sayın Erdoğan'ın Fetullah Gülen ile farklı zamanlarda, farklı zeminlerde çekilmiş 7, 8 ayrı fotoğrafı var. Hükümet üyelerinin büyük çoğunluğunun, AK Parti üst yöneticilerinin neredeyse tamamının var. Nureddin Nebati'nin, Fetullah Gülen'le fotoğrafını yadırgamıyorum." yanıtını verdi.
FETÖ'cüleri 6 tipte kategorize ettiğini anlatan Altay, "Çok gizli sırra sahip olanlar, çok parası olanlar, AK Parti üst yönetiminde hısmı olanlar, Meclis'e bomba sıktıranlar, bomba ve kurşun sıkanlar ve parası olmayanlar. Bunlardan parası olmayanlarla bomba ve kurşun sıkanlar cezaevinde, diğer saydıklarımın hepsi dışarıda. 6 tip FETÖ'cü var, 2 tipi cezaevinde, 4 tipi dışarıda. FETÖ ile fotoğrafı olmayan siyasetçi yok, ama buradan şu çıkabilir; FETÖ'nün bedeni firarda, fikri iktidarda." sözlerini sarf etti.
Melih Gökçek dün bir televizyon programında, Ankara Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yaptığı açıklamaların hatırlatılması üzerine Altay, "Bir büyükşehir belediye başkanı, özel kaleminin ya da genel sekreterinin Fetullahçı olduğunu biliyor ve bunu tutuyorsa onun hesabını soracak olan ben değilim. Tabi onunla ilgili o 17-25 Aralık'tan sonra Melih Gökçek'in FETÖ ile ilişkilerini de Türkiye'de sanıyorum bilmeyen yok. Bu durumda Sayın Gökçek de bu 6 kategoride, cezaevinde olmayan tipler arasında, 4 kategoriden birine girer. Hiç şüpheniz olmasın." görüşünü paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Meclis'teki diyaloğunun sorulması üzerine Altay, "Kovid-19 ile mücadele edilen bu günlerde milletin gözünün önünde Sağlık Bakanı'nın bu kadar rencide edilmesi, siyaseten ahlak dışıdır, kural dışıdır, hoş olmamıştır, yakışmamıştır. Erdoğan ne kadar tahrip etse de Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyük, güçlü, saygın bir devlet olmak durumundadır. Bir cumhurbaşkanı, sağlık bakanına bu tür kamuoyunda rencide edecek bir yaklaşım da bulunuyorsa, Sayın Sağlık Bakanı'nın kendi durumunu belki gözden geçirmesi daha hayırlı olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.