ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 4 bin 250 lira olarak belirlenen asgari ücreti yadırgamadıklarını bildirerek, "Eğer enflasyonu kontrol ederlerse ve fiyat artışlarını kontrol ederlerse 4 bin 250 lirayı en azından asgari ücretli kardeşlerimiz biraz nefes alarak sürdürebilirler. Bütün mesele bu enflasyonun kontrol edilip edilmemesinde yatıyor." dedi.
Kılıçdaroğlu, beraberindeki parti yöneticileri ile Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu ziyaret ederek bir süre görüştü.
Görüşme sonrası basın mensuplarına açıklamada bulunan Kılıçdaroğlu, Karamollaoğlu ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi.
Görüşmede ekonomi ağırlık olmak üzere Türkiye'nin sorunlarını, dış politikadaki gelişmeleri değerlendirdiklerini aktaran Kılıçdaroğlu, "Görüş teatisinde bulunduk. Var olan sorunlar malum, gazeteci arkadaşlar da bu sorunları biliyorlar. Sorunların çözümü konusunda da düşüncelerimizi yine karşılıklı birbirimize aktardık." dedi.
Karamollaoğlu da Kılıçdaroğlu'na teşekkür ederken, belli aralıklarla görüşmelerin tekrarlanmasının faydalı olacağını dile getirdi.
İki genel başkan daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bizim paramız bellidir. O da Türk lirasıdır" sözleri sorulan Kılıçdaroğlu, "Aylıkları dolarla mı alıyorlar, almıyorlar mı o ayrı bir şey ama dolarla aylık alanlar var. Onu da gayet iyi biliyoruz. Eğer Sayın Erdoğan, 'dolarla kimler aylık alıyor' diyorsa 'avro alıyor' diyorsa o listeyi de yayınlayabiliriz herhangi bir sorun yok orada." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Türkiye İstatistik Kurumuna yaptığım ziyaretin etkileri görülüyor. Verilen rakam, asgari ücret olarak verilen rakam eğer yılbaşını alır ve dolar kurundaki yükselmeyi görürsek aslında düşük. O tarihte 384 dolardı, yani yılbaşında 384 dolar net gelir elde ediyordu bir asgari ücretli. Eğer aynı kur 15 lira üzerinden esas alınırsa 5 bin 760 lira olması lazım. Şimdi 4 bin 250 lira net oldu. 4 bin 250 lirayı da tabii yadırgamıyoruz. Eğer enflasyonu kontrol ederlerse ve fiyat artışlarını kontrol ederlerse 4 bin 250 lirayı en azından asgari ücretli kardeşlerimiz biraz nefes alarak sürdürebilirler. Bütün mesele bu enflasyonun kontrol edilip edilmemesinde yatıyor."
AK Parti Milletvekili İbrahim Aydemir'in, "Ekonomik olarak sıkıntılar var. Kimsenin inkar ettiği yok ama bizim yönetim tarzımızla ilgili değil" sözleri de sorulan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Ülkeyi kim yönetiyor o zaman? Onu sormak lazım. Bu soruyu soran kişi ya da bu yanıtı veren kişi, o zaman Sayın Erdoğan'ı yok sayıyor, 'O yönetmiyor ülkeyi, başka birisi yönetiyor' algısını mı acaba pekiştirmek istiyor? Yani 'Erdoğan'ın hiçbir kabahati, hiçbir günahı yok' mu demek istiyor? İşin özü şu, Türkiye iyi yönetilmiyor.
İşin özü şu, Türk lirası pul oldu. İşin özü şu, işsizlik var. İşin özü şu, Türkiye'de ciddi ekonomik sorunlar var. İşin özü şu, bu sorunların ivedilikle çözülmesi lazım. Eğer sorunlar böyle devam ederse ileride çok daha büyük sorunlar çıkar. Ben yine birkaç yerde ifade etmiştim. Önümüzdeki yaz bir gıda krizi ile Türkiye karşı karşıya kalırsa hiç kimsenin şaşırmaması lazım. Bugünden biz uyarıyoruz. Uyarma görevi bizim görevimiz. Biz bugünden söylüyoruz. Nelerin yapılması gerektiğini de söylüyoruz. Yani kuru kuru bir eleştiri değil. Eleştiri yapıyoruz ama nasıl çözülmesi gerektiğini de söylüyoruz. Asgari ücret üzerinden gelir vergisinin alınmaması lazım. Adı zaten üstünde asgari ücret. Bununla aile geçinecek. Siz bundan bir de ayrıca vergi alırsanız doğru değil."
Karamollaoğlu da "iktidar tenkit edilmesin" demeyi biraz garipsediğini belirterek, "Bu rakamı kim açıklıyor, 4 bin 250 lirayı? Doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı'nın kendisi açıklıyor." dedi ve şöyle konuştu:
"Aslında geçmişte bu rakamları Cumhurbaşkanları, başbakanlar asgari ücreti açıklamazlardı. Komisyonu toplanır, komisyon başkanları açıklama yapar, mesele biterdi. Şimdi bizzat Cumhurbaşkanı kendisi açıklama ihtiyacını duyuyor. Burada da önem verdiği husus 'eski 2 bin 850 liraya göre biz bunu 4 bin 250 liraya çıkardık. Büyük bir artış meydana geldi ve bununla da aslında övünülmesi icap eder.' manasında ben bunu anlıyorum ama enflasyon rakamlarını, doları, avroyu veya enflasyon rakamlarını dikkate alarak bunun gündelik geçimini bir vatandaşın sağlayıp sağlayamayacağına göre değerlendirmek icap eder. Eğer fiyatlar bu rakamların üstüne çıkmışsa 4 bin 250 lira hakikaten iyi bir rakam, fena bir rakam değil ama o zaman vatandaş geçinemiyorsa 4 bin 250 değil, 5 bin 250 olmasının da farkı olmaz. Mühim olanı bu ücretle, asgari ücretle 4 kişilik bir ailenin kendi ihtiyacını karşılayabilmesidir. Asgari ücret açlık sınırında olamaz. Açlık sınırının altında hiç olamaz."
- Cumhurbaşkanı adaylığı
Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki "İttifak kabul ederse onur duyarım" şeklindeki sözleri hatırlatılarak, görüşmede bu konunun gündeme gelip gelmediği sorulan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu konuda söylenmesi gereken her şey söylendi ve bitti, nokta." değerlendirmesini yaptı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da "Bu konuların netlik kazanması ancak seçim sathımailine girildiği zaman olur. Fikir teatisinde bulunulabilir. Bunlar özel olarak konuşulur ama ancak seçim kararı alındığı zaman veya seçim sathımailine girildiği zaman bu konuların görüşülmesi daha doğrudur, isabetlidir diye düşünüyorum. Biz aynı kanaatteyiz. Bu konuyu şu anda gündem yapmaya ihtiyaç duymuyoruz." diye konuştu.
- "Hiçbir asgari ücretli açlık sınırının altında aylık almasın"
"CHP'li belediyelerde asgari ücretin daha üstünde ücret verilme politikası izlemiştiniz. Bu rakam üzerinden bakıldığında yine aynı politikayı izleyecek misiniz? sorusuna Kılıçdaroğlu, "CHP'li belediyelerin kendi kaynaklarına bakmak gerekiyor, değerlendirmek gerekiyor. Ondan sonra ancak bir çalışma yapar ve eğer artacaksa biz daha yüksek bir asgari ücret vereceksek bunun ön çalışmalarını yapmamız gerekiyor. Şu anda o çalışmaları yerel yönetimlerden sorumlu olan Genel Başkan Yardımcısı arkadaşımız yapacaktır." yanıtını verdi.
"Asgari ücretteki artışı bir seçim yatırımı olarak görüyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bu artışın neresi bir seçim yatırımı ki? Yılbaşında aldığı asgari ücret daha değerliydi. Şimdi aldığı asgari ücret daha az. Yılbaşında 384 dolar alıyordu. Şimdi alacağı çok daha düşük bir rakam. Dolayısıyla bir seçim yatırımı olabilir mi? Kendileri için öyle düşünebilirler bir seçim yatırımı olarak düşünebilirler. Bunun seçim yatırımı olarak algılanabilmesi için enflasyonu kontrol etmeleri lazım. Edebilirler mi? Bilmiyoruz. Etmelerini ister miyiz? İsteriz. Asgari ücretli mağdur olmasın, elde ettiği gelirle rahatlıkla ailesini geçindirebilsin. Hiçbir asgari ücretli de açlık sınırının altında aylık almasın. En büyük arzumuz da bu zaten."
Karamollaoğlu da, "Bu seçim yatırımı mıdır? Kendisine sormamızı icap eder veya vatandaşa sormak icap eder. Biraz önce söylenildiği gibi bugün ne seçim için yapılıyor, hangi maksatla yapılıyor, hangi kararlar alınıyor? Bunu değerlendirmek vatandaşa kalmış bir konu. Aslında artış nispet olarak oldukça yüksek. Ama vatandaşın kendi geçimi ile ilgili olarak ele alındığında endişeleri giderici mahiyette değil." değerlendirmesinde bulundu.
- Merkez Bankasının faiz indirim kararı
Kendisinin ABD Büyükelçisi ile görüşmesi ve CHP ABD temsilcinin ABD'li yetkililerle görüşmesine ilişkin soruya Kılıçdaroğlu, "Sayın Büyükelçi nezaket ziyareti yaptı. Türkiye'den ayrılıyor, yeni büyükelçi gelecek." dedi.
CHP ABD Temsilcisi Yurter Özcan'ın da ABD'de ortaya çıkacak gelişmeler konusunda kendisine bilgi verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bu bilgileri en sağlıklı kaynaklardan almak ister, temsilcidir orada. Sadece orada değil, Brüksel'de, Kıbrıs'ta da temsilcimiz var. Avrupa Birliği ile ilgili gelişmeleri Brüksel'den alırız. Amerika'daki gelişmeleri Washington'daki temsilcimizden alırız. Nasıl gazetecilerin temsilcileri varsa siyasi parti olarak bizim de temsilcilerimiz var. Çünkü biz doğrudan bilgi ve doğru bilgi almak isteriz." diye konuştu.
Merkez Bankasının faiz kararına ilişkin soruya karşılık Kılıçdaroğlu, doların 15 lirayı aştığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Türk lirasını yedirmeyiz" ifadelerini kullandığını belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Ne oldu? Daha söylediği söz Türkiye'nin bütün tarafına yayılmadan Türk lirası değer kaybetmeye başladı. Devleti yöneten kişinin söylediği sözlerin tutarlı olması lazım. 'Türk lirasını yedirmeyiz'. Türk lirası eriyor. Nasıl yedirmiyoruz? Nasıl oluyor bu işler? 'Faizi indiriyorum' diyorsunuz ama öbür taraftan devlet borçlanırken daha yüksek faiz ödüyor. 'Türk lirasını yedirmeyiz' diyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından dolar üzerinden borçlanıyor musunuz? Hani milli paraydı bu. Niye Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından dolar, avro üzerinden borçlanıyorsun? Bir insanın söylediğinde tutarlılık olur. 'Ben tutarlıyım' der. 'Türkiye Cumhuriyeti devletinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından Türk lirası ile borçlanırım' dersiniz. Eğer Türk lirası ile borç alamıyorsa o zaman iktidarla vatandaşlar arasında ciddi bir güvensizlik var demektir.
Vatandaş diyor ki, 'kusura bakma, ben sana güvenmiyorum.' 'Faizi indiriyorum' diyor, değil mi? 1 puan da indirdiler, 100 baz puan daha indirdiler. Kimin faizi indi? Çiftçinin faizi indi mi? Hayır. Esnafın. Hayır. Kredi kartı kullananın. Hayır. Hiç kimsenin faizi inmedi. Devletin faizi indi mi? O da inmedi. Borçlandı, daha yüksek faizle borçlandı. Peki kimin faizini indirdiniz? Türk lirasını neden bu perişan hale getirdiniz? Devlet yönetilmiyor. Yönetilmediğini onlar da biliyorlar. Sokaktaki vatandaş da biliyor ama inşallah çözeceğiz."
Karamollaoğlu da şunları kaydetti:
"Merkez Bankası hangi kıstaslara göre puanları indiriyor ve çıkarıyor? Hiçbir bilgim yok. Şimdiye kadar uzmanların da bu konuda bilgisinin olduğu kanaatinde değilim. Yalnız dikkat çeken bir husus var. Merkez Bankasından borçlanma imkanı olanlar borçlanıyor yüzde 15'le. Şimdi 100 puan daha indi. Ondan sonra gidiyor cari faizle yüzde 22 buçukta şimdi 23'e mi çıkar, onu bilmem. Onunla kendisi başkalarına satıyor. Arada akıl almaz bir fark var. Bu doğrudan doğruya arada rantiye diye tabir ettiğimiz bir kesime hizmet ediyor ise bunun da önüne geçilemiyor ise ben bu indirimin ne manaya geldiğini bilmiyorum. Eğer ekonomide ülkede güven duygusu tam olarak yerleşmediyse siz bir tarafı tamir ederken başka bir tarafı bozabilirsiniz. Sadece işçilerde değil ister istemez hepimizde bu endişe doğar. Acaba bu kadar yüksek ücretle iş veren işçisiyle çalışmaya devam eder mi? Ancak 500 liralık bir kısım iş verenin sırtından kaldırılmış. Bu işveren için de önemli bir rakamdır diye düşünüyorum, 500 lira az bir rakam değil. Onun için herhalde işveren de biraz emniyete alınmış gibi görünüyor."
Kemal Kılıçdaroğlu da "Sayın Genel Başkanımız gayet güzel izah etti. Zaten asgari ücretin vergi dışı tutulmasını bu nedenle istiyoruz. İşveren sıkışmasın, maliyetler çok fazla şişmesinin. Çünkü bu maliyet sonunda yine halka yansıyacak. O nedenle asgari ücret vergiye tabi tutulmasın dedik. Hem ekonominin dengelerini sağlıklı oluşturmak açısından hem fiyat artışlarını kontrol etmek açısından." diye konuştu.