İZMİR (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu olmadığını belirterek vatandaşlar arasında hiçbir ayrım yapmadan sorunlarını çözmeye talip olduğunu söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Fuar İzmir'de İzmir Büyükşehir Belediyesince düzenlenen "Etkin ve Demokratik Yerel Yönetimler için Türkiye Muhtarlar Buluşması" programında yaptığı konuşmada, muhtarlık temel kanununun yapılması gerektiğini kaydederek bu konuda 105 maddelik bir taslak hazırladıklarını ifade etti.
Seçimlerde muhtar adayları için birleşik oy pusulası hazırlanmadığını, bunun büyük bir eksiklik olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Bu, siyaset kurumunun muhtarlığa değer vermediği anlamına gelir. Eğer muhtarlık kurumuna değer veriyorsanız bu oy pusulasının olması lazım." dedi.
Kılıçdaroğlu, birçok muhtarlığın hizmet binasının olmadığını, birçoğunun derme çatma ya da kiralık yerlerde hizmet verdiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
"Niçin sizin muhtarlık binanız yoktur ve niçin yapılmaz? Bizim bazı belediyelerimiz tek tip muhtarlık evi yaptı ve muhtarlara teslim etti. Sizin bir bütçeniz yok. Çünkü siyaset kurumu size değer vermiyor. Sizin bütçeniz olması lazım. Bütçe aynı zamanda denetim demektir. Diyelim ki fakir bir ailenin çocuğu üniversite kazandı. Kayıt yaptırmaya gitmeye otobüs parası yok. En rahat ulaşacağı kişi muhtardır. Muhtar der ki 'Al şu parayı kaydını yaptırmak için git.' Muhtar doğrudan doğruya kendi mahallesindeki kişinin sorunlarına çözüm üreten pozisyona gelebiliyor. Ben bunu ilk dillendirdiğimde dediler ki ‘Parayı nereden vereceksin?' Emlak vergisi, büyükşehir veya diğer belediyelere verilir. Onun yüzde 1-2'si muhtarlara tahsis edilse ayıp mı, yanlış mı, günah mı olur?"
- "Biz dersimize iyi çalışıyoruz"
Belediyeleri de güçlendirmek istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, gelişmiş ülkelerde motorlu taşıtlar vergisi gibi vergileri belediyelerin topladığını öne sürerek "Hem kaynak vermiyorsunuz hem sorunu çöz diyorsunuz. Biz dersimize iyi çalışıyoruz. Biz Türkiye'yi yöneteceğiz, adaletle, ahlakla, bilgiyle, birikimle yöneteceğiz." ifadelerini kullandı.
Sosyal yardımların muhtarlar aracılığıyla dağıtması gerektiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Eğer amacına ulaşacaksa, sosyal yardımı muhtar dağıtacak. Çünkü muhtarın politik kimliği de yok. Herhangi bir partiye üye olabilir ama seçime girerken bir politik kimlikle seçime girmez, adıyla girer. Mahallede, kırsalda, köyde sevilir. Gider propagandasını yapar ve seçilir." diye konuştu.
- "Muhtar, karakolun bekçisi, postanenin nöbetçisi olmamalı"
Muhtarların angarya işlerde çalıştırıldığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Anayasa ne diyor? 'Angarya iş yasaktır, bedava iş yaptıramazsınız' diyor. Muhtarlığın bütçesi olduğu andan itibaren gelen her tebliğ için devlet standart bir ücret belirler, o tebliğden sonra muhtarın bütçesine o kadar katkı yapar. PTT'de çalışan memur, bu tebligat işini yaptığı zaman aylık alıyor ama siz yaptığınız zaman hiçbir şey yok, vermiyorlar size. Bir yere sabahın köründe baskın düzenlenecek gelip muhtarı yakalıyorlar. Hep beraber gidiyoruz baskına. Sizi alıp götürüyorlar. Dolayısıyla muhtar karakolun bekçisi, postanenin nöbetçisi olmamalıdır. Muhtar onuruyla, gururuyla seçilmiştir, işinin başındadır."
- "Sorunları çözmeye talibim"
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu olmadığını belirterek konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bütün sorunlar akılcı politikalarla rahatlıkla çözülebilir. Bir ekonomik buhran içerisindeyiz, Türk lirası güneş görmüş kar gibi eriyor bunun da farkındayız. Bu kışın çok zor geçeceğini, fakir fukaranın perişan olacağını hep Allah onlara yardım etsin diyorum, perişan olacağını da biliyorum ama bu kara kışı atlatacağız hiç meraklanmayın az kaldı. Türkiye'yi huzura kesinlikle kavuşturacağız. Bereketli bir ülkeyi, güzel, çağdaş, onurlu bir Türkiye'yi birlikte kuracağız. Sözüm sözdür, birlikte kuracağız. Hiçbir ayrım yapmadan vatandaşlar arasında, muhtarlar arasında bir ayrım yapmadan, manavalar, kasaplar, taksi şoförleri arasında hiçbir ayrım yapmadan herkesi başımızın üzerinde taşıyıp sorunlarını çözeceğiz. Ne dedim, 'Ben sizin oyunuza talip değilim, ben sizin sorunlarınızı çözmeye talibim'. Bunu da unutmamanızı isterim."