Anasayfa Güncel Ekonomi Spor Siyaset 3.Sayfa Eğitim Yaşam Dünya Sağlık Teknoloji Bunları Biliyor musunuz?

Çevirmen Akşit Göktürk, vefatının 33. yılında anılıyor

25.02.2021 14:16:00
Çeviri alanında yetkinliğini ortaya koymuş olan yazar, yaşamı boyunca birçok dil semineri verdi

İSTANBUL (AA) - SALİH ŞEREF - Türk edebiyatına, çevirileri ve denemeleriyle önemli bir iz bırakan, dilbilimci, yazar ve çevirmen Prof. Dr. Akşit Göktürk'ün vefatının üzerinden 33 yıl geçti.


Van'da 27 Aralık 1934'te dünyaya gelen Göktürk, ilk ve orta öğrenimini Antakya, Adana ve Van'da tamamladı. Daha sonra yüksek öğrenim için İstanbul'a gelen yazar, 1960'ta İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldu.


Göktürk, meslek hayatına üniversitede devam etme kararı alarak, Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde 2 yıl eğitmen olarak çalıştıktan sonra 1963'te İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde asistan olarak göreve başladı.


"The Technical Originality of Lawrence Durell's Alexandria Quartet (Lawrence Durrell'in İskenderiye Dörtlüsü'nün Teknik Özgünküğü)" konulu teziyle 1965'te doktorasını tamamlayan Göktürk, aynı bölümde 1972'de doçent, 1978'de ise profesör unvanını aldı.


Akşit Göktürk, İngiltere'de Nottingham ve Almanya'da Konstanz üniversitelerinde araştırmalar yaptı. Uppsala ve Batı Berlin üniversitelerinde ise çeviri kuramları ve yöntemleri konulu seminerleri yönetti.


- Robinson Crusoe çevirisiyle TDK Çeviri Ödülü'nü de almaya hak kazandı


Çeviri alanında da yetkinliğini ortaya koymuş olan yazar, 1969'da "Robinson Crusoe" çevirisiyle Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü'nü almaya hak kazandı. Buradan sonra çeşitli dergilerde inceleme yazıları ve çeviriler yazmaya başlayan Göktürk, yazılarında dil çözümlemeleri ve üslup sorunlarına yer verdi.


Prof. Dr. Akşit Göktürk, 1975-1983 arası Türk Dil Kurumu yönetim kurulu üyeliğinde bulundu, 1981-1983 arasında ise İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Bölümü müdürlüğünün yanında okullarda çok sayıda dil bilim seminerleri verdi.


Son olarak Boğaziçi Üniversitesinde çeviri bilim dersleri veren Göktürk, 26 Şubat 1988'de hayatını kaybetti. Başarılı yazar, vefatından 10 yıl sonra, "1. Akşit Göktürk'ü Anma Toplantısı"nda eserleri ve edebi kişiliğiyle yad edildi.


Yazar Mine Yazıcı, Göktürk'ün eseriyle ilgili yaptığı bir açıklamada şu değerlendirmelerde bulunmuştu:


"Değerli bilim adamı Göktürk'ün en büyük özelliği ele aldığı her konuda çağdaş bilimsel ölçütleri kendine ilke edinmesidir. Onun bilimsellikten ödün vermeyen bu yönü, uzun süre kimlik arayışı içerisinde bulunan çeviri bilimin, ülkemizde neredeyse öteki ülkelerle aynı zamanda bir bilim dalı olarak tanınmasına yol açmıştır. 'Sözün Ötesi' adlı yapıtındaki 'Çeviri Sorunları' başlıklı bölümdeki yazıları ve çeviriyi kültürel bir olgu olarak irdelediği 'Çeviri Dillerin Dili' adlı incelemesi, çevirinin sadece uygulama alanıyla sınırlı bir edim olmayıp, kuramsal bir geçmişi ve geleceği olan devingen bir süreç olduğunu gösterir. Başka bir deyişle, Göktürk'ün farklılığı, çeviriye değin bilimsel incelemelerde Holmes'un öne sürdüğü şekilde 'üstünkörü' ve 'yüzeysel' yöntemi bir kenara bırakarak, çeviri araştırmasında çağdaş bilimsel ölçütler ışığında betimleyici ve kuramsal alana yönelmesinden kaynaklanır."


Selami Gökçen Ezber ise Akşit Göktürk'ün çeviri anlayışıyla ilgili şöyle yazmıştı:


"Akşit Göktürk, bu anlayışı doğrultusunda çeviri sürecini, herhangi bir dilde yazılmış bir sözü, başka bir dilde söylemekten çok öte bir edim olarak değerlendirir. Çeviri uğraşını 'okuma uğraşı' ile bir koşutluk içinde görüp, çeviri metnini yeniden yaratılmış bir metin olarak ortaya koyar. Çevirisi yapılacak metnin, yalnızca dilbilimsel bir dizge olarak değil, içinde taşıdığı okyanus derinliğindeki bağlamıyla değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştur. Çeviri onun için bir yorum sürecidir. Yaptığı çevirilerin tümünde, yabancı dilde okuduğu metinlerden aldığı tadı, diğer okurlarla paylaşmak istediğini sezinleriz. Yaptığı çeviriler hep sevdiği yazarlardandır, bu da bir bakıma, okuduğu metinleri bizlerle paylaşmak istediğini gösterir."


- Yazarın bazı eserleri:


"Edebiyatta Ada" (1973), "Okuma Uğraşı" (1979), "Yenilikçi Sanatta Öğrenebileceğimiz", "Çağdaş Düşünce", "İpşiroğlu'ya Saygı" (1987), "Sözün Ötesinde" (1989), "Çeviri: Dillerin Dili" (1994), "Ada-İngiliz Yazınında Ada Kavramı", (1997), "Yazın Metninin Kavranışında Okur Metin Yazar" (2001), "Sözün Ötesi" (2002).


Çeviri:


"Denemeler" (T. S. Elliot'tan, 1961), "Mutlu Günler" (Samuel Beckett'ten, 1965), "Dostoyevski'den Sartre'a Varoluşçuluk" (Walter Kaufmann'dan, 1965), "Ankara Kuşu" (denemeler, D. H. Lawrance'dan, 1966), "Yunanlı Bir Kız Aranıyor" (Dürrenmatt'tan, 1967), "Robinson Crusoe" (D. Defoe'dan, 1969), "Dillerin Dili" (1986), "Define Adasına Dönüş" (John Connell'dan), "Kral'ın Piresi" (John Connell'dan), "Palavracı Baron" (Erich Kästner'dan), "Açıkgöz Budalalar" (Erich Kästner'dan), "Define Adası" (R. L. Stevenson'dan), "Robinson Ölmemeli" (Friedrich Forster'dan).


DİĞER HABERLER