Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmaya, sivilleri korumaya ve terör örgütleriyle savaşmaya devam edecek." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, başkent Doha'da gerçekleştirilen Türkiye-Rusya-Katar Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Çavuşoğlu, burada yaptığı konuşmada, toplantıda Suriye'deki durumun görüşüldüğünü, DEAŞ ve PKK/YPG gibi terör örgütleriyle mücadelenin de ele alındığını belirtti.
PKK/YPG'nin Suriye'nin kuzeyindeki saldırılarının sürdüğüne işaret eden Çavuşoğlu, "PKK/YPG, Suriye'nin kuzeyindeki sivilleri hedef almaya, savaş suçları işlemeye devam ediyor. Son 2 ayda 25'ten fazla masum Suriyeli terör saldırılarında hayatını kaybetti. Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünü savunmaya, sivilleri korumaya ve terör örgütleriyle savaşmaya devam edecek." ifadelerini kullandı.
Lavrov: Ayrılıkçılığa karşı mücadelede anlaştık
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Suriye meselesine ilişkin, Rusya, Türkiye ve Katar Dışişleri Bakanlar düzeyinde ilk kez bir araya geldiklerine dikkati çekerek, toplantıda bu meselenin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin 2254 sayılı kararı çerçevesinde siyasi yollarla çözülmesini vurguladıklarını söyledi.
Lavrov, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve egemenliğine saygı duyulması konusunda ortak bakış açısına sahip olduklarını belirterek, Suriyelilere insani yardım sağlanmasının önemine işaret etti.
Toplantıda ortak bildiri imzaladıklarını belirten Lavrov, Rusya, Türkiye ve Katar’ın Suriye ile ilgili hedeflerinin bu bildiride yer aldığını söyledi.
Lavrov, "Rusya, Türkiye ve Katar, terörizmle ve Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve komşu ülkelerin güvenliğini tehdit eden ayrılıkçılık girişimlerine karşı mücadele konusunda anlaştı." dedi.
Bildiride Suriye Anaysa Komitesinin önemini vurguladıklarını dile getiren Lavrov, komiteye destek veremeye hazır olduklarını kaydetti.
Lavrov, Rusya, Türkiye ve Katar’ın, Suriyeli sığınmacıların ülkesine güvenli dönüşlerinin sağlanması için girişimde bulunacaklarını belirterek, "Suriye’de taraflar arasında güvenin güçlendirilmesine ilişkin inisiyatiflerin desteklenmesiyle ilgili olduğumuzu vurguladık." şeklinde konuştu.
İleride de görüşmeler yapacaklarını dile getiren Lavrov, "Ortak üçlü kontaklarımız, Astana Formatına yararlı bir ek olacak." ifadesini kullandı.
Lavrov, Katar'ın Suriye meselesinin çözümü konusunda katkıda bulunma isteğini, memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.
Al Sani: Suriye'de askeri varlığımızın olmasına gerek yok
Katar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Bin Abdurrahman Al Sani de "Suriye dosyası ve oradaki insani durumu" ele aldıklarını ifade etti.
Çavuşoğlu ve Lavrov ile düzenledikleri üçlü toplantıda Suriye'nin toprak bütünlüğüne vurgu yapıldığını belirten Al Sani, krizin askeri yöntemlere başvurulmadan çözülmesinden yana olduklarını dile getirdi.
Gazetecilerin "Katar'ın neden Suriye'de bir askeri üssü olmadığı" yönündeki sorusuna Al Sani, "Suriye'de askeri varlığımızın olmasına gerek yok. Arap topraklarının birliğini destekliyoruz. Suriye bir Arap ülkesidir." yanıtını verdi.
Katarlı Bakan, Suriyeli mültecilerin evlerine güvenli ve gönüllü olarak dönmesi ve Suriye Anayasa Çalışma Komitesi tarafından yapılan müzakereleri desteklediklerini yineledi.
Suriye'de yıllardır devam eden savaş nedeniyle insani durumun kötü bir halde olduğuna ve bunun yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte daha da kötüleştiğine dikkati çeken Al Sani, "Tüm Suriye topraklarına insani yardımların ulaştırılması girişimini de (toplantıda) görüştük." dedi.
Al Sani bu kapsamda Suriye halkının kriz nedeniyle içinde bulunduğu zor sürecin ivedi bir şekilde hafifletilmesi gerektiğini vurguladı.
Suriye’nin Arap Birliği üyeliği konusuna da değinen Katarlı Bakan, "Suriye’nin Arap birliği üyeliğinin askıya alınma sebepleri hala geçerliliğini koruyor." diye konuştu.
Suriye meselesinin yanı sıra bölgesel konuları da ele aldıklarını belirten Al Sani, Suudi Arabistan'daki Ula Zirvesi sonrası Körfez'de oluşan son durum, Libya ve Afganistan müzakerelerini de masaya yatırdıklarını kaydetti.
Ortak açıklamada ayrılıkçı gündeme karşı mücadele vurgusu
Türkiye-Rusya-Katar Üçlü Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın ardından yapılan ortak yazılı açıklama ise Katar Devleti, Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu dışişleri bakanlarının Suriye ihtilafı ile ihtilafa kalıcı bir siyasi çözüm bulunmasına katkı sağlayacak iş birliği yollarını ele almak amacıyla Doha’da bir araya geldiği bildirildi.
Birleşmiş Milletler (BM) Şartı uyarınca, Suriye'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğünün korunmasına olan bağlılığın vurgulandığı açıklamada, Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine dair kanaatler belirtildi.
"Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme yönünde kararlılık vurgulandı"
Açıklamada, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı ile 2012 Cenevre Bildirisi uyarınca Suriyeli tarafların siyasi çözüme ulaşmasını desteklemek için BM'nin kolaylaştırıcılığındaki siyasi süreci ilerletme taahhüdü yinelenerek, "(Bakanlar) Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün yanı sıra komşu ülkelerin milli güvenliğine de halel getirecek ayrılıkçı gündemlere karşı durma yönündeki kararlılıklarını vurgulamışlardır." ifadesine yer verildi.
Anayasa Komitesi'nin önemli rolün ve Suriyeli taraflarca Komite’nin usul kuralları ve temel çalışma ilkelerine riayet edilmesi gerekliliğinin altı çizilen açıklamada, Anayasa Komitesi’nin çalışmalarında dış müdahale olmadan yapıcı angajmana verilen destek teyit edildi.
Suriye'de anayasa reformu için Anayasa Komitesi'nin sürdürülebilir ve etkili çalışmasını sağlamak için BM Genel Sekreteri Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen'in çabaları ile Suriyeli taraflar ve Komite üyeleriyle sürekli iletişim yoluyla Komite’nin çalışmalarına katkı sağlamaya yönelik tutumlar teyit edildi.
Suriye’deki insani durum ile yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkisinden duyulan endişeye dikkat çekilen açıklamada, salgının Suriye’deki sağlık sisteminin yanı sıra sosyal, ekonomik ve insani koşullar bakımından yarattığı derin sınamanın altı çizilerek, "Bu hususta, (bakanlar) Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere, BM ve BM kuruluşlarına, COVAX girişimi dahil olmak üzere, Suriye içinde aşılamaya öncelik verilmesi çağrısında bulunmuşlardır." ifadesi kullanıldı.
Suriye'deki insani durumun iyileştirilmesi ve siyasi uzlaşı sürecindeki ilerlemenin desteklenmesini teminen, ayrımcılık, siyasileştirme ve ön koşullar olmaksızın ülke genelinde tüm Suriyelilere insani yardımı arttırmanın gerekliliği vurgulanarak, uluslararası topluma, BM ve BM’nin insani kuruluşlarına bu husustaki çabalarını artırmaları yönünde çağrıda bulunuldu.
"Sığınmacıların güvenli ve gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırılmalı"
"(Bakanlar) Sığınmacıların ve ülke içinde yerinden edilmiş kişilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşlerini kolaylaştırma ihtiyacını vurgulamışlardır." ifadesine yer verilen açıklamada, bu bağlamda, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği ve diğer uzman uluslararası kuruluşlar da dahil olmak üzere tüm ilgili taraflarla ortak çabalara devam etmeye hazır olunduğu belirtildi.
Suriyeli taraflar arasında karşılıklı güvene dayalı olumlu bir atmosfer yaratarak siyasi sürecin ilerlemesine katkı sağlanmasını teminen, tutukluların, özellikle de kadın, çocuk ve yaşlıların salıverilmesine dair güven artırıcı girişimlere yönelik işbirliği ve desteğin önemine işaret edildi.
Katar'a ev sahipliğinden ötürü teşekkür edilen açıklamada, "Bakanlar, bu açıklamada belirtilen ortak hedeflere ulaşmak için çabalarını sürdürme hususunda temsilcilerini görevlendirmeye karar vermişlerdir." bilgisi paylaşıldı.